Yiyip içtiğimiz besinlerde cildin yaşlanmasını yavaşlatan doğal zenginlikler var.
Eğer beslenmenizle bu doğal zenginlikleri yeterince alamıyorsanız kapsül veya tabletlerden istifade edebilirsiniz. Cildi besleyen vitamin ve diğer besin unsurlarından hazırlanmış tablet ve kapsüllerin ortak bir isimleri var: "Nütri-farmasötikler"ler. Siz onlara "gençlik ve güzellik tabletleri" de diyebilirsiniz.
CİLT TAMİRCİLERİ İŞ BAŞINDA
"Nütri-farmasötikler"in cildi destekleyenlerine verilen özel bir ad daha var: "Kozmo-farmasötikler". Bunların ortak özellikleri, ağız yoluyla alındıklarında özellikle ciltte yoğunlaşmaları, birer "cilt tamircisi" gibi çalışmalarıdır. Gençlik ve güzellik tabletlerinin en iyi bilineni "C vitamini"dir. Özellikle esterefiye C vitamini "ester C" ağız yoluyla alındığında cilde kolayca ulaşmakta, cildin antioksidan gücünü artırmaktadır. Antioksidan gücünün artması, cildin çevresel yaşlanmadan daha iyi korunması demektir. Uygun dozlarda kullanılan Beta Karoten, A vitamini ve D vitamini desteklerinin de cilde iyi geldiği belirtilmektedir.
ANTİOKSİDAN DESTEK CİLDİ GENÇ TUTAR
Cildinizin özellikle hoşlandığı etkin antioksidanlardan birisi doğal bir karotenoid olan "Likopen"dir. "Likopen" en çok domates ve domates ürünlerinde bulunur. Karpuz, pembe greyfurt ve kayısıda da mevcuttur. Ciltte birikmekte, cildi oksitleyici, yaşlandırıcı, serbest radikallerin zararlarından korumaktadır. "Likopen"in dışında başka antioksidan destekler de var. Cildiniz bunlardan özellikle zeozantin, yeşil çay ekstraklarını, piknogenolleri, alfa lipoik asidi, koenzim Q-10, ve üzüm çekirdeği özütlerini sever. Yeşil çayda bulunan EPCG ve benzeri antioksidanlar, üzüm çekirdeği yağında bulunan proantosiyanidinler ve çam kabuğu ekstrelerinden elde edilen piknogenoller, cildinizi yaşlanmadan korumada, çevresel yaşlanmaya engel olmada ustalaşmışlardır. Cildinizi ağız yoluyla güzelleştiren "güzellik reçeteleri" arasına "gecesefası çiçeği yağı" yani "EPO" kapsüllerini de ekleyebilirsiniz.
Eğer güzellik vitaminlerinden daha iyi sonuç almak istiyor, bunlardan fayda yerine zarar görmekten çekiniyor, en azından boş yere para harcamak istemiyorsanız bunlara başlamadan önce "hangilerini, ne zaman, ne dozda ve ne kadar süre ile" kullanmanız gerektiğini öğrenmeye çalışın. Bu listeyi elinize alıp eczaneye veya vitamin dükkanlarına koşmayın. Yoksa kucak dolusu vitamin hapıyla boğuşmak zorunda kalabilirsiniz. Yeri gelmişken hatırlatalım: Son zamanlarda uzun süredir ağrı kesici olarak romatizmal hastalıklarda kullanılan "glukozamin sülfat" gibi doğal desteklerin aynı zamanda birer cilt desteği olabileceğini gösteren çalışmalar var. Glukozamin sülfat içeren kapsüller selülit ile mücadelede kullanılmaya başlandı bile.
Cildinizin gençlik destekleri
- Alfa lipoik asit
- Likopen
- EPCG
- Koenzim Q-10
- C vitamini
- Antosiyaninler
- Zeozantin
- EPO
Mükemmel ikili
Alfa lipoik asit bilinen antioksidanların en güçlüsüdür. C vitamini gibi suda, E vitamini gibi yağda eriyebilen yani hücrenin hem yağlı hem de sulu bölümlerinde etkili olabilen tek antioksidandır. Düzenli kullanıldığında A, C ve E vitaminlerinin gücünü de artırır. Alfa lipoik asitin özellikle etkili olduğu dokular cildiniz ve sinir sistemidir. Alfa lipoik asit ağızdan alındığında da cilde dışarıdan uygulandığında da deriye ulaşabilmekte ve orada yoğunlaşıp etkili olabilmektedir.
Cilde uygulanan alfa liopik asitin çevresel yaşlanmaya karşı iyi bir bariyer oluşturabileceğini gösteren çalışmalar vardır. Argireline olarak bilinen pepdit, en güçlü pepditlerden biridir. Özellikle yüzde 10 argireline içeren alfa lipoik asit kremleri, cilt yaşlanması ve kırışıklıklarla mücadelede iyi sonuçlar verebiliyor. Eğer bu karışıma C vitamini de eklenirse başarı şansı daha da yükseliyor. Bizim önerimiz alfa lipoik asit + argireline ihtiva eden cilt ürünlerinin en az 3-6 ay kullanılması ve bu süre içerisinde ağız yoluyla günde 100-300 mg civarında alfa lipoik asit desteğinin de sağlanmasıdır.
İdrar söktürücüler kilo verdirir mi
Hayır verdirmez. Tam tersine ciddi bazı sağlık problemleri yaratırlar. İdrar söktürücülülerle kaybettiğiniz şey yağlarınız değil, vücut suyunuzdur. İşin kötüsü böbrekler yoluyla su kaybederken fazla miktarda tuz ve potasyumu da kaybedersiniz. Potasyum kaybının halsizlik, yorgunluk, kalp-ritim bozuklukları gibi ciddi problemler yaratabileceğini hatırlatalım. Kilo kaybının yağ kaybı anlamına geldiğini unutmayın. Eğer yağ kaybı yerine, su kaybını hedeflerseniz fazla kilolarınız yerine sağlığınızı kaybedebilirsiniz. İdrar söktürücü ilaçları asla doktorunuz önermeden kullanmayın. Bu ilaçların tehlikeli kan basıncı düşmelerine ve elektrolit dengesi bozukluklarına yol açabileceğini de hatırlatalım. ealtinel@yasasinhayat.org
Homosistein fazlalığı bellek kaybı yapar mı
Serum homosisteini yüksek, serum folat düzeyleri düşük bulunan yaşlılarda bu durumun belleği olumsuz etkilediği belirlenmiştir. ABD’deki Tufts Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada, yüksek homosistein düzeyine sahip yaşlılar, kelime hatırlama testinde düşük homosistein düzeyleri bulunanlara göre daha az puan almışlardır. Sağlık kontrollerinizde serum homosistein seviyelerinizi öğrenmeye ve yüksek homosistein düzeylerinizi düşürmek için B12 vitamini ve folik asit desteği almaya çalışın. Bunun için doktorunuzla işbirliği yapmanızda fayda vardır. ehattat@yasasinhayat.org
Az yağlı yiyecekler kilo verdirir
Meyve ve sebzeler çok az miktarda yağ ve kalori içerdiği halde, tamamen kalorisiz oldukları söylenemez. Diğer az yağlı ya da yağsız besinlerde bol miktarda kalori bulunabilir. Bu tür besinlerde genellikle lezzet artırıcı olarak şeker, un ya da nişasta da vardır.
Bu nedenle söz konusu maddelerden gelen ek kaloriler yağ hiç olmasa bile şişmanlamayı kolaylaştırabilir.
Az yağlı ya da yağsız besinler, çoğu zaman tam yağlı ürünlere göre muhakkak ki daha az kalori içerir. Ancak az yağlı diye bir ürünü iki katı tüketirseniz, daha çok kilo alabilirsiniz.
Egzersiz için en uygun saat hangisi
Herkes için uygun bir egzersiz saati olduğunu söylemek güç. Bu biraz da size bağlı. Eğer sabah erken uyanan ve sabah aktivitelerinden hoşlanan bir "ardıç kuşu"ysanız egzersiz saatlerinizi sabahın erken zamanlarına kaydırın. Eğer aç karnına, kahvaltı öncesi egzersiz yapabilirseniz daha fazla yağ yakacağınızı unutmayın. Hipoglisemi sorununuz varsa egzersize başlamadan önce 8-10 adet kuru üzüm yiyip, egzersize daha sonra başlayın.
Eğer geç saatlerinde yaşamayı seven biriyseniz, egzersiz zamanını akşam saatlerine de kaydırabilirsiniz. Bu durumda yatma saatinizle egzersiz zamanı arasında 3-4 saat kalmasına özen gösterin. Uyku öncesi yapılan yoğun egzersizler bazı insanlarda uyku kaçmalarına neden olabiliyor. Amerika’da, Utah Provo Üniversite’nde yapılan bir yeni çalışma egzersizin zamanından çok, tipi, sıklığı ve süresinin daha önemli olduğunu ortaya koyuyor. Eğer zaman konusunda hálá kararsızsanız, vücut ritminizin ve beden saatinizin sesini dinleyin. n Egzersiz uzmanı Özcan Kızıltaş
Acıktıran kahvaltı
Kahvaltı alternatifi olarak verilen süt, kahvaltı gevreği karışımını yedikten sonra daha çabuk acıkıyorum. Ve ardından bir şeyler yemek istiyorum. Bu kahvaltıyı hazırlarken daha uzun süre tok kalmamı sağlayacak öneriniz var mı?
Diyetlerde kahvaltı rutinini değiştirmek amacı ile tercih edilen bu alternatif peynir ekmek ile yaptığınız kahvaltıya oranla daha yüksek glisemik indekse sahip olabilir. Tercih edilen kahvaltılık gevrek kuru meyveler yönünden zengin (kuru üzüm, kuru incir ağırlıklı), yulaftan çok pirinç ve buğday gevreği içeriyorsa daha çabuk acıkmanıza neden olabilir. O nedenle daha çok yulaf içerikli ve çok karışık olmayan müsli tarzı bir kahvaltılık tahıl tercihi yapabilirisiniz. Bunun yanı sıra kimi zaman süt yerine yoğurt deneyebilirsiniz. Tükettiğiniz öğün bu sayede daha doyurucu olacaktır. Yarın sabah deneyin;
- 3 çorba kaşığı sade yulaf
- 1 tatlı kaşığı keten tohumu (silme)
- 1 su bardağı az yağlı yoğurt
- 1 orta boy şeftali
- 2-3 adet fındık
Salatalık diyeti
Sadece salatalık yesem ve aralarda da karpuz peynir yesem çok vitaminsiz kalır mıyım? Sonra daha hızlı mı kilo alırım?
Her yaz başında hızlı zayıflama ve şişmanlığı çok uzatmadan çözebilmek için tek besine dayalı, kalorisi çok düşük olan çeşitli diyet denemeleri ortaya çıkar. Bu diyet denemeleri çok zararlı gibi görünmese de, önümüzdeki yıllara birer iz bırakacaklardır.
Bu izler sizin her diyet denemesinde biraz daha zorlanmanıza, bir süre sonra bu tarz diyetlere vücudunuzun tepki vermemesine yol açacaktır. Bu nedenle kısa süreli düşünmek yerine biraz daha uzun süreli düşünecek olursanız, bu tarz salatalık diyeti yerine sağlıklı bir beslenme ve egzersiz programı ile bu işi çözmenin daha uygun ve kalıcı olacağını görmüş olacaksınız. Önümüzdeki 3 ayı değil, önünüzdeki 30-40-... seneyi düşünmeniz gerekiyor.