Genç kadınlarda depresyon yaygınlaşıyor

Yeni bir çalışma bilinen bir gerçeği bize yeniden hatırlattı: Çalışan kadınlarda depresyona yakalananların sayısı artıyor ve aslında sorun genelde tüm çalışanları kapsıyor.
Bu kötü bir gelişme. Kötü çünkü hem kadın sağlığını tehdit eden bir sorun hem de işyeri veriminde ciddi bir azalma nedeni. Daha da önemlisi çoğu “genç anneler” olan bu hanımların yaşam kaliteleri de önemli oranda azalıyor.
Problemin genç kadınlar, yeni doğuran ve emziren anneler yanında, yarışmaya dayalı işlerde -finans sektörü, basın-medya kuruluşları, pazarlama grubu gibi- daha hızlı bir artış gösterdiği anlaşılıyor. Sorunun ilk hedefi ise iş hayatına yeni atılan, “kariyer mi, evlilik mi; iş mi, çocuk mu?” sorularının arasında bunalan genç hanımlar oluyor.

SORUN NE?

İş hayatında yaygın bir sorun haline gelen depresyonun aslında pek çok sebebi var. İş yaşamının neden olduğu uyku sorunları, yoğun stres ilk sıralarda yer alıyor. İş ortamının giderek daha çok yarışmacı hale gelmesi, çalışanların birbirlerini rakip olarak görmeye başlamaları da önemli nedenler. “Çok uzun saatler çalışan ama buna rağmen düşük ücretler nedeniyle geçim derdiyle uğraşan, geleceğe yönelik beklentilerini karşılamak bir yana günlük ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlananlarda depresyon zaten kaçınılmaz bir sonuçtur” deniyor.
Yukarıdaki listeyi uzatmak mümkün: Aileye ayrılan saatlerin azalıp eş ve çocuklarla geçirilen sürelerin kısalması, yetersiz dinlenme de etkili faktörler. Trafikte geçirilen uzun saatler, işe yetişme telaşları, eve geç kalma endişeleri de gözden uzak tutulmaması gereken etkenler.

LİSTE ÇOK UZUN

Listeye beslenme sorunlarını da eklememiz lazım. Çalışanların daha çok fast food gıda tükettikleri, zaman içinde karbonhidrat bağımlısı hipoglisemik ve bazen de fazla kilolu kişiler haline geldikleri, yeteri kadar omega-3 kazanıp depolayamadıkları ve sık sık öğün atladıkları biliniyor ki bunların tümü depresyonu kolaylaştıran yanlışlar...
Uygun olmayan işlerde çalışmak, yönetim baskıları, sık tekrarlayan görev değişiklikleri, başarısızlıkla ilgili korkular, mevcut pozisyonun kaybedileceğine dair statü endişeleri de depresyon sebebi olabiliyor.
Özellikle kadınlar için gebelik, çocuk bakımı ve emzirme, okuyan çocuğun ihtiyaçlarının planlanması ve giderilmesi önce stres kaynağı, sonra da depresyon nedeni olabiliyor.
Kısacası zaten “kadınları daha çok vuran” ve erkeklerden ziyade kadınlarda daha yaygın olan depresyon sorunu, bilhassa genç ve çalışan hanımlar için ciddi bir tehdit olma yolunda.

Depresyon belirtileri neler?

Eğer uyku sorunlarından yakınmaya başlamışsanız, sabahları yorgun uyanıyorsanız, olur olmaz şeylere öfkeleniyor, kendinizi yalnız hissediyorsanız, çabuk üzülüp kırılıyorsanız, bir türlü geçmeyen halsizlikten yakınıyor, kas ve eklem ağrılarından şikâyet ediyorsanız, dikkat dağınıklığı, dalgınlık, bellek zayıflaması ve benzeri sorunlardan şikâyetçiyseniz, kendinizi eskiye oranla giderek daha yalnız, daha keyifsiz, mutsuz, isteksiz ve “gönül yorgunu” hissediyorsanız bu işaretlerin depresyonla ilişkili olabileceği aklınızda olsun.
İlk önlemler olarak açık havada yürüyüşler yapmaya, öğün atlamamaya, bedeninize daha fazla omega-3 kazandırmaya, uyku sorunlarınızı çözmeye ve işyerinize ilişkin sorunlarınızı saklamak yerine çözüm üretmeye bakın. Bütün bunlara rağmen yakınmalarınız devam ederse psikolojik yardım almayı düşünün.