Paylaş
İnsülin direnci bir taraftan doğrudan damar spazmına yol açarak, bir taraftan obezite salgınını tetikleyerek, diğer taraftan da daha sonra yol açtığı şeker hastalığı/tip-2 diyabet ile damarlarımızı sertleştirerek hipertansiyonu yaygınlaştıran sinsi ve muazzam bir tehdit. Ama tabii ki hipertansiyonu davet edebilen başka sorunlar da var. Mesela mı?
- Genetik zemin
- Böbrek ve böbrek üstü bezlerinin farklı hastalıkları
- Yaşam tarzı yanlışları: Hareketsizlik, uyku sorunları, beslenme yanlışları/tuz tüketiminin artması, stresli yaşam tarzı, depresyona yönlendiren ruhsal sorunlar ve daha pek çok yaşam tarzı yanlışlarını da bu listeye ekleyebiliriz.
Altını önemle çizelim ki hipertansiyon ülkemiz için hızla büyüyen bir sağlık sorunu olma yolundadır. Hipertansiyonluların sayısı arttıkça kalp damar hastalıkları, beyin damar hastalıkları, Alzheimer dahil, yaşlılığa bağlı kronik sağlık sorunları da giderek artacaktır. Erişkin nüfusumuzun üçte biri maalesef ya hipertansiyonlu ya da hipertansiyon adayıdır. İsterseniz bu ön bilgileri verdikten sonra başlıktaki soruyu tek bir cümleyle yanıtlayayım: HİPERTANSİYONDAN DEĞİL ONU CİDDİYE ALMAMAKTAN KORKUN!
İYİ BİLGİ
HİPERTANSİYONDAN KORUNMA ANAYASASI
Çalışmalarını ve yayınlarını ilgiyle izlediğim değerli bir uzman Prof. Dr. Hüseyin Bozbaş (TOBB Üniversitesi - Kardiyoloji Bilimdalı Başkanı), hipertansiyonun engellenebilmesi için bize net ve açık 7 maddelik bir yol haritası öneriyor. İşte o harita...
Hüseyin Bozbaş
VARAN 1: TUZ ALIMINI KISITLAYIN: Günlük tuz tüketim miktarınız 5-6 gramı geçmesin (Halen günde 15 gramın üzerinde tuz tükettiğimizi de bir kenara not edin).
VARAN 1: SAĞLIKLI BESLENİN: Hipertansiyonla mücadelede Akdeniz tipi beslenme en doğru ve basit tercih olmalı.
VARAN 3: ALKOLE HAYIR DEYİN: Özellikle gençlerde alkol tüketimi arttıkça hipertansiyona yakalanma olasılığı artıyor.
VARAN 4: SİGARAYI TERK EDİN: Elektronik sigara ve benzerleri dahil sigaranın her türlüsü bir damar düşmanı ve hipertansiyon davetçisidir.
VARAN 5: KİLONUZU KONTROL EDİN: Mantıklı ve sağlıklı bir kilo aralığında kalmazsanız hipertansiyona daha kolay yakalanırsınız.
VARAN 6: DÜZENLİ EGZERSİZ YAPIN: Egzersiz kan dolaşımını destekleyerek damar elastikiyetini koruyarak nitrik oksit miktarını yükseltip damarları genişleterek kan basıncını dengeleyen ilaç kadar etkili bir faktör.
VARAN 7: STRESİNİZİ AZALTIN: Yaşadığımız günlerde giderek biraz daha güçleşse de stresle baş etmek hipertansiyondan korunmanın önemli faktörlerinden biridir. Dr. Bozbaş da tıpkı benim gibi egzersizin sağlayacağı psikolojik rahatlama nedeniyle önemli bir stres törpüsü olabileceğini söylüyor.
NOT: Hüseyin Hoca’nın bu 7 maddelik “HİPERTANSİYONDAN KORUNMA ANAYASASI”na müsaadenizle ben üç madde daha eklemek isterim.
VARAN 8: UYKUNUZU İYİLEŞTİRİN: Uyku sorunları özellikle uyku apnesi problemi ve uykusuzluk hipertansiyonu davet eden en önemli problemler olma yolunda, dikkatli olun.
VARAN 9: DEPRESYONU ENGELLEYİN: Son 3-4 yıldır yaşadığımız COVID’in yol arkadaşı depresyon pandemisi de önemli bir hipertansiyon tetikleyicisidir. Depresyondan da uzak kalmaya dikkat edin.
VARAN 10: İLAÇLARA DİKKAT EDİN: Tansiyon yüksekliğine yol açabilen pek çok ilaç var. İlk sırayı kortizol hapları, doğum kontrol ilaçları, bazı antidepresanlar ve uyarıcı haplar yer alıyor. Uyarıcı hapların çoğunun reçetesiz satılan nezle, grip ilaçlarında yer aldığını da bir kenara not edin.
(HİPERTANSİYON KORKULACAK BİR HASTALIK DEĞİLDİR - PROF. DR. HÜSEYİN BOZBAŞ - DESTEK YAYINLARI)
NOT: Bu değerli kitabı hipertansiyon sorunu olan herkesin başucunda bulundurmasını tavsiye ediyorum.
ÖNEMLİ
OMAD DİYETİNİN TEHLİKELERİ NELER
Bir önceki yazımızda söz ettiğimiz OMAD diyetinin yol açabileceği ciddi sağlık zararları da olabiliyor. O zararların ilk sıralarında şunlar var: Sindirim sisteminizde ciddi problemlere yol açabilir. Daha da önemlisi özellikle gençlerde yeme bozukluklarını tetikleyebilir. Özellikle kronik bir sağlık probleminiz varsa, sürekli ilaç kullanan biriyseniz, başlangıçtaki kısa faydaları zamanla önemli sağlık sorunlarını da yanında getirebilir. Sağlıklı beslenerek günde 2 hatta 3 öğün yiyerek dengeli ve çeşitli beslenme kurallarını ihmal etmeyerek sadece metabolizmanıza uygun ve makul ölçüde kalori içeren yiyecek içeceklerle beslenmekte sağlığınızı koruyup kollayabilir. Formda ve fit ve belki de beklediğinizden daha uzun bir ömür sürebilirsiniz. OMAD diyeti belki başlangıçta size daha hızlı bir kilo kaybı sağlayabilir ama kilonuz azaldıkça vücudunuzun kilo kaybını engellemek için bazı savunma mekanizmaları geliştireceği de kesindir. Bu nedenle son günlerde “Ünlüler bu diyeti yapıyor!” diye pazarlanan hatta “İngiltere Başbakanı Rishi Sunak da bu diyeti yapıyor, siz de deneyin” gibi tumturaklı cümlelerle pazarlanan bu diyeti meslek hayatımın neredeyse tamamını kilo meselesinin çözümü ve sağlıklı yaşama/yaşlanmaya ayırmış bir hekim olarak söz konusu diyetin ne sağlıklı bir kilo kaybı sağlayabileceğini ne de ömür süresine olumlu bir zaman dilimi ekleyebileceğini düşünmediğimi ifade etmek isterim. Bu gibi sert ve çakma diyetler başta bağışıklığın zayıflaması, yorgunluk, kemik erimesi, bellek problemleri olmak üzere pek çok sorunu da beraberinde getirecektir. OMAD’ın sosyal yaşamla da uyumsuz olduğunun altını çizelim. OMAD nedeniyle gelişebilecek sosyal izolasyon zamanla ciddi ölçüde psikolojik bir zayıflamaya da yol açabilecektir.
Paylaş