Güzelleştiren çorbalar iyileştiren çaylar

Amaçları aynı: Tüketiciye besinden de öte bir şeyler sunmak, sağlığına yeni katkılar sağlayacak ürünler ortaya koymak. İşte bu besinlerin son zamanlarda en popüler olanları...

YEŞİL ÇAYIN YILDIZI PARLIYOR

Kalp-damar hastalıkları ve kanserden korunmadan, cildi genç ve dinç tutmaya, fazla kiloları azaltmadan, belleği güçlendirmeye kadar pek çok sağlık faydası olduğu anlaşılan yeşil çay, ‘farklı besin üretmek’ isteyen ‘yeni nesil besin endüstrisi’nin en gözde ürünlerinden biri. Yeşil çay tozu katılmış kahvaltı gevrekleri, yeşil çay özütü eklenmiş çikolatalar, yeşil çay ile hazırlanmış bitki ve meyve çayı karışımları, tüketicilerin beğenisine çoktan sunuldu.

ÇORBAYI İÇ, GÜZELLEŞ!

Daha güzel bir cilde sahip olmak ve kırışıklıklardan, göz altı torbalarından kremsiz, ameliyatsız kurtulmak isteyenler için kollojen çorbası bile üretildi. Yüze sürülen kollojen şimdi çorbalara da ilave edildi. Bir yıldır Japon tüketicisi tarafından keyifle tüketiliyor. Bir kase çorba ile 1000 mg civarında kollojeni midesine indiren Japon gençleri, ciltlerini yaşlılığın acımasız etkilerinden korumaya çalışıyorlar.

YAŞAM UZATAN YOĞURTLAR

Bağırsaklarınıza yerleşince sizinle hemen işbirliği yapan ‘dost ve işbirlikçi’ bakterilerle yüklü iyileştirici yoğurtlar ve kefir, bizim ülkemizde de satışa sunuldu. Bu yoğurtların bağırsak fonksiyonlarını iyileştirdiği, gaz ve şişkinlik sorunlarını azaltıp ‘mutsuz bağırsak sendromu’ (spastik kolitis) ile ilişkili yakınmaları önlediği belirtiliyor. Dost bakteriler, sindirim sistemi kanserlerinden korunmada ve yaşamı uzatıp genç kalmaya destek olmada da yardımcı olabiliyor. Kısacası 100 yıllık yaşamı geride bırakan Zaro Ağa mucizesi neredeyse herkesin şansı olacak!

GİNKGO AKILLANDIRIYOR MU?

Bazı ülkelerde kahvaltı gevreklerine ginkgo biloba eklendi. Besin üreticileri, bu besinleri tüketenlerin belleklerinin daha iyi kalacağını iddia ediyor. Ginkgo biloba ihtiva eden yeşil çay karışımları bizim ülkemizde de tüketiciye sunuluyor. Ginkgo biloba eklenmiş besinlerin bellek sorunlarınızı önlemede, antioksidan kapasitenizi yükseltmede ve dikkatinizi artırmada size yardımcı olabileceği ileri sürülüyor. Omega-3 eklenmiş sütler ve yağlar ise uzun süredir pazardalar, damar sağlığınızı koruyor, damar sertliği ile mücadelenizde size güç veriyor, kalp sağlığınıza hizmet ediyor.

KADINLARIN YENİ GÖZDESİ: EPO

Evening Primrose Oil (EPO), çok yaygın kullanılan, özellikle kadınların gözdesi olan bir bitkisel destek. İçerdiği Gamma Linolenic Acid (GLA) çok önemli bir omega-6 yağ asididir. Vücudun üretemediği bu yağ asidinin kaynağı besinler veya Evening Primrose bitkisinin çekirdeği gibi bitkisel kaynaklardır. GLA ve Omega-3 yağ asitleri birlikte çalışarak Prostaglandin E-1 isimli kimyasalın üretimini sağlarlar. Bu önemli madde ise vücudunuzdaki yangısal süreçleri baskılar. Günde 1000-2000 mg EPO aldığınızda 270-540 mg arasında GLA kazanırsınız.

Bu bitkisel desteğin pek çok sağlık yararı var. Özellikle kadınlarda görülen bazı sorunlarda onlara ciddi yararlar sağlıyor. Evening Primrose Oil’in,

Sinirsel kolit veya spastik kolit ile ilişkili ağrılı durumlarda,

Premenstrüel sendromda görülen menstrüel kramplar, göğüslerde gerginlik ve ağrı sorununu azaltmada,

Fibrokistik meme hastalığı olan kadınlarda,

Saç, tırnak ve cilt sorunlarını azaltmada yararlı olabileceği belirtilmektedir.

Ayrıca kadınlarda cinsel arzu kaybını, premenapoz ve menopoz ile ilişkili depresyonu önlemede de etkili olabileceğini gösteren veriler var. Bir GLA deposu olan bu bitkisel desteğin özellikle cilt ve kadın hastalıkları uzmanlarının reçetelerine bile girmeye başlamasının nedeni yukarıdaki bilgilerde saklı. EPO’yu veya GLA’yı yakın bir gelecekte sağlığı koruyucu ve güçlendirici besin unsurları arasında görürseniz sakın şaşırmayın. Primrose oil içeren bitki çayı karışımları birçok ülkede tüketicinin beğenisine sunuldu bile.

Tüm bitkisel destekler gibi EPO desteğinin de bir ilaç olmadığını unutmayın, ancak yine de EPO kapsüllerini doktorunuza danışmadan kullanmayın.

NASIL YAŞIYORLAR?

Mehmet Okur (Sporcu)

26 yaşındayım. Boyum 2.10 m, kilom 115 kg. Maç günleri salata, çorba, tavuk ve makarnadan oluşan düzenli bir öğünüm var. Bunun dışında akşamları da yine salata ve çorba yerim. Sabah kahvaltılarım muntazamdır. Tereyağ, bal, domates, reçel, peynir ve kızarmış ekmek içeren klasik Türk kahvaltısını tercih ederim. Sabah ve öğlen olmak üzere günde iki kez çay içiyorum. Sigara, alkol ve kahveden uzak dururum. Her sabah sporcu vitamini denilen 7 ayrı haptan oluşan bir vitamin takviyesi kullanıyorum. Akşam 10.30 gibi yatıp sabah 8’de uyanırım. Maç günlerinde de öğlen iki saat uyurum. Mesleğim çok yorucu ve stresli. Senede 90-100 maça çıkıyorum ve devamlı seyahat ediyorum. Bu nedenle hem ruh hem de beden sağlığıma çok özen göstermem gerekiyor. Ailemde ırsi bir rahatsızlık yok. Düzenli olarak bir ilaç kullanmıyorum.

PROF. MÜFTÜOĞLU’NUN YORUMU

Sayın Mehmet Okur’un yaşam tarzı seçimleri oldukça iyi. Başarısında, beslenmesinin çok büyük bir önemi var. Bu kadar önemli bir sporcunun arkasında yetenekli bir beslenme uzmanının olduğunu sanıyorum. Kullandığı çoklu vitamin desteğinin içeriğini bilmediğim için yorum yapmam mümkün değil. Uyku düzeni mükemmel. Sadece beden sağlığına değil ruh sağlığına da önem vermenin önemini fark etmesi sevindirici. Başarılı sporcumuza sadece bir önerim olabilir: Sabah kahvaltılarından tereyağını çıkarsın ya da mümkün olduğunca azaltsın. Tereyağ tıka basa damar zararlısı doymuş yağ ile doludur. Geleceğe sağlıklı damarlarla hazırlanmak istiyorsa tereyağ yerine zeytinyağı kullanabilir. Zeytinyağının doymuş yağ oranı oldukça düşük, içerdiği çoklu doymamış yağlar ise LDL kolesterolünü yükseltmiyor, HDL kolesterolünü düşürmüyor. Ayrıca zeytindeki polifenollerin çok güçlü antioksidanlar olduğu biliniyor. Zeytinyağı yerine 4-5 adet zeytin de yiyebilir. Sayın Mehmet Okur’a sağlıklı, mutlu, keyifli bir hayat diliyor, bizi çok iyi temsil ettiği için teşekkür ediyorum.