Grip mi koronavirüs mü

KORONAVİRÜSE yakalanan ve hayatını kaybedenler çoğaldıkça korkularımız da artıyor.

Haberin Devamı

Her ülke “Aman virüs bana da gelmesin” ya da “Salgına dönüşmesin” diye tedbirler alıyor. Haksızlar mı? Hayır. Ama fotoğrafın sadece bu yüzüne odaklanıp diğer yüzünü unutmak da büyük hata. Kış virüsleri fotoğrafının diğer yüzünde influenza virüsleri nedeniyle oluşan grip salgınları var. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre de dünya genelinde her yıl 4-5 milyar kişi grip virüslerine yakalanıyor, gripten kaynaklanan ölümlerin sayısı ise 650 bini buluyor. Haklı olarak BBC.com’da yayınlanan bir yazıda da konuya dikkat çekilmiş. Netice şu: Tamam, koronavirüs diğer virüslerden daha tehlikeli, daha sıkı tedbirler alalım ama her yıl binlerce kişinin o bildik, o klasik grip salgınları sebebiyle yaşamlarını kaybettiklerini de unutmayalım.

BİR SORU... MASKE SİZİ KORUR MU

Haberin Devamı

KORONAVİRÜS salgınından korunmak isteyenler çareyi maskelerde arayınca ortalıkta ciddi bir maske sıkıntısı (hatta karaborsası) başladı. Peki, maskelerin koruyucu gücü ne kadar? BBC.com’da çıkan bir habere göre durum biraz karışık. Uzmanlara göre sıradan ameliyat maskeleri koronavirüse karşı güvenilir bir koruma sağlamaktan uzak. En etkili (ya da güvenli) maske tipi N95 maskeleri. Bunlar havadaki virüs yüklü parçacıkların en az yüzde 95’ini filtre edebiliyor. Ama N95’lerin konforu ameliyat maskeleri kadar rahat değil. Çok kalın ve ağır olduklarından kullanım güçlükleri var. Netice şu: Maskeler “yüzde yüz garantili” değil! Ayrıca bu virüsler muhtemelen sadece ağız ve burundan değil gözden de girebiliyor. Netice: Siz yine de “maskelerin virüse maruz kalma oranını altıda bire indirebileceği” dikkate alın. (Not: Bu yazı BBC.com’dan özetlenmiştir.)

EN ETKİLİSİ EL TEMİZLİĞİ

VİRÜSÜN adının soğuk algınlığı nedeni rhinovirüsler, grip sebebi influenzalar veya o pek korktuğumuz koronavirüsler olması fark etmiyor. Uzmanlara göre korunmada en etkili yöntemler sıralamasında “el temizliği”, yani “elleri düzenli olarak bol sabunlu su ile iyice ve 20-30 saniye süreyle yıkamak” birinciliği kimseciklere kaptırmıyor. Lütfen, özellikle kuşkulu kişilerle el sıkışarak selamlaşmayın ve şüpheli her teması takiben ellerinizi süratle yıkamayı unutmayın. Prensip olarak da ellerinizin burun ve ağız bölgesi ile temasını olabildiğince sınırlayın.

Haberin Devamı

BİR ÖNERİ... ZERDEÇAL MI KELLE PAÇA MI

BİLİM âlemi ve biz zerdeçala övgüler düzdükçe “anti-zerdeçal cephe”nin savunuculuğunu üstlenen Ahmet Hakan yeni bahaneler üretmeye devam ediyor. Yeni bahanesi şu: Neymiş efendim, zerdeçalın lekesi çıkmazmış! Bana sorarsanız -ki sorun diye buradayım- Ahmet Hakan’ın derdi zerdeçal yememek değil bağcıyı (yani zerdeçal severleri) dövmek! Zerdeçal yememek için  bahane üreteceği yerde paça çorbasının virüslere bile derman ilan edildiği güzel ülkemizde “kelle paça çorba–koronavirüs” meselesine de şöyle etraflıca bir el atsa daha iyi olacak. Önerim şudur: Ahmet Hakan da bundan böyle paça çorbasını bir çay kaşığı zerdeçal, çeyrek çay kaşığı da karabiber ekerek içecek, kaçışı yok.

Haberin Devamı

BİR ORTA YAŞ TAVSİYESİ... YEDİĞİNİZ Mİ YAPTIĞINIZ MI

SAĞLIĞIN bir numaralı şifresi beslenmedir. Onu etkileri yaşa göre değişmekle birlikte “düzenli egzersiz alışkanlığı, akılcı stres yönetimi ve kaliteli uyku” üçlüsü izlemektedir. Ama şu ayrıntı da pek mühimdir: Yaş elliyi geçince beslenmede miktara değil kaliteye odaklanıp günlük gıda tüketimini  yüzde 20 civarında azaltmak, aktivite/egzersiz meselesine ise daha çok odaklanmak gerekmektedir. Araştırmaların net sonucu şudur: Ellili yaşlardan sonra az ve öz yiyenler çok yiyenlerden, çok yürüyenler az yürüyenlerden daha uzun ve sağlıklı bir ömür sürme şansına sahipler. Orta yaşlardan sonra can boğazdan gelmiyor, gidiyor. Az yiyip çok yürümek, lokma sayısını azaltıp adım sayısını çoğaltmak bedene de ruha da daha iyi geliyor...

Haberin Devamı

UNUTMAYIN... BESLENME MÜHİM MESELE

ELİMİZDE beslenmenin sağlığı koruma ve kollamadaki önemini gösteren binlerce bilimsel veri var. Bu verilerin en ilgi çekicilerinden biri daha geçtiğimiz aylarda saygın tıp dergisi Lancet’te yayınlandı. 195 ülkenin verilerini kapsayan bu büyük ve mühim değerlendirmede varılan net sonuç şu: Beslenme hatalarının hayatınızı sonlandırma ihtimalin sigara içmenin etkisinden çoook daha fazla. Kısacası, kötü beslenmenin zararları sigara kadar bile değil, ondan daha da zararlı. Beslenme sisteminde bitkisel gıdaların oranı azaldıkça, doğal besinlerin yerini katkılı besinler, geleneksel beslenmenin yerini fast-food beslenme aldıkça tehlike büyüyerek artmaya devam edecek, bu
kesin...

Haberin Devamı

UNUTMAYIN... RUHUN DA BESLENMESİ ŞART

 “İYİ hayat yolculuğuna” çıkanların çok sık yaptıkları yanlışlarından biri de sadece bedeni beslemeye odaklanıp, ruhsal  beslenmeyi ıskalamaktır. Bu özellikle orta yaşlar sonrasında yapılan çok mühim bir hatadır. Uzmanlara göre manevi zenginliğe yönelen, huzura odaklanıp hayatına daha çok keyif, neşe, umut ve mutluluk, daha fazla dinlence, sanatsal ve sosyal etkinlik ekleyen, güçlü ve güvenli aile-dost-arkadaş ilişkileri geliştirerek ruhsal beslenmeyi ihmal etmeyenler kaliteli yaşlanma bakımından daha şanslılar. Bu kişilerde:

- Alzheimer hastalığı veya damar sertliğine bağlı bunamalara,

- Depresyon ve benzeri ruhsal hastalıklara,

- İleri yaş kanser sorunlarına,

- Uyku bozukluklarına daha az rastlanıyor. Netice şudur: Sadece bedeni beslemek yetmiyor. Ruhu ıskalama yanlışına da düşmemeniz gerekiyor.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları