Paylaş
Hipoglisemi, sık karşılaşılan bir sorun. Kilo problemi olanların önemli bir kısmında hipoglisemi buluyoruz.
Kronik yorgunluktan, depresyondan, uyku bölünmelerinden yakınanların da çoğu hipoglisemik kişiler oluyor. Yemek sonrası uyuklamaların, çarpıntı ataklarının, baş dönmeleri, unutkanlıklar, baş ağrılarının arka planında da hipoglisemi yatabilir.
Sabahları keyifsiz uyanıp güne gergin başlıyorsanız, geceleri çamaşır değiştirecek derecede terliyor, gündüzleri sık sık tatlı krizleri yaşıyorsanız bunların da hipoglisemiyle ilişkili olabileceği aklınızda olsun.
Diyelim ki bu şikâyetlerle doktora gittiniz. Doktorunuz açlık ve tokluk kan şekeri, insülin değerlendirmeleri ile hipoglisemi teşhisi koydu.
Peki sonra ne olacak? Hangi ilaçlar yutulacak, hipoglisemi problemi ile nasıl baş edilecek?
Kısacası “ne yapacaksınız?” İşte size kısa bir yol haritası...
YÖNETİLEBİLİR BİR SORUN
Öncelikle önemli bir noktayı unutmayalım: Birkaç istisnai durum dışında hipogliseminin köklü tedavisi yoktur.
Eğer hipoglisemi nöbetlerinizin nedeni yuttuğunuz diyabet ilaçlarının ya da yaptığınız insülin enjeksiyonlarının dozaj hataları ise bunlar ayarlanınca hipogliseminiz ortadan kalkar.
Ne var ki bu gibi birkaç istisnai durum dışında hipoglisemi “tedavi edilebilir değil, yönetilebilir bir sağlık sorunu”dur.
Eğer hipoglisemi teşhisi konulan biriyseniz, yapacağınız ilk şey beslenme modeliniz üzerinde değişim yapmak olmalıdır.
Öğün atlamamaya, mümkünse aynı saatlerde beslenmeye özen göstermelisiniz.
Öğün aralarında acıkıyorsanız un ve şeker içermeyen, nişastadan zengin olmayan atıştırmalıklardan faydalanabilirsiniz.
Mümkünse protein içerikli atıştırmalıkları tercih edin. Mesela içecek olarak ayran, yiyecek olarak yoğurt, peynir olabilir.
Ana öğünlerde de ara öğünlerde de şekerli ve unlu gıdalardan uzak kalmanız, özellikle beyaz ekmek, pirinç, unlu tatlılardan uzak durmanız önemlidir.
Beyaz ekmek yerine tam buğday ekmeği, beyaz pirinç yerine bulgur, beyaz makarna yerine tam buğdaydan yapılmış kepekli makarna tercih edilebilir.
Yemeğin üstüne meyve veya tatlı tüketme alışkanlığından da uzak durmanız gerekiyor.
Hipoglisemik birinin meyve sularından da hele hele konsantre şeker/glikoz eklenmiş meşrubatlardan da uzak durması şart.
Protein ağırlıklı bir beslenme planı yapmak, lokmaları yavaş yavaş ve iyice çiğneyerek yutmak da önemli. Proteinle birlikte sebze yoğunluklu bir beslenme planı da mantıklıdır.
SONUÇ
Kısacası hipoglisemi, yaşam tarzı değişiklikleri gerektiren bir sağlık sorunu. Beslenme modelinde, aktivite ve uyku düzeninde ciddi ve kalıcı değişiklikler yapmadan hipoglisemi ile baş edebilmek mümkün görünmüyor. Tedavide başarının ise doktordan, diyetisyenden çok sorunu yaşayan kişilerin probleme vereceği önem, göstereceği dikkatle ilişkili olabileceği biliniyor.
Doğru atıştırmalar
Hipoglisemiklerin sık yaptıkları hatalardan biri de açlık krizine girip de bir şeyler atıştırmak zorunda kaldıklarında bisküvi, börek, çörek ve benzeri fırın/pastane ürünleri, cips, grisini, kuru meyveler veya meyve sularına yönelmeleridir.
Bunların tamamı hipoglisemiyi geçici olarak ortadan kaldırsalar da kısa bir süre sonra daha şiddetli ve sert hipoglisemi ataklarını davet eden yiyecek ve içeceklerdir.
Açlık krizlerini bastırmak için öncelikle ayran, yoğurt gibi proteinden zengin besinler veya badem, ceviz, fındık gibi kuruyemişler veya çok tatlı olmayan meyveler (elma, portakal) tercih edilmelidir.
Paylaş