Paylaş
Eğer öğün atladığınızda sinirlilik, alınganlık, kaygı ve benzeri ruhsal sorunlar yaşıyorsanız... Eğer yemek yiyince ortadan kalkan bir halsizlik hali başlıyor, enerji kaybınız zirve yapıyorsa... Eğer gün içerisinde sık sık yorgunluk atakları yaşıyor ve bu atakları bol şekerli bir kahve ya da çayla geçiştirme ihtiyacı duyuyorsanız lütfen bu yazıyı daha dikkatle inceleyiniz ve tavsiyeleri de bir kenara dikkatle not ediniz. Zira hipoglisemi yukarıda saydığım bu sorunlardan çok daha önemli bir meseledir.
ÖNEMLİ SORU
HİPOGLİSEMİ NASIL ANLAŞILIR
HİPOGLİSEMİ meselesinden kuşkulanıyorsanız lütfen en kısa zamanda gidip bir “HİPOGLİSEMİ TESTİ/İNCELEMESİ” yaptırın. Bunu özellikle “Yemeklerden sonra beynimi sis basıyor, kafam karışıyor, gece sık sık huzursuzluk duygusuyla uykularım bölünüyor” gibi yakınmalarınız da varsa lütfen hiç ihmal etmeyin. Zira anlattığım bu işaretlerin tamamı gözden kaçmış gizli ve sinsi bir hipogliseminin ilk işaretleri de olabilir. Durun, bitmedi! Hipoglisemi meselesinin saydıklarımdan çok daha derin, çok daha önemli sonuçları da var. Mesela mı? Beyniniz hipoglisemiden en çok hasar görebilecek organınızdır.
İYİ BİLGİ
BEYİN ŞEKERSİZ YAPAMAZ
SAĞLIKLI bir beyin/bellek ve güçlü bir beyin performansı için beynin “ihtiyacı kadar şekeri” uyku ya da uyanıklık hali fark etmez her an hazırda bulması gerekir. Zira beyin iki şey olmadan sağlığını koruyamaz, işini gücünü yapamaz: ŞEKER ve OKSİJEN. Her ikisinin de yokluğu beyni uzun süreli, kalıcı ve yıkıcı hasarlara/hastalıklara (nörodejeneratif hastalıklar: mesela Parkinson, mesela Alzheimer, mesela damarsal kökenli bunamalar) götüren yolculuğun başlangıç noktasıdır. Kısacası şeker eksikliği tıpkı oksijen eksikliği gibi beyindeki tüm dengeleri altüst eden önemli bir sorundur.
OKUR SORUSU-1
İNSÜLİN DİRENCİ HİPOGLİSEMİ YAPAR MI
HİPOGLİSEMİ problemi yaşamanız için yalnızca şeker hastası olmanız, şeker haplarınızı yanlış kullanmanız, insülin ayarınızı bozmanız, kötü beslenmeniz gerekmez. Şeker hastalığına yakalanmadan yıllarca önce probleminiz henüz “İNSÜLİN DİRENCİ” düzeyindeyken de yemek sonrası hipoglisemiler yaşayabilirsiniz ki bu durumda da beyniniz ardı arkası kesilmeyen “GİZLİ HİPOGLİSEMİK DARBELER” yaşayabilir. Üstelik sık sık “insülin patlamaları”nın da yaşandığı bu “ERKEN DİYABET” döneminde gelişen “AŞIRI İNSÜLİN BİRİKİMİ” (hiperinsülinemi) beyni iltihaplandırarak da beyin hasarını daha da hızlandıracaktır.
OKUR SORUSU-2
HİPOGLİSEMİ DEPRESYON YAPAR MI
HİPOGLİSEMİ meselesi önemlidir. Hipoglisemi sorunu ciddiye alınması gereken mühim bir meseledir. İyi bilelim ki hipoglisemi yalnızca “bedensel/beyinsel doku hasarına” yol açarak değil, psikolojik anlamda “düşünce hasarına” sebep olarak da sağlığımızı bozabiliyor. Zira panik atak sorunu yaşayanların, sinirlilik, duygusal gelgitler, kontrolsüz öfke atakları problemi olanların birçoğunda gizli ve sinsi bir hipogliseminin varlığı ancak dikkatle araştırıldığında yakalanabiliyor. Diğer taraftan hipoglisemilileri bekleyen önemli bir psikolojik sorun daha var: DEPRESYON! Ve bir küçük not daha: Yıllardır çektiğiniz baş ağrılarınızın özellikle tekrarlayıp duran MİGREN ataklarının sebebi ya da tetikçisi de yine aynı sorun yani hipoglisemi olabilir.
OKUR SORUSU-3
HİPOGLİSEMİM VAR NASIL BESLENEYİM
EĞER hipoglisemiden kuşkulanıyorsanız yapacağınız ilk iş bir iç hastalıkları, metabolizma veya endokrinoloji uzmanından randevu alıp dikkatli bir hipoglisemi değerlendirmesinden geçmek olmalıdır. Bunu özellikle “göbeğiniz varsa, iyi kolesterolünüz düşük, trigliserid ve kötü kolesterolünüz yüksekse, ürik asit rakamlarınız büyükse, karaciğerinizin yağlı olduğu söylenmişse” asla ihmal etmemelisiniz. Beslenme meselesine gelince... Günlük 3 öğün yemeği kesinlikle aksatmamalı, şekerli, un-nişasta zengini yiyecek ve içeceklerden uzak durmalısınız. Protein bakımından güçlü bir beslenme planı yapmalı (bakliyat, yumurta, süt ürünleri, balık, tavuk, kırmızı et) her öğünde mutlaka protein almalısınız. Öğün aralarında da (kuşluk, ikindi, yatsı) ihtiyaç durumunuza göre dengeleyerek “proteinli atıştırmalıklar” yapmayı (çiğ badem, fındık, bir parça peynir, yoğurt ya da ayran) düşünebilirsiniz. Ama şunu da unutmayın: Atıştırma yapma meselesini fazla abartmamalı, özellikle zararlı atıştırmalıklardan (bisküvi, poğaça, simit, cips, meyve suları, kolalı içecekler...) kesinlikle uzak durmalısınız. Hipoglisemili için güne kahvaltıyla başlamak da önemli ve vazgeçilmez bir ayrıntıdır. Kahvaltının protein bakımından güçlü olması da (yumurta, yoğurt) vazgeçilmez bir kuraldır. Aklınızda olsun: Hipoglisemisi olduğu kesinleşen birinin kahvaltısında reçele, bala, meyve suyuna yer yoktur. Son bir tavsiye daha: Bu düzenlemelerin mümkünse bir beslenme uzmanından yardım alarak hayatınıza kalıcı bir şekilde yerleştirmeniz daha doğru olur.
KISA BİLGİ
İNSÜLİN DİRENCİNİN GİZLİ İŞARETLERİ
1. Gün boyu tekrarlayan açlık atakları.
2. Bitip tükenmeyen tatlı krizleri.
3. Yemek sonrası gelişen uyku halleri, halsizlik durumları, kafa karışıklıkları (sisli beyin).
4. Açlığa uzun süre direnebilme ama yemeğe başlayınca durmayı bir türlü becerememe durumları.
5. Kolay kilo alma, zor kilo verme şikâyetleri ve bel çevresinde genişleme...
Paylaş