Besinlerle birlikte aldığınız kalsiyum vücudunuz için en faydalı olanıdır.
Hangi yaşta olursanız olun, uygun besinler seçerseniz ihtiyacınız kadar kalsiyumu mutlaka alırsınız. Besin desteği olarak kalsiyum kullanmak sadece bazı özel durumlar için söz konusudur. Bu özel durumların başında kalsiyum seviyesini ayarlayan sistemlerin dengesizliği sonucu oluşan "hipokalsemi"ler gelir. Hormonal, metabolik veya diyetetik sebepler nedeniyle bir hipokalseminiz varsa doktorunuz ilave kalsiyum kullanmanızı isteyebilir. Örneğin parotiroid bezleri çalışmayan ya da bu bezleri cerrahi olarak çıkarılanların ek olarak kalsiyum desteği almaları şarttır. Ancak bunlar istisnai durumlardır.
Kalsiyum desteğinin en sık kullanıldığı durum osteoporoz yani kemik kırılganlığı artışıdır. Eğer genetik, hormonal veya metabolik sebepli bir osteoporoz tehlikesi yaşıyorsanız, menopoz nedeniyle kemikleriniz hızlı bir kalsiyum kaybı ile karşı karşıyaysa doktorunuz kalsiyumdan zengin besinleri daha öncelikli olarak tüketmenizi önerecek ve büyük bir olasılıkla sizin de ilave bir kalsiyum hapı almanızı isteyecektir.
Son zamanlarda bu hapların D vitamini, Magnezyum, Çinko, Boron ve K vitamini gibi diğer kemik güçlendiricilerle desteklendirilmiş olanları tercih edilmektedir. Eğer bir gün siz de kalsiyum desteği kullanmak zorunda kalırsanız veya şu anda kullanan biriyseniz aşağıdaki bilgileri lütfen dikkatle okuyun.
KALSİYUM DESTEĞİ ALIRKEN
- Kalsiyum sitrat tuzunu tercih edin.
- Kalsiyum tabletleriyle demir tabletlerini birlikte aynı anda almayın. Bunları gün içince farklı saatlerde alın.
- Kalsiyumu bölünmüş tuzlar halinde kullanmaya ve bir defada 400-500 mg’dan fazla kullanmamaya çalışın.
- 1000-1200 mg üzerindeki günlük dozları doktorunuza danışmadan kesinlikle kullanmayın.
- Kalsiyum desteklerinin pişmiş kemik ürünleri veya mercan kaynaklarından elde edinenlerini kullanırken birlikte bazı ağır metalleri de alabileceğinizi unutmayın.
- Akşam saatlerinde aldığınız kalsiyumun uykunuzu kolaylaştıracağı aklınızda olsun.
Sadece desteklere güvenmeyin
Eğer kalsiyumu daha fazla tüketmeniz gerektiğini düşünüyorsanız aşağıdaki önerilerin en azından kalsiyum destekleri kadar yararlı olduğunu bilmeniz gerekiyor.
- En iyi kalsiyum desteğini kalsiyumdan zenginleştirilmiş süt ve süt ürünleriyle alırsınız. Bu sütü Omega-3’ten zenginleştirirseniz daha fazla yarar sağlarsınız.
- Koyu yeşil yapraklı sebzeler ve kemikleriyle birlikte tüketilebilen küçük balıklar (hamsi) kalsiyumun mükemmel kaynaklarıdır.
- Kalsiyumla zenginleştirilmiş meyve suları da çok yararlıdır.
- Kafein kalsiyumun bağırsaklardan emilimini azaltır. Bu nedenle kafeinli içecekler kullanırken, kahve, neskafe tüketirken süt veya süt tozu ekleyin. Eklediğiniz sütün yağsız olmasına dikkat edin.
- Keçi sütü ve bu sütten yapılan peynirdeki kalsiyum içeriğinin çok yüksek olduğunu unutmayın.
- Sebze ve meyvelerin kalsiyumdan zengin olanlarını (marul, ıspanak, pazı, pancar, şalgam, lahana) tercih edin.
- Sandviç seçerken peynirli ya da ton balıklı sandviçlere öncelik tanıyın.
- Salatalarınıza peynir parçacığı, ton balığı, sardalye gibi kalsiyum zengini besinler karıştırın.
Bebeklerin doyduğu nasıl anlaşılır
Evimizde güler yüzlü, iyi huylu, güzel mi güzel bir konuk var: Aleyna bebek! Aleyna, beş ay önce ailemize katıldı. "Torun sevgisi" denilen şeyin sevgi değil bir tutku olduğunu onunla biz de öğrendik. Kızım Merve büyük titizlikle onu büyütmeye çalışıyor. İşinin en zor kısmının beslenme ve uyuma fasılları olduğundan kuşku yok. Beslenme özellikle bebekler için çok ama çok önemli. Çünkü onlar, uykuları geldi mi siz ne yaparsanız yapın kolayca uyuyabiliyorlar. İçlerinde bizim Aleyna gibi uyku düşmanı olanlar da var ama bu genellikle böyle. Beslenme için ise özel bir dikkat gerekiyor. Benim en merak ettiğim şeylerden biri bebeklerin nasıl doydukları yani doyduklarının nasıl anlaşıldığı idi. Kliniğimiz beslenme uzmanlarına sordum. İşte onların söyledikleri:
- Bebek doyunca ağzını kapatıyor. Meme veya biberonu reddediyor.
- Siz biberonu veya memeyi vermeye çalıştıkça ağlıyor! - En kolay tokluk cevabı ise uykuya dalmak! Bazı bebekler karınları doyunca hemen uyumaya başlıyorlar.
D vitamini kanserden korur
D vitamini son yılların en gözde mikro besinlerinden biri. Bunun nedeni eskiden sadece kemik, diş sağlığı için gerekli olduğu düşünülen bu vitaminin artık bir vitaminden çok hormon işlevi gördüğünün anlaşılmasıdır. D vitamini başta prostat, meme ve pankreas kanseri olmak üzere bazı kanserlerden korunmada önemli görevler üstleniyor. Bu vitaminin şeker hastalığının gelişimini önleyebildiğinin anlaşılması da önemli bir gelişmedir. D vitamini ayrıca kan basıncını düzenliyor, bağışıklık sistemini güçlendiriyor. D vitamini eksikliğinden korunmak için her gün el, yüz ve kolların 15-20 dakika güneş görmesi yetiyor. Eğer uzun süre güneşten uzak bir ortamda yaşıyorsanız 50 yaşına kadar günde 200 ünite, 50 yaşından sonra 400 ünite D vitamini desteği alabilirsiniz.
ealtinel@yasasinhayat.org
Dr. Evren ALTINEL
Affetmek tedavi ediyor
Stanford Üniversitesi’nde yapılan bir çalışma kolay affeden ve gerilimleri vücudundan daha kolay uzaklaştıranların daha az sağlık sorunu yaşadığını gösterdi. Affetmeyi öğrenip becerebilenler mide yanmaları, gaz, sırt ağrısı, uykusuzluk, el-ayak uyuşmaları, kalp çarpıntıları gibi sorunlarla daha az karşılaşıyorlar. Daha kolay affeden, hoş gören, barışabilen biri olmanız için hiçbir zaman geç değil. Size Dokuzuncu Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in çok sevdiğim bir cümlesini de fırsat bulmuşken aktarayım: "Barışmasını bilmeyen küsmesin!"
DİYET GÜNLÜĞÜ
Sorularınız için: Tel: (0212) 236 73 00
Kısa sürede doyuran ve uzun süre tok tutan yiyeceklerle sanki daha az kaçamak yaparım gibi geliyor. Böylece diyetimi çok bozma şansım olmayabilir. Hangi yiyecekleri önerebilirsiniz?
Düşük kalori ile
doymanın sırları
Başlıkta belirtilmek istenen düşük kalorili bir diyet ile doymak değildir, sakın yanlış anlaşılmasın! Kilo vermenizi sağlayacak, size özel hesaplanmış diyet enerjisinin daha doyurucu hale gelmesi için basit bir yöntem. Bu yöntemde yiyecekler doygunluk verme dereceleri bakımından bir sıralamaya sokuldu. Doygunluk dereceleri; toplam kalorilerini dörde bölüp, elde edilen rakama protein ve posa oranları ilave edilerek elde edildi. Aşağıdaki listeden yüksek doygunluk derecesi olanları tercih ettiğinizde günlük almanız gereken kaloriyi aşma tehlikesinden kurtulmuş olacaksınız. İşte süper bir liste;
En doyurucu seçimler
(Yiyeceklerin 1/4 kalorisi ilave edilmiştir)
BesinlerProtein PosaDoyuruculuk
(g)(g)derecesi
Kepek ekmeğine
tavuklu sandviç25634
Az yağlı süt ile hazırlanmış
yulaf gevreği22633
Kızarmış ekmek üzerinde
az yağlı kaşar peyniri19526
1 tam yumurta ve 2 adet yumurta akı
ile yapılmış sebzeli omlet211.526
Ezogelin çorba10.3422
1 su bardağı mantar ve domates ile
hazırlanmış soslu kepekli makarna
125.221
(Devam edecek...)
Sonbahar ayından mı bilmem kendimi çok yorgun hissediyorum. Uyku düzenim de bozuldu. Daha fazla uyumaya başladım. Diyetime daha az uyuyorum. Ne önerirsiniz?
Yorgunluk hissediyorsanız
Yorgun hissetme, uyku düzeninde değişiklik, motivasyonun azalması, mevsim geçişi ve buna bağlı gribal enfeksiyonların artmasıyla, alerjik bir durumla alakalı olabilir ya da stres düzeyindeki artış da bu duruma neden olabilir. Nedenini iyi saptamanız gerekiyor. Eğer sebep bu dönemde stres seviyenizin yükselmesi ise, stres yönetimi ile ilgili kitaplar okuyabilir, buradaki egzersizlerden yararlanabilirsiniz. Psikologunuzla bu konuda mutlaka konuşun. Çünkü bu hal sizin de fark ettiğiniz gibi diyete karşı olan motivasyonunuzu da azaltacaktır. Ya da alerjik bir durumunuz var ise neye karşı olduğunu hemen saptayın ve onu diyetten çıkarın. (Yiyecek dışında da alerjiniz olabilir.) Bu dönemde diyetinizde özellikle şunlara dikkat edin:
- Kafein alımını azaltın.
- Alkol tüketmeyin.
- İşlenmiş karbonhidratları (şeker, beyaz un...) diyetinizden çıkarın.