Paylaş
Bunun birçok nedeni var ama en önemlisi şu: Son zamanlarda yaşanan kilo salgınının başlıca nedeni insülin direnci. Sorun insülin direncinden kaynaklanınca, çözüm de doğal olarak “insülin direnci -İD- diyeti” oluyor.
İnsülin direnci diyeti (İD) ile ilgili çalışmalar, beslenme uzmanlarımız ve danışmanlarımız tarafından yürütülüyor.
Detayları önümüzdeki günlerde bu sayfada okuyacaksınız. Şimdiden söyleyelim; önemli, enteresan, çarpıcı tespitlerimiz var.
Yaşasın Hayat diyetisyenleriyle birlikte size bomba gibi bir “İD diyeti” dizisi sunacağız. Bu diyetin pratik noktalarını evinizde ya da işinizde uygulayabileceğiniz formatlarını da yine Kelebek’te, bu sayfada bulacaksınız. İsterseniz bu diyetin neden mükemmel sonuçlar verdiğine birazcık değinelim.
BAŞARININ SIRRI
İD diyetinin temel hedefi, insülin direncini azaltmaktır. İnsülin direnci azaldığı ölçüde kilo kaybı kolaylaşmakta, reaktif hipoglisemi atakları azalmakta, hatta kaybolmaktadır. Bu diyet, şeker hastalığını önlemekte, eğer kişi şeker hastasıysa tedaviyi kolaylaştırmaktadır.
İD diyeti, kan yağlarını özellikle trigliserit seviyelerini dengelemede mükemmel sonuçlar vermektedir. Kanda insülin seviyesini azalttığı için ödem, yorgunluk, terleme ve benzeri şikâyetleri hafifletmekte, daha da önemlisi uzun vadede kanserden korunmayı desteklemektedir.
TEMEL HEDEFLER NELER?
İnsülin diyeti uygulama-sında temel hedefleri şu şekilde belirledik:
İşlenmemiş doğal gıdaları tercih etmek, işlenmiş karbonhidratlardan (bisküviler, cipsler, fırın-pastane ürünleri, tatlılar) uzak durmak, sebzelere, bakliyat grubu ve tam tahıllara öncelik tanımak, beyaz un, şeker ve nişastadan uzak durmak, tatlı meyveleri azaltmak, özellikle un-şeker karışımı tatlıları tamamen terk etmek.
Günlük toplam karbonhidrat tüketimini makul miktarlara indirmek, düşük karbonhidratlı bir beslenme planını ısrarla sürdürmek, ayrıca bir öğünde tüketilen toplam karbonhidrat miktarını da minimuma indirmek.
Karbonhidratları doğru besinlerle birlikte yemeyi öğrenmek. Örneğin kıymalı bakliyat yemekleri, yumurtalı sebze yemekleri ya da kıymalı sebze yemekleri, peynirli, ton balıklı salatalar, peynirli kepekli makarnalar gibi.
Yağları azaltmak, özellikle trans yağlar ve margarinlerden uzak durmak, hazır yağlı sosları kullanmamak.
Meyveleri daha ziyade ara öğün seçenekleri olarak değerlendirmek ama ara öğünlerde meyve yerine yağsız yoğurt, badem, fındık, ceviz gibi alternatiflerden de istifade etmek.
Meşrubat ve hazır meyve sularından uzak durmak.
Alkol kullanmamak ya da azaltmak.
Krema, mayonez, kaymak ve salata sosları dâhil hazır sosları mutfağa sokmamak.
Her yemeğe mümkünse farklı sebze çorbalarıyla başlamak.
Öğle yemeğini kuvvetlendirip akşam yemeklerini azaltmak.
Sık ve az yemeyi alışkanlık haline getirmek.
KARARLI OLMAK ŞART!
Bu prensiplerin tümünü aynı anda uygulamaya koymanın çok da kolay olmadığını tabiî ki biliyoruz. Her bir maddenin üzerinde dikkatle çalışılması, ısrarla durulması gerektiğinin biz de farkındayız. Ama sorunu sadece kilo problemi olarak değil de sağlıklı dengeli çeşitli beslenmek iyi beslenmenin sağlığa katkılarından en yüksek düzeyde istifade etmek olarak düşünürseniz bu yol haritasını ısrarla uygulamakta fayda var.
Tekrarlanmış uygulamaların zamanla öğrenilmiş kendiliğinden yapılan refleksler haline geleceğini lütfen unutmayın.
Paylaş