Hücrelerinize iyi bakın

Vücudumuzda yaklaşık üç trilyon hücre var. Her hücre bağımsız bir yapıdır ama bedeninizin uyumlu bir parçası olarak çalışır.

Bir hücrenin nasıl çalışacağı, ne zaman üretim yapıp ne zaman dinleneceği, ne zaman bölünüp ne vakit öleceği DNA’sında bulunan şifrelerde, yani genetik kodlarda yazılıdır. Hücreler görevlerini yapabilmek için enerjiye ihtiyaç duyar. Enerji üretimini bir güç üretim merkezi gibi çalışan "mitokondri" isimli organcıklar üstlenir. Mitokondrilerin de kendilerine ait DNA’ları vardır.

MİTOKONDRİ YAŞLANINCA

Hücre yaşlandıkça mitokondri DNA’sı yaşlanır, hücrenin enerji üretme gücü azalır. Daha az enerji üretimi hücrenin hızlı yaşlanması ile sonuçlanır. Vücudunuz çok sayıda fabrikanın üretim merkezinin bir arada bulunduğu hücrelerden oluşmuş bir "organize sanayi bölgesi" gibidir. Üç trilyona yakın hücre mükemmel bir uyum ve işbirliği içinde, el ele çalışarak vücudunuzu, yani sizi oluşturur.

HÜCRELER NASIL ÇOĞALIR

Her hücre yeni hücreler üretme yeteneğine sahiptir. Bunu bölünerek başarırlar. Çok özel bir "bölünerek büyüme" durumu söz konusudur. Bölünme ve büyüme hızı her hücre için farklıdır. Bölünen bir hücre yerini yeni genç, canlı, dinamik ama aynı görevleri kusursuz yerine getiren genç hücrelere bırakır. Bazı kan hücreleri (örneğin eritrositlerkırmızı kan hücreleri) 3 ayda bir diğer bazıları ise (lökositlerbeyaz kan hücreleri) 8-10 günde bir yenilenmektedir. Yenilenme bağırsak hücrelerinde 3 günde bir, deri hücrelerinde ise ayda birdir. Her hücrenin belirli sayıda bölünme yani yenilenebilme kapasitesi vardır. Bu kapasiteyi iyi kullanan, bölünürken sağlam ve sağlıklı yeni hücreler üreten insanlarda genç kalma ve sağlıklı bir yaşam sürebilme olasılığı daha fazladır.

Sağlığınız iyi, ömrünüz uzun olsun istiyorsanız hücrelerinize gözünüzün için gibi bakın. Bu bakımın onları doğru beslemek ve çevresel zararlardan (katkı maddeleri, ağır metaller, petrol bileşikleri, güneş ışınları, alkol, sigara dumanı) korumak anlamına geldiğini unutmayın.

Besin desteklerindeki beta karotenlerin hepsi sentetik değildir

Karotenoidler arasında en ünlüsü olan beta karoten, yağda eriyen bir renk verici olarak vücutta oksijenin olumsuz etkilerini ortadan kaldırmaya yardımcı olur. Özellikle havuçta bolca bulunan bu antioksidan madde, kavun, ıspanak, brokoli ve birçok sebze ve meyvede de vardır.

"Dunaliella bardawil" adlı yosundan ve fotosentetik bakterilerden (Cyanobacteria) elde edilen doğal beta karoten, günlük gereksinim olan 1.3 - 2.9 mg’ın tamamlanabilmesi için en uygun destektir. Besinlerle yeterince beta karoten alınamadığı ya da sindirim sistemini ilgilendiren çeşitli sorunlar nedeniyle emilimin yetersiz kaldığı durumlarda hekim önerisi ile doğal beta karoten içeren besin desteklerinden yararlanılabilir. Beta karoten içeren destekleri kullanmakta bir sakınca yoktur. Doğal kaynaklardan elde edilen beta karoten desteklerini kullanabilirsiniz.

Şeker hastalığı karaciğeri yağlandırıyor

Şeker hastalığında, özellikle erişkin tipi diyabette karaciğer yağlanmasına sık rastlanıyor. Özellikle şişmanlık veya fazla kiloluluk sorunu olanlarda diyabetin çok erken dönemlerinde yağlı karaciğer ilk belirtilerden biri olabiliyor. Bazen karaciğer yağlanması o kadar ileri gidiyor ki, bir iltihaplanma hali bile (steatohepatit) ortaya çıkabiliyor. Bu durumun müdahale edilmediğinde karaciğer yetmezliğine kadar gidebileceği belirtiliyor. Şeker hastalarında tedavi için kullanılan ilaçların da karaciğerde yağlamaya yol açabileceği ve karaciğer fonksiyonlarını bozabileceği aklınızda olsun.

Yeme bozukluğu önlenebilir mi

Yeme bozukluğunun önlenmesi için çocuklarınıza iyi bir beslenme eğitimi vermeniz, gelişme ve büyümelerini dikkatle izlemeniz, beslenme alışkanlıklarını, besin seçimlerini dikkate almanız gerekiyor. Sigara, alkol kullanan, kafeinli içecekleri fazla seven, enerji içeceklerini sık kullanan çocuklarda yeme bozukluğu daha sık görülüyor. Aktif bir yaşam, mutlu ve keyifli bir aile ortamı, güzel bir sofra, masa başında geçirilen mutlu saatler iyi bir anne-baba-çocuk ilişkisi bu hastalıktan korunmanın en etkili önlemleridir.

Ne yapmalısınız

Yeme bozukluğu tedavi edilebilen bir sağlık sorunudur. Özellikle, erken fark edilirse tedavisinde pek fazla zorluk çekilmez. Hastalık asla kendi kendine iyileşmez, düzelmez. Mutlaka bir tıbbi yardım gerekecektir. Tıbbi yardım için en uygun yol, çocuğunuzu hemen bir diyetisyenin ya da terapistin karşısına oturtmak yerine bu uzmanların uzman bir doktor ile birlikte çalıştığı deneyimli hastanelerden veya merkezlerden yardım almaktır. Yeme bozukluğu diyetle tedavi edilmez. Sadece psikoterapi ile de düzelmez. Hastalığın tedavisi bazen altta yatan hormonal bozuklukların iyileştirilmesi için bir dahiliye veya endokrinoloji uzmanın yardımını gerektirebilir. Ruhsal problemlerin ağır olduğu hastalarda bir psikiyatrisin yardımı da gerekli olabilir. Anoreksiya hastalığının tedavisinin yıllarca sürebileceğini, ilaçların, beslenme önlemlerinin ve terapilerin uzun süre bırakılmaması gerektiğini hatırlatalım.

Ester-C vitamini farklı mı

C vitaminine özel bir yöntemle palmitik asit eklenerek üretilmiş yapay bir şekli vitamin C Ester adı ile tanınıyor. Ester-C diye tanımlanan bu sentetik C vitamini türü özellikle anti-aging pazarı için popüler bir besin desteği. Çoğu anti-aging uzmanı Ester-C’nin ömrü uzattığını, bağışıklığı güçlendirdiğini, cildi gençleştirdiğini düşünüyor. Ester-C’yi üreten bu kimyasal işlemin sonucunda normalde sadece suda eriyen C vitaminin hem suda hem de yağda eriyebilir yeni bir yapıya dönüşüyor. C vitamininin bu hali ağız veya cilt yoluyla kullanıldığında daha etkili olarak kabul ediliyor. Bize göre C vitamini kullanımını abartmanıza gerek yoktur. C vitamininin özellikle bağışıklığı güçlendirdiği yönünde güvenilir bilimsel dayanaklar mevcut değildir. Bu nedenle C vitamini kullanımında aşırıya kaçmamalısınız. Yetişkin birinin günlük C vitamini ihtiyacının 60 mg civarında olduğunu unutmamalısınız. C vitamini ihtiyacı gebelikte 100, sigara içenlerde 200 mg’a kadar yükselmektedir. Düzenli C vitamini desteğinin kanser ve enfeksiyonlardan (özellikle soğuk algınlığı ve nezleden) koruduğuna, katarakt ve hipertansiyon oluşumunu yavaşlattığına inananların sayısı fazladır ama bu veriler güçlü bilimsel çalışmalarla kanıtlanmamıştır.

Tansiyonunuz yüksekse stresi azaltın

Stres, kan basıncını etkileyen en önemli dış faktörlerden biri olarak gösteriliyor. Stres sonucu ortaya çıkan bedensel tepkiler kan basıncını ciddi olarak etkiliyor. Özellikle kronik stresin yani tekrarlayan ve uzun süren stresin hipertansiyon nedeni olabileceği, en azından kan basıncı dengelenmesini zorlaştırabileceği konusunda tam bir fikir birliği var.

Kilo vermenin en basit yöntemi(2)

Beslenme günlüğü tutmanın kilo vermenizdeki rolüne devam ediyoruz.

- Kilonuzda meydana gelen sapmaları engeller. Her şeyi tam anlamıyla uyguladığınıza rağmen takılan kiloların altındaki neden her zaman bir sağlık sorunu olmayabilir. Bütün listenizi birebir uyguladığınızı düşünürken yiyecek gruplarından birini atlayabileceğinizi hiç düşündünüz mü? Günlük tutan bir kişinin farkına vardığı bir hata: "Bütün öğünlerimde ıspanak, brokoli veya karnabahar yediğimi düşünüyordum. Günlük tutmaya başladıktan sonra haftalık olarak geri dönüp baktığımda haftada sadece 1-2 gün sebze yediğimi fark ettim." Yeterlilik, dengeli ve çeşitlilik kilo vermenin anahtarıdır.

- Hatalı beslenme alışkanlıklarınızı fark etmenizi sağlar. Beslenme alışkanlıkları diğer alışkanlıklarda da olduğu gibi değiştirilmesi zor bir süreçtir. Değişime uğraması mutlaka gerekir mi? Verdiğiniz kiloyu korumanın temeli hatalı beslenme alışkanlıklarını değiştiren bir kilo yönetiminin devamı olmasıdır. Bu değişikliklerin gerekliğini sürekli birinden duymak yerine yavaş yavaş sizin farkına varmanız ve uygulamaya geçirmeniz daha kalıcı bir yöntem olacaktır.

Greyfurt suyu zayıflatır mı

Sabah kahvaltısında yağ oranı yüzde 1 olan mısır/buğday gevreği ve öncesinde greyfurt suyu içiyorum. Bu gevrekler doğru seçim midir? Zayıflamama katkısı olur mu? Greyfurt suyunun faydası olur mu? Aç karınla mı içmeliyim?

Sabah kahvaltısında tahıl grubundan almanız gerekeni ekmek yerine yağı azaltılmış kahvaltılık gevreklerden alarak farklı kahvaltılar oluşturabilirisiniz. Fakat unutmayın ki; hiçbir besin maddesi zayıflamayı sağlamaz! Kilo kaybı sizin günde besinlerle aldığınız kalori ve harcadığınız toplam kalori miktarıyla ilişkilidir. Greyfurt suyunun zayıflama üzerine kanıtlanmış bir etkisi bulunmamaktadır. Mide probleminiz yoksa ve greyfurtla etkileşime girecek ilaçlar kullanmıyorsanız sabahları greyfurt suyu içmeye devam edebilirsiniz. Fakat ben -tek çeşit- yani gevrek ve greyfurt suyundan oluşan bir kahvaltı yerine, haftada birkaç kez farklı besinler de tüketmenizi öneririm. "Tek besine dayalı beslenme" hem sağlıklı beslenme kurallarına uymaz hem de sizin bir süre sonra sıkılmanıza neden olabilir.
Yazarın Tüm Yazıları