Damar sağlığını etkileyen en önemli unsurlardan birinin kan basıncı olduğu biliniyor.
İdeal kan basıncı değerleri olarak 120/80 mmHg’ın altında olan değerler kabul ediliyor. (130/85 mmHg’dan daha az olan değerler kabul edilebilir rakamlardır.) Uzmanlara göre, 130-139/85-89 mmHg arası değerler uyarıcı kabul edilmeli, 139/89 mmHg’dan daha yüksek değerler ise yüksek risk olarak değerlendirilmelidir. Araştırmalar, hipertansiyonun damarlarınızı yani sizi vaktinden evvel yaşlandırdığını gösteriyor.
Normal kan basıncı değerlerine sahip olabilmek için tuz tüketimini sınırlamak, düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı kiloya sahip olmak, az protein ve bol sebze-meyve içeren bir beslenme programı uygulanmak gerekiyor.
Kan basıncı kontrolünde potasyum kazanımının artırılması (şeftali, muz, kayısı) ve stresle mücadele yöntemlerinin iyi uygulanması da önemli yararlar sağlıyor. Kolesterol seviyelerinin kontrolü de önemli.
BELİRTİSİ OLMAYABİLİR
Yüksek kan basıncı, "hipertansiyon" olarak adlandırılıyor. Hipertansiyon, çok önem verilen birçok sağlık sorununun da sebebi olabiliyor. Kalp krizi, inme, böbrek hastalıklarının en önde gelen sebebi olarak gösteriliyor.
Yüksek kan basıncı çoğu zaman hiçbir belirti vermiyor. Birçok insan hipertansiyon ile yaşıyor ama kendini oldukça iyi hissediyor. Hipertansiyona özgü bir belirti de yok. Bazı kişilerde baş ağrısı, çarpıntı, ense ve boyunda basınç olursa da bunlar tipik belirtiler değil. Birçok hasta kan basınçları yüksek seyrettiği halde bir yakınmaları olmadığı için ilaç kullanmaz. Herhangi bir problem yaşanmadan, insanlar gerekli önemi göstermez.
ÖLÇÜMLER NE ZAMAN YAPILMALI
Ne yazık ki, bu hastaların birçoğu daha sonra karşımıza felç veya kalp krizi ile böbrek yetmezliği ya da görme kaybı ile gelmektedir. Hipertansiyonu sessiz, belirtisiz döneminde tanıyabilmenin en doğru yolu, kan basıncını belirli aralıklarla ölçmektir.
Biz 40’lı yaşlara kadar yılda bir, 40-50 yaş aralığında yılda 2, 60’tan sonra yılda 3-4 kez kan basıncı ölçümü yaptırmanın bu önemli sağlık sorununu erken dönemde yakalamanın en kolay yolu olduğunu düşünüyoruz.
Kadınlarda idrar kaçırma sorunu daha sık
Orta ve ileri yaş kadınlarda idrar kaçırma sık görülen bir sorundur. İdrar kaçırma, bazen idrar yolu iltihapları veya kabızlık ile görülebilir. Bu soruna bazı ilaçlar da sebep olabilir ve bu durumlar geçicidir. Devam eden idrar kaçırma durumunda iki ayrı tip tespit edilmiştir.
1. tip, stresle oluşan idrar kaçırmadır. Burada öksürme, hapşırma, gülme ve benzeri karın basıncını artırıp idrar kesesine baskı oluşturan durumlar söz konusu olur. Tedavisi genellikle ameliyattır. Ameliyat, TOT adlı ince bir bandın idrar yolunun altına yerleştirilmesiyle yapılır. Bu çok kolay ve ağrısız bir işlemdir.
2. tip idrar kaçırma urge inkontinans’tır. Burada ani ve şiddetli idrar yapma hissiyle tuvalete yetişmeden idrar kaçabilir. Bazen fark etmeden de idrar kaçar, buna ’aşırı aktif mesane’ de denir. Tedavisi genellikle ilaçlarla yapılır.
3. tipte ise her iki kaçırma şekli bir arada bulunur. Her üç tipte de doktorun önereceği tavsiyelere uymak ve Kegel egzersizleri faydalı olacaktır.
Bazı yiyecekler kötü huylu hücreleri engelliyor
Bitkiler, salgıladıkları toksinlerle kendilerini düşmanlarına karşı korurlar. Bu kimyasal maddeler, insan bedeninde gelişen kötü huylu kanser hücreleri ile mücadelede de yardımcı olabilirler.
Kişiye özel hazırlanmış beslenme protokolü, zengin ve dengeli içeriği ile bedeni hem besler hem de güçlendirir ve korur. Bu alanda liste başı yiyecekler sarmısak, soğan, lahana, karnıbahar, ıspanak, tere, havuç, domates, böğürtlen, dut, üzüm, narenciye, elma, soya, karabiber, zerdeçal, keten tohumu (taze öğütülmüş), bitter çikolata, yeşil çaydır.
Lif, vitaminler, doğal tuzlar ve antioksidanlar açısından zengin bu besinler, her zaman sofralarda yer almalıdır.
Stres daha çok yediriyor
Sağlıklı beslenmenin önemli noktalarından biri de stresten uzak durmaktır. Bunu başarmak mümkün olmadığında ise çözümü yemekte aramamaktır.
Kilo problemi olan çoğu insan (özellikle kadınlar, finans sektöründe çalışanlar, gazeteciler, politikacılar, doktorlar) stresli dönemlerinde farkına varmadan daha fazla besin tüketiyorlar.
İşin kötü yanı, stresin etkisini azaltmak için daha çok mutluluk hormonu serotonin salgılatan yiyecekleri tercih etmeleri. Çünkü stresi azaltmak ve serotonini artırmak için tercih edilen yiyeceklerin çoğu şekerli, unlu, yağlı yani kalorisi yüksek yiyecekler.
Diğer taraftan stresin, fazla miktarda gıda tüketimine yol açtığı, hızlı yemeye, çiğnemeden yutmaya yönelttiği de bir gerçek. Bizim önerimiz stresliyken yiyeceklerden uzak durmanızdır.
HPV aşısını yaptırın
İnsan papilloma virüslerine karşı geliştirilen aşılar, rahim ağzı kanserlerinden korunmada yüzde 100’e, genital siğillerden korunmada da yüzde 99’a varan bir oranda etkinlik sağlıyor. Tüm dünyada yapılan araştırmalar sonucunda, 9-26 yaş arası genç kızlara aşı yapıldığında (yaklaşık 10 yıllık bir inceleme sonucunda) rahim ağzı kanserine karşı mükemmel bir koruma sağlandığı belirlenmiştir.
Eğer insan papilloma virüsüyle karşılaşmak için tek bir temasın bile yeterli olduğunu, virüsün esas olarak cinsel ilişkiyle bulaştığını ve cinsel yönden aktif kadınların neredeyse yarısından fazlasının yaşamları boyunca bu virüsle enfekte olma şanssızlığının olduğunu bilirseniz, durumun önemini daha iyi kavrarsınız.
Aşılama için en etkin zaman, hastalık ile karşılaşmadan önceki dönemdir. Aşılanmak, kanser tarama programlarına, özellikle Pap testlerine ara vermemenizi de gerektiriyor. Bu koruyucu aşının, önemli bir kadın sağlığı tehdidi olan rahim ağzı kanserinden korunmada çok ciddi yararlar sağladığı belirtiliyor.
Aşı, enjeksiyon yoluyla uygulanıyor. Uygulamanın mutlaka bir hekim tarafından gerçekleştirilmesi gerekiyor. En doğrusunun, bir kadın hastalıkları uzmanı tarafından yapılması olduğu da belirtiliyor.
Meyve de şişmanlatır
Bizim gözlemlerimize göre kilo sorunu olanların çoğu aynı zamanda birer meyve canavarı. Bu, özellikle bizim ülkemiz için söz konusu olan bir sorun. Çünkü ne Orta ve Kuzey Avrupa ülkelerinde ne de Asya ve Amerika’da bizim kadar meyve tutkusu yüksek bir toplum var. Bunda, meyvelerin bizde daha ucuz olmasının da etkisi vardır diye düşünüyoruz.
Meyve yemenizi biz her zaman öneriyoruz, meyvelerin hepsi yararlı. Ama özellikle şeker oranı yüksek olan meyveler fazla yendiğinde kilo kontrolü bozulabiliyor. Bilhassa incir, üzüm, karpuz gibi kalorisi ve şekeri fazla olabilecek meyveleri ölçülü tüketmekte fayda var.
Eğer kilo sorunu olan ve aynı zamanda meyve canavarı gibi davranan biriyseniz, meyve tüketiminizi gözden geçirmenizi öneriyoruz. Meyveyi yemeklerden sonra değil, atıştırmalarınızda denemenizi de öneriyoruz. Meyvelerde bol miktarda vitamin, antioksidan ve posa var. Ara öğünlerde meyve tüketmek, sizi hem tok tutacak hem de değerli bir ara öğün seçeneği olacaktır.
Sigaraya bağlı cilt yaşlanması yavaşlatılabilir mi
Sigara, deriyi hızlı yaşlandıran faktörlerin başında geliyor. Sigara içenlerin ’sigara derisi’ veya ’sigara içici yüzü-smokers face’ diye adlandırılan yüz kırışması, dudak yüzeyinde dikey çizgilerin artması, ciltte solukluk, hafif kırmızı-mor ya da kavuniçi bir renk ve kurumayla karakterli tipik bir yüz görünümleri vardır.
Bunun nedeni, sigaranın cilt altı lif yapısını bozması ve ciltte kan dolaşımını azaltmasıdır.
Sigaranın ciltte A ve C vitamini miktarını azalttığı da belirtiliyor. Sigaraya bağlı deri yaşlanmasını azaltmak için antioksidan zengini, nemlendirici oranı yüksek ürünler kullanmak faydalı olabiliyor.
Dudak çevresi ve cilde topikal retinoiklerin (retina) faydalı olabiliyor. Sigara kırışıklıklarını gidermek için cilt dolgularından ve botoks enjeksiyonlarından yararlanmak da mümkün olabiliyor.
Ramazanda kabızlık artabilir
Ramazan ayı boyunca yeme saatleri değişeceği için toplam besin miktarı azalabileceğinden, kabızlık şikayetiniz artabilir. Bu nedenle özellikle dikkat etmeniz gerekenler şunlardır;
n İftar ve sahurda mutlaka sebze- salata grubuna yer verin.
n Sebze veya salatalarda mutlaka 1-2 kaşık zeytinyağı kullanın.
n Her iki öğünde de 1-2 dilim bol lifli ekmek kullanmaya çalışın.
n Yoğurt yerine cacık, meyve suyu yerine meyve, patates püresi yerine fırında patates, pirinç yerine sebzeli bulgur ve kepekli makarna tercih edebilirsiniz.
n Akşam iftardan sonra mutlaka meyve tüketin ve meyvenizi soymadan yemeye çalışın.
n Yoğurt veya süt grubundan 1 tanesini 1 kutu probiyotik yoğurt olarak kullanabilirsiniz.
n Akşam yemekten sonra kısa bir yürüyüş yapın.
İftar ve sahur sofralarının vazgeçilmezlerinden biri olan komposto, bu dönemde sıklıkla karşılaşılan kabızlık şikayetlerinin azaltılmasında çok iyi bir alternatiftir. Bu dönemde artan sıvı ihtiyacınızı karşılamaya katkı sağlar. Kompostoyu iki porsiyon meyve değişimi olarak mönünüze ilave edebilirsiniz.
PEKMEZLİ KOMPOSTO (1 PORSİYONU 100 KALORİ )
n 1 orta boy şeftali
n Yarım armut
n 3 adet mürdüm eriği
n 10 iri tane siyah üzüm
n 1 dal çubuk tarçın
n 4 çorba kaşığı üzüm pekmezi
n 5 su bardağı su
Meyveleri yıkayıp küp küp doğradıktan sonra 5 su bardağı suyun içersinde yumuşayıncaya kadar pişirin. Üzümü biraz daha geç ilave edebilirsiniz. Kaynayan suya 4 çorba kaşığı pekmezi ve çubuk tarçını ilave edin. Bir kez karıştırdıktan sonra ateşten alın ve soğumaya bırakın.