Paylaş
Ahmet Hakan yine “yerel bir tatlı” keşfetmiş. İlk keşfi Boşnakların ünlü tatlısı “triliçe”ydi. Yeni keşfi ise Balıkesir ve Orta Anadolu’nun ünlü “höşmerim” tatlısı olmuş.
Ahmet Hakan’a ve diğer höşmerim tutkunlarına tavsiyem şu: Sadece 50 gramı bile 150 kalori içeren, üstelik kalorilerinin çoğu da içindeki “şeker” ve “nişasta”dan gelen bu tatlıyı sakın abartmayın!
Yoksa insülin düzeylerinize “tavan” yaptırır, insülin patlamalarına bağlı “hipoglisemi” atakları ve “yağlanma” sorunundan kurtulamazsınız.
Prensip şudur: Tatlıların sadece tadına bakılır ve bırakılır... Bu kural ne triliçe, ne höşmerim, ne de baklava için değişir. Nokta!
Meyve ne zaman yenmeli?
Meyvelerin her biri birer sağlık mucizesidir. Kimi antioksidan gücü ile (elmadaki kuvarsetin, üzümdeki antosiyanin), kimi vitaminleri ile (portakaldaki C, muzdaki B6 vitamini), kimi de mineral yükü ile (incirdeki kalsiyum) bedene destek, güç, kuvvet verir.
Yeter ki aşırı tüketilmesinler. Yeter ki doğru zamanda yensinler.
Prensip basitçe şu olsun: Yemekle birlikte ve yemeği izleyen ilk iki saatlik sürede meyve yememeye çalışalım.
Yoksa fermantasyona bağlı şişkinlik, gaz, hazımsızlık, hafif alkole dönüşüm nedeniyle bitkinlik, uyku hali kaçınılmazdır.
Tavsiyemiz meyveleri de ölçülü tüketmeniz, bir defada bir porsiyondan fazla yememenizdir.
Afiyet olsun.
D vitamini neden önemli?
D vitamini noksanlığı günümüzün en mühim sorunlarından biri. Anlaşılan o ki yeni hayat bizi bugünkünden daha fazla kapalı mekânlara mahkûm edecek. Güneşle temasımızı daha da sınırlı hale getirecek.
Bu nedenle bulduğunuz her fırsatta cildinizi güneşle buluşturmayı unutmayın. Bu tür sıradan “cilt-güneş buluşmaları”nın bile işe yarayacağından hiç şüphe duymayın.
Bu arada D vitamini seviyelerinizi ölçtürmeyi de ihmal etmeyin.
- Ölçüm 25 OH vitamin D şeklinde yapılmalı.
- İdeal seviyelerin 50-100 aralığında olduğu unutmamalı, 150’nin üzerinin tehlikeli olduğu akıldan çıkarılmamalı.
- D vitamininin özellikle kışa girerken bağışıklığınızı güçlendirmenin en ucuz ve etkili yolu olduğu bilinmeli.
- Otoimmun bağışıklık sorunlarının en önemli nedenlerinden birinin de yine D vitamini noksanlığı olduğunu unutmayın.
Eğer böyle bir sorununuz varsa D vitamini eksikliğinizi giderme konusunda daha hassas davranın. (Romatizmal hastalıklar, sedef hastalığı, vitiligo...)
- D vitamini saç ve eklem sağlığının da vazgeçilmezidir.
- Kemik erimesini önlemenin birinci ve vazgeçilmez yolu kalsiyum takviyesi yutmak değil, D vitamini eksikliğinden korunmaktır. Eğer D vitamininiz noksansa yuttuğunuz kalsiyumlar yeterince işe yaramaz. Hatta o kalsiyum takviyesinden zarar görmeniz bile mümkün olabilir.
- Kronik iltihabi süreçleri baskılamada da D vitamini en güçlü doğal ilaçtır. İnflamasyonla bağlantılı olduğu düşünülen pek çok hastalıkta (obezite, Alzheimer, romatizmal hastalıklar, damar sertliği) D vitamini vazgeçilmezdir.
D vitamini ve magnezyumdan faydalanmak istiyorsanız...
Magnezyum ve D vitaminiyle ilgili bilgiler benim günlük mesleki çalışmalarımda elde ettiğim tecrübelerden özetlenmiştir.
Hiçbirisi herhangi bir hastalığın teşhisi ve tedavisi için tek başına kullanılmamalıdır. Bu tavsiyeleri uygulamaya geçirmeden önce lütfen doktorunuzla görüşün.
Toksinlerden arınmanın basit bir yolu: Sülfatlama!
Bedenimizin mükemmel bir toksin temizleme yapılanması var. Eğer sağlam bir metabolizmanız var ve siz bu sistemlerin işlemesi için gerekli doğal ilaçları bedeninize yeterince kazandırabiliyorsanız sisteminiz zaten kendi detoksunu kendi de yapabiliyor. Bunu yaparken de en çok sülfatlama ve metilleme süreçlerinden faydalanıyor.
Sülfatlama süreçlerinin ana oyuncusu ise glutation! Glutation, müthiş bir antioksidan. Eğer siz bedeninizdeki glutation oranını yüksek tutabilirseniz sülfatlama süreçleriniz, neticede detokslama faaliyetleriniz tıkır tıkır çalışıyor. Peki, sülfatlama süreçleri nasıl güçlendirilecek?
- Daha çok polifenol tüketilecek. Mesela kakao zengini ürünlerden faydalanılacak.
- Daha çok sülfürlü ürün yenilip içilecek. Mesela lahana grubu: Karnabahar, lahana, turp. Mesela su teresi. Mesela sarımsak ve soğan.
- Deve dikeni (silimarin) takviyelerinden faydalanmak da düşünülecek. Saf silimarin tabletleri günde 140 mg civarında kullanılabiliyor.
- N-Asetil Sistein takviyelerinden faydalanılacak. Doz kararı doktora bırakılacak.
Magnezyum eksikliği neden mühim?
Magnezyum çok önemli bir mineral. Ne var ki kan ölçümleri ile takibi biraz zor. Çünkü kan değerleri vücudun ihtiyaç duyduğu magnezyum düzeyini yeteri kadar yansıtmaz. Zira tıpkı kalsiyumda olduğu gibi kanınızdaki magnezyum seviyesi ciddi bir koruma altındadır. Bir şekilde vücudun depolarından (mesela kemiklerden) mutlaka ama mutlaka karşılanır.
- Eğer kaslarınızda ağrı var, spazmlar ya da kramplardan şikâyetçiyseniz ek magnezyum takviyeleri işinize yarayabilir.
- Magnezyumun kronik yorgunluk ve uykusuzluk problemlerinde de size yardımcı olabileceğini düşünüyorum. Uykusuzluk sorunu için akşam, yorgunluk sorunu için de sabah saatlerinde kullanım tercih edilmeli.
- Magnezyumun kemik bütünlüğü için de en az kalsiyum kadar mühim olduğu kesin. Hatta bazı çalışmalara bakılırsa kemiklerin takviye olarak magnezyumdan ziyade kalsiyuma ihtiyaçları var.
- Bağırsaklarınız tembelse çözüm yine magnezyum takviyesi olabilir. Bu durumda tercihinizi magnezyum sitrat tuzlarından yana kullanın. Epsom tuzu (magnezyum sülfat) da etkili olabiliyor ama şiddetli karın ağrıları ve ishale de yol açabildiği için çok dikkatli kullanılması lazım.
- Magnezyum yağlarının da mükemmel etkileri var. Kasları rahatlatmada, cilt kuruluğunu azaltmada, sakinleşmeye destek olmada, hatta bazı kas-eklem ağrılarını hafifletmede magnezyum yağlarından faydalanmanız mümkün. Önemli olan hangi magnezyum yağı sorusuna en doğru yanıtı bulmak. Çünkü bu grup ürünlerin çoğu maalesef hiçbir işe yaramıyor.
- Magnezyum banyoları: Eğer güçlü bir detoks desteği, kaslarınızda yumuşama, rahatlama, bedensel ve ruhsal tam bir rahatlama hali arzuluyorsanız küvete bol sıcak su doldurun. Üzerine iki-üç yemek kaşığı epsom tuzu ekleyin ve o küvette 10 dakika kadar dinlenin.
Paylaş