Paylaş
KANSERLERDEN damar sertliğine, eklem aşınmalarından göz, kulak, akciğer problemlerine kadar bir dizi soruna çanak tutan “kronik iltihap”ın nedeni, mikrobik hastalıklardan çok beslenme yanlışları, hareketsizlik, kandaki ürik asit ve şeker seviyesinin yükselmesi, D vitamini, Omega-3 yağlarının azalması, alkol, sigara tüketiminin artması veya insülin direncinin başlamasıdır. Kontrolsüz ve aşırı egzersizin de fazlaca serbest radikal üretimine yol açarak kronik iltihabi süreçleri hızlandırdığı biliniyor.
Damarlara dikkat
Kronik iltihabın en çok etkilediği dokuların başında damar duvarı, özellikle de damarın iç tabakası, yani “endotel” adı verilen iç yüzeyi geliyor. Eğer herhangi bir nedenle (örneğin aşırı sigara kullanımı, LDL kolesterol yüksekliği (özellikle LDL 3 ve LDL 4), HDL kolesterolü azlığı, insülin direnci ve buna bağlı kilo fazlalığı, D vitamini noksanlığı, omega 3 eksikliği, ürik asit yüksekliği, kan şekerinin artması ve benzeri faktörlerle) endotel tabakası hasar görmeye başlarsa ortaya çıkan “tamir etme çabaları” aynı zamanda kronik iltihabi süreçleri de tetikliyor.
Yukarıda saydığımız faktörlerin neredeyse tamamı damar duvarındaki yapısal bütünlük ve dengeyi sürdürmek için “optimal” hudutlarda olmalı. Bu düzendeki herhangi bir bozulma o bölgede iltihap yapıcı maddelerin miktarını arttırıyor. Sonuçta damar duvarı bozulmaya, sertleşip, kalınlaşmaya, içinde “aterom plağı” denilen yapılar ve sonra da pıhtılar oluşmaya başlıyor.
Neden önemli?
Bu süreç ne yazık ki son derece tehlikeli bir yolculuğun da başlangıcı oluyor. Hasar gören damarlar kalbi besleyen koroner arterler ise süreç “koroner kalp hastalığı”na dönüşüyor. Beyni besleyen damarlar ise “bellek” sorunlarından “felç-inme” ataklarına kadar giden bir sürü problem ortaya çıkıyor. Göz damarlarında olduğunda “retina kanamaları” veya “damar pıhtıları”na bağlı göz kayıpları, böbreklerde olduğundaysa böbreğin temizleme gücünün giderek azalması ile neticeleniyor.
Aslında iltihabi süreçlerden tüm doku ve organlar nasibini az çok alıyor. Kronik iltihap kalbin, beynin, gözün, böbreğin, eklemlerin yani neredeyse her dokunun ve organın işlevlerini bozabiliyor. Bu nedenle kronik iltihabın varlığını anlamak ve onu olabildiğince baskılamak ya da hafifletmek modern tıbbın en önemli hedeflerinden biri haline geldi. Yaşlılığımızı damar sertliği, kanser, fazla kiloluluk veya obezite, artrit, Alzheimer hastalığı gibi kronik hastalıklarla boğuşarak geçirmek istemiyorsak “kronik iltihabı nasıl azaltabiliriz?” sorusuna yanıt aramaya devam etmeliyiz.
Azaltan besinler
“KRONİK iltihabı baskılayan, en azından yavaşlatan doğal yiyecekler hangileri?” diye bir soru da aklınıza gelebilir. Henüz bu konuda da açık ve net sonuçlar yok elimizde. Kimyondan tarçına, zerdeçaldan, zencefile, kakuleden, naneye, susamdan, çörekotuna, üzüm çekirdeğinden, meyan köküne, zeytin yaprağından, soğana, sarımsağa, bademden, cevize, nardan üzüme, çok sayıda doğal besinin kronik iltihabi süreçleri baskılayabileceği söyleniyor. Bu gözlemlere ben de katılıyorum.
Tetikleyen besinler
KRONİK iltihabı hızlandıran yiyeceklere gelince: Beyaz un, beyaz şeker-ve genelde tüm şekerler-, özellikle nişasta bazlı şekerler, fruktoz şurubu, omega-6 içeren yağlar, trans yağ asitleri, karamelize olmuş ve yanmış besinler ve fastfood yiyeceklerin tümü özellikle de cipsler, gofretler bu listenin en tepesine yerleştirilmeli.
Teşhis için test var mi?
KRONİK iltihabın varlığını ve seviyesini gösteren güvenli bir test yok. Ama kısaca CRP olarak bilinen özel tipte bir proteinin (hs-CRP) kronik iltihap şiddetlendikçe kandaki seviyesi yükseliyor. Bu nedenle son yıllarda sağlık taramalarına bu test de eklendi. “hs-CRP”’nin 2,5 ve üzerindeki değerleri manidar bulunuyor. Özellikle damar duvarındaki iltihabi süreçlerin başladığına işaret olarak kabul ediliyor.
Metaformin ve statinler iltihabı azaltır mı?
UZUN yıllara dayanan bir gözlemimi de not düşmek istiyorum. Şu veya bu nedenle düzenli olarak metaformin kullananların kronik iltihabi süreçlerde daha iyi korundukları düşüncesindeyim. Çünkü metaformin kullananlarda yangısal süreçlerin azaldığını düşünüyorum. Yeni yapılan bir çalışma kronik iltihapla ilgili olması kuvvetle muhtemel olan Alzheimer hastalığının gidişinin de metaforminle yavaşlatılabileceğini gösteriyor. Hatta bazı ilaç firmaları metaformine benzer moleküller geliştirerek Alzheimer hastalığının tedavisinde kullanmayı bile düşünüyor.
Alzheimer ve kansere karşı
Kolesterol tedavisinde kullanılan statin grubu ilaçları da “antienflamatuar” yani “iltihap baskılayıcı” etkilerinin olduğunu gösteren birçok çalışma yayınlandı. Bu ilaçları kullananlarda da Alzheimer hastalığının daha seyrek görüldüğü, bunamaya daha az rastlandığı, yaşlılığa bağlı akciğer büzüşmesinin yavaşladığı, bazı kanserlerin görülme sıklığının azaldığını düşündüren gözlemler var.
Kronik iltihap nasıl azaltılır
- Sağlıklı besinler yiyerek.
- Düzenli egzersiz yaparak.
- Hazır gıdalardan, özellikle un, şeker, yağ karışımı paketlenmiş besinlerden, fastfood yiyeceklerden uzak durarak.
- Daha az yiyerek.
- Omega-3 zengini besinleri daha fazla tüketerek (balık, ceviz).
- Omega-6 zengini yiyecekleri azaltarak(mısırözü yağı).
- D vitamini rezervimizi arttırarak.
- Ürik asit seviyelerini kontrol altında tutarak.
- Açlık ve tokluk kan şekeri seviyelerini dengeleyerek.
- Hiperinsülinemi ve metabolik sendrom sorunlarını kontrol ederek.
- Sigara içmeyerek.
- Alkol kullanmayarak.
- Dinlenmeyi ihmal etmeyerek.
- Yeterli ve kaliteli uykudan taviz vermeyerek.
- Fazla kiloları vererek.
Paylaş