Paylaş
Her göz, tıpkı cildimiz gibi dıştan değil, içten beslenmeyi hak ediyor. Çünkü siz ne kadar sağlıklı kalırsanız kalın yaşlanma sürecinde karşılaşabileceğiniz önemli bazı göz sorunları da var ve bunlar yaşlılığın doğal neticeleri değil, sizin gözlerinize gösterdiğiniz ilgiyle bağlantılı hastalıklar. Bu nedenle daha 30’lu yaşlara bile varmadan hepimizin gözlerini yavaş yavaş mercek altına almasında fayda var.
Konu göz bakımından açıldı mı aklımıza nedense hemen ve sadece göz kremleri geliverir. Bu özellikle yaşı 40’ı geçen hanımlar için değişmez bir algı biçimidir. Oysa kadın erkek fark etmiyor, yaşlanan her göz tıpkı cildimiz gibi dıştan değil, içten beslenmeyi hak ediyor. Çünkü siz ne kadar sağlıklı kalırsanız kalın yaşlanma sürecinde karşılaşabileceğiniz önemli bazı göz sorunları da var ve bunlar yaşlılığın doğal neticeleri değil, sizin gözlerinize gösterdiğiniz ilgiyle bağlantılı hastalıklar. Mesela sarı nokta hastalığı. Bu hastalık yaşlılıkta başa gelebilecek olan en önemli göz sorunlarından biri. Sarı nokta hastalığı olarak da biliniyor. Hastalığın genetik olmadığı, yaşam tarzından kaynaklandığı düşünülüyor. Genetik yapının da bir miktar rolü olsa bile iyi bakılan gözlerde maküla dejenerasyonu ihtimali azalıyor. Katarakt ve glokom hastalıkları için de aynı şeyler söylenebilir. Her ikisi de sizin gözlerinize gerçekten bakıp bakmadığınızla alakalı. Aşırı sigara içen, yoğun alkol tüketen, gözlerini güneşten korumayan, göze zarar verebilecek olan ilaçları bilmeyerek uzun süre kullanan, şekerine, kolesterolüne özen göstermeyen kişilerin yaşlılıkta daha sık karşılaşabileceği sorunlar bunlar. Bu nedenle daha 30’lu yaşlara varmadan hepimiz gözlerimizi mercek altına almalıyız. Tıpkı cildimiz, saçlarımız, kalbimiz, damarlarımız gibi gözlerimiz de şımartılmayı bekliyor. Unutmayın! Tıpkı saçlarınız ve cildiniz gibi gözleriniz de içten beslenir, dıştansa sadece desteklenir...
KESİP SAKLAYIN
Gözleriniz için neler yapabilirsiniz?
- Omega-3 takviyeleri, özellikle DHA destekleri gözlerin gücünü artırıyor. Ispanakta, havuçta ve yeşil yapraklı sebzelerde bol bulunan lütein, zeoksantin, C vitamini ve biyoflavanoidlerden oluşan göz desteklerinden de faydalanmanız mümkün.
- Su için! Göz kuruluğu son yıllarda en sık karşılaşılan göz problemlerinden biri olma yolunda. Özellikle gözlerini bilgisayar ekranlarına yapışık bırakanlar, televizyon bağımlıları daha çok su içerek, kuru göz sorunuyla mücadele etmeli.
- İyi uyuyun! Uyku her organ gibi gözlerinizin de dinlenmesi için zorunlu bir süreçtir.
- Şekerinizi, kolesterolünüzü, tansiyonunuzu dikkatle izleyin! Bu üçlü gözlerinizin düşmanlarıdır. Düzenli kontrol altında tutun.
PROSTAT VE BESLENME
Prostat gerçeği kitabından birkaç bilgi
- Sebze tüketiminiz arttıkça prostatınızın büyüme ihtimali azalıyor. Meyve tüketimi ile prostat büyümesi arasında ise bir ilişki bulunamamış.- Özellikle C vitamini ve betakarotenden zengin besinler prostatın büyümesini yavaşlatabiliyor.- Fazla miktarda kırmızı et ve aşırı süt ürünleri tüketenlerin prostatları daha hızlı büyüyebiliyor.- İzotiyosiyanatlardan zengin sebzelerin (lahana grubu) ve sarımsak, soğan, pırasa benzeri besinlerin prostat kanseri gelişimini yavaşlatabileceğini gösteren çalışmalar var.- Domateste bol bulunan likopen ve diğer karetenoidler de prostat kanserinden korunmada işe yarayabiliyor.- Vitamin D eksikliği prostat kanseri riskini artırıyor.- Aşırı folik asit kullanımı prostattaki kanserin ilerlemesini tetikliyor. (Dr. Mesut Çetinkaya/Prostat Gerçeği)
BİR TEST
Denge testi
“Statik denge testi” biyolojik yaşınızı belirlemede kullanabileceğiz basit ve güvenli testlerden biri.
Ayrıca “denge” fonksiyonunuzu değerlendirmede de işe yarayabiliyor. Nasıl mı yapacaksınız? Buyurun...
- Test için önce tek ayağınızın üzerinde gözleriniz kapalı bir şekilde ne kadar süre kalabileceğinizi belirlemeniz gerekiyor.
Eğer solaksanız sağ ayağınızın, sağlaksanız sol ayağınızın üzerinde kalmalısınız. Testi ayakkabısız uygulamanız lazım.
- Bunun için sert bir zeminde, gözleriniz kapalı iken bir ayağınızı yerden 6 cm yukarı kaldırmanız, dizinizi 40-45 derece kadar bükmeniz yetiyor.
- Test süresince gözlerinizi açmamanız, ayaklarınızı hareket ettirmemeniz şart.
Test ile gözlerinizi açmak zorunda kalmadan veya düşmeden önce ne kadar süre ile ayakta kalabildiğinizi belirliyorsunuz.
- Testi üç kez tekrarlayıp ortalamasını almanız daha sağlıklı bir sonuç veriyor.
- Testi yaparken yanınızda birinin olmasında, eğer düşme tehlikesiz yaşarsanız yardım etmesinde
fayda var.
Değerlendirme
Eğer bu testte dört saniye durabiliyorsanız 70, beş saniyede 65, yedi saniyede 60, sekiz saniyede 55, dokuz saniyede 50, on iki saniyede 45 civarında bir biyolojik yaşınızın olduğunu düşünebilirsiniz. Eğer tek ayağınız üzerinde gözleriniz kapalıyken 16 saniye ve daha fazla durabiliyorsanız, biyolojik yaşınız 40 ve daha aşağıda demektir.
Paylaş