Hıçkırık deyip geçmeyin

Sağlık bilinmeyeni çok, bilinenin çoğu da tartışmalı olan bir alan. Bu yüzden sormak ve öğrenmek çok önemli. Bu pazarı sizden gelen sorulara ayırdım

Haberin Devamı

* Hıçkırık bir hastalık belirtisi midir?
Hıçkırık karın ve göğüs bölmesini oluşturan kas yapısının istemsiz kasılmaları sonucu oluşuyor. Geçici hıçkırık ataklarını çoğumuz yaşamışızdır ama bu durum tekrarlayıcı olduğunda can sıkar. Hıçkırığın nedeni çoğu zaman belirlenemez. Bazen midenin gerilmesi, bazen aşırı sıcak ya da soğuk maddelerin yutulması, zaman zaman da alkol tüketimi... Uzun süren hıçkırıkların reflü hastalığıyla ilişkili olma ihtimali var. Ayrıca bağırsak hastalıkları, pankreas bezi iltihaplanmaları, karaciğer tümör metastazları, safra kesesi problemleri de uzun süreli nöbetlere yol açabilir. Kalp ve akciğer zarının iltihaplanması, zatürree, akciğerin orta kısmında meydana gelen tümörler, böbrek yetmezliği de hıçkırık sebebi olabiliyor. Beynin arka kısmından kaynaklanan kanama ve tümörler de hıçkırık nedeni.
* Alkalen besinler daha mı yararlı?
Asidik gıdalardan zengin beslenmenin vücudun iç ortam pH’ını alkalen taraftan asidik tarafa doğru kaydırdığını, bu durumun da sağlığı olumsuz yönde etkilediğini düşünen uzmanlar var. Beden pH’ının asit tarafa kaymasıyla enerji üretiminin azaldığı, hücrelerin kendilerini onarma yeteneğinin düştüğü, detoks süreçlerinin tıkanıp vücudun toksinlerden, özellikle ağır metallerden arınmada zorlanmaya başladığı, daha da önemlisi kanser hücrelerinin gelişimine ortam hazırlandığı belirtiliyor. Özellikle şeker ve şeker katılmış besinler, fruktoz şurubu eklenmiş meşrubatlar, kahve ve beyaz un en çok eleştirilen besinler. Tatlandırıcıların da olumsuz etkisi olduğu belirtiliyor. Fazla miktarda yağ tüketmenin, erik, kızılcık ve benzeri meyvelerin, süt, peynir ve dondurmanın fazlasının, tereyağının ve cevizin de asidik ortamı güçlendirdiği söyleniyor. Meyvelerden elma, armut, karpuz, kavun, kayısı, şeftali, kiraz, hurma, portakal, üzüm, muz alkali ortamı güçlendiren yiyecekler.
*Hangi kolesterol düşürücü ilaç daha etkili?
Kolesterol düşürücü ilaçların en sık kullanılanları statinler ve fibrik asit türevleri. En yaygın kullanılanlarıysa statin grubu. Bu moleküller kolesterol üretiminde kullanılan bir enzimin etkisini azaltarak kolesterol seviyelerini düşürüyor. Bunu yaparken de bazı yan etkilere neden oluyor. Bu ilaçların LDL kolesterolü azaltıcı etkileri esas olarak doza bağlıdır ama bazılarının diğerlerinden şu veya bu oranda biraz daha etkili olduğu söylenebilir. Doktorunuz size kolesterol azaltıcı bir ilaç yazarken muhtemelen kendi tecrübelerini, sizin sağlık durumunuzu, kolesterol ve diğer kan değerlerinizi gözeterek karar verecektir. Şu noktayı sakın unutmayın! Yeni çıkan bir ilaç en iyi ilaç anlamına gelmez. Prensip olarak bir ilaç ne kadar çok reçete edilmişse kullanım açısından o kadar güvenlidir.
* Zeytinyağı kanseri önler mi?
Zeytinyağı kullananlarda bazı kanserlere yakalanma riskinin azaldığını gösteren bulgular var. Yunanistan, İspanya, İtalya ve Amerika’da yapılmış güvenilir çalışmalar, özellikle meme kanseriyle yağ tüketimi arasında bir bağlantının olabileceğini düşündürüyor. Zeytinyağı yiyenlerde kalınbağırsak, prostat, mide ve pankreas kanserine yakalanma riskinin de daha az olduğunu gösteriyor.
* En etkili tansiyon ilacı hangisi?
Hipertansiyon ilaçlarının bazıları damar genişleterek, idrar söktürerek diğerleri kalsiyum kanalarını bloke ederek ya da bazı enzimlerin etkisini engelleyerek, kalp atım sayısını düşürüp kalbin kasılmasını hafifleterek görevlerini yerine getiriyor. Beynin çeşitli merkezlerini etki altına alarak kan basıncını azaltanlar da var. Doktorunuz sizin hangi tansiyon ilacını kullanacağınıza karar verirken pek çok faktörü dikkate alır. Yaşınız, kilonuz, işiniz, cinsiyetiniz, kan basıncından etkilenen diğer sistemleriniz, varsa başka hastalıklarınız, kullandığınız diğer ilaçlar bunların en önemlileri. Kısacası, kan basıncınızın hangi ilaçla kontrol altına alınacağı dikkat, bilgi, beceri ve uzmanlık gerektiriyor. Buradan çıkarmanız gereken sonuç eş, dost ya da komşu tavsiyeleriyle tansiyon ilacı değiştirilmeyeceğidir.
* İdrar miktarının azalması önemli mi?
Evet önemli. Sağlıklı bir yetişkinin 24 saatlik idrar miktarı asla yarım litrenin altına düşmemeli. İdrar miktarının azalması böbreklerde ve idrar yollarında süzme ya da direnaj sisteminin arızalandığına işaret eder. Özellikle ilerleyici bir idrar azalması varsa bu durum gece sık idrara kalkma, yorgunluk, kaşıntı, cilt kuruması, iştahsızlık, kilo kaybı gibi belirtilerle birlikteyse bir kronik böbrek yetmezliğine işaret edebileceğinden dikkate alınması gerekiyor.
* Karaciğer yağlanması tehlikeli mi?
Yağlanma karaciğerin zedelenmeye verdiği ilk yanıt. Alkol, enfeksiyonlar, toksik kimyasallar ve benzer her türlü dış zarar karaciğerde yağlanmaya yol açabiliyor. Ancak zarar veren madde veya etkenlerden uzaklaşılınca bir süre sonra durum kendiliğinden düzeliyor. Yağlanmanın günümüzde en yaygın görülen şekli karın göbek bölgesindeki yağ birikimi, tokluk şekeri yüksekliği, trigliserid fazlalığıyla birlikte gelen durum. Bu hastaların çoğunda metabolik sendrom ve/veya insülin direnci belirleniyor. Kilo ve yağ doku artışı nedeniyle ortaya çıkan karaciğer yağlanmasının alkole bağlı yağlanmadan farkı değişik enzimlerin yükselmesi. Alkole bağlı olmayan bu tür karaciğer yağlanmalarının da dikkat edilmezse ilerleyebileceğini hatta kronik bir karaciğer iltihabına sebep olabileceğini kabul edenler var.

Yazarın Tüm Yazıları