Paylaş
Birkaç gün önce Metabolik Sendrom Derneği tarafından Türkiye genelinde yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre maalesef artık ülkemizde her dört kişiden biri değil, her iki kişiden birinde beden kitle indeksi (BKİ) 30’dan yüksek ve bu her iki vatandaşımızdan birinin fazla kilolu veya obez olduğu anlamına geliyor.
Yani “kilo sorunu”, tırmanarak yükselen bir tehdit olma özelliğini sürdürüyor.
İster kış, ister yaz diyeti yapın fark etmiyor.
Eğer birkaç kiloluk fazlalığınız varsa ya da vermeyi düşündüğünüz kilo vücut ağırlığınızın yüzde 5’inin altındaysa sorunu sadece bir diyet uzmanıyla işbirliğine giderek çözebilirsiniz.
Ama bu durumlarda bile kilonuz 90’ın üzerindeyse, hele hele 100’ü geçiyorsa veya kilo vermekte zorlanıyor, kaybettiğiniz kiloları da kısa süre sonra yeniden alıyorsanız, kilo sorununa halsizlik, yorgunluk, cilt kuruluğu, kabızlık, ödem, saç-tırnak değişiklikleri, uyku sorunları, açlık atakları, tatlı krizleri eşlik etmeye başlamışsa sorun var demektir.
Diyetisyenler veya “mucize diyetler”de çözüm aramaktan vazgeçip sorunun arkasında tıbbi bir problem olup olmadığını araştırmanız, yani yola bir doktordan tıbbi yardım alarak çıkmanız gerekir.
Doktorunuzun bir diyetisyenle birlikte çalışması, hatta gerektiğinde bir psikolog ve aktivite uzmanından yardım istemesi de gerekecektir.
NE ZAMAN DOKTORA GİTMELİ
Aslında her kilo kaybı bedenin dengesine, hatta beden-ruh ilişkisine yapılmış bir müdahale gibi düşünülmeli, sorunun çözümüne bir doktorla işbirliği yaparak başlanmalıdır. Özellikle şu durumlarda kesinlikle diyetisyenden önce doktora gitmeniz lazımdır:
- Vücut ağırlığınızın yüzde 5’inden daha fazlasını kaybetmeyi düşünüyorsanız,
- Tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı, karaciğer problemi, safra kesesi taşı, karaciğer yağlanması, ürik asit artışı, kolesterol sorununuz varsa,
- 60 yaşın üzerindeyseniz,
- Herhangi bir ilaç kullanıyorsanız,
- Kanser tedavisi gördüyseniz,
- Depresyon ve benzeri bir sağlık sorununuz söz konusuysa,
- Kilo sorununa tüylenme, tekrarlayan sivilceler, adet düzensizlikleri eşlik ediyorsa,
- Kilo artışıyla birlikte cinsel isteksizlik söz konusuysa,
- Herhangi bir metabolik ya da hormonal bozukluğunuz varsa,
- Kilo fazlalığınız şişmanlık ölçülerini zorluyorsa,
- Fazla kilolarınız bel-kalça bölgesinde yoğunlaşmış, beliniz iyice kalınlaşmışsa,
- Depresyon ve benzeri ruhsal bir sorununuz varsa, herhangi bir psikolojik tedavi görüyorsanız, bu amaçla herhangi bir ilaç kullanıyorsanız,
- Uykuda solunum durmaları, horlama problemleriniz varsa,
- Tatlı krizleri, çok sık acıkma, acıkınca sinirli olma ve benzeri problemleriniz varsa ya da daha önceden hipoglisemi tanısı almışsanız,
- Haşimato hastasıysanız,
- Böbreküstü bezi hastalığı öykünüz varsa,herhangi bir kilo programına başlamadan önce mutlaka tıbbi bir denetimden geçmelisiniz ve sürecin bir doktor tarafından yönetilmesini istemelisiniz.
SIK GÖRÜLEN NEDENLER HANGİLERİ?
Yanlış beslenme ve hareketsizlik iki temel sorun olarak görünüyor. Bizim gözlemlerimize göre, çok yaygın bir sağlık sorunu olan insülin direnci sorunu kilo probleminde de birinci neden olarak karşımıza çıkıyor.
Duygusal yeme bozuklukları, depresyon ve depresyon ilaçları, tiroit tembelliği ise diğer önemli faktörler.
TEKRARLANAN HATALARA DİKKAT!
Kilo sorunun nedeni bazen "gözden kaçan küçük bir yanlış"ımızdır. Her sabah içilen koca bir bardak meyve suyu bize vitamin-antioksidanlar kadar yağ da kazandırabilir.
Akşamları fazlaca yenen meyveler de öyle! Keyif için yudumlanan alkolü biraz kaçırmak, "yemek üstü tatlı" muhabbetlerini azıcık abartmak, televizyon izlerken fındık- fıstık, maç seyrederken çekirdek, komşu gezmeleri veya altın günlerinde açla-poğaça, börek, ofisdeki molalarda "grissine-kraker-kek" derken farkına varmadan 3-5 kilo yağ toplayabiliriz.
Bazen de ihmal ettiğimiz fiziksel aktiviteler, abarttığımız uzun istirahatlar, tembelliklerdir yağlanma nedenimiz.
PSİKOLOJİK SORUNLAR NE KADAR ETKİLİ
Basit psikolojik travmalar bile beslenme tarzınızı derinden etkileyebiliyor. Stresli dönemlerimizde daha çok yiyip içiyoruz. Depresyon kilo almayı kolaylaştırabiliyor. Herhangi bir psikolojik sorun olmadan da sadece yeme kontrolümüzün bozulmasıyla ortaya çıkan psikolojik değiyimler kilo kazanımını tetikleyebiliyor.
Kış diyeti 2. Gün
(öğle –akşam aynı öğün günü)
KAHVALTI
- 3 çorba kaşığı lor peyniri (içine 1 tatlı kaşığı çörek otu)
- 50 gr (2 ince dilim) kepekli ekmek
- 2 adet ceviz (bütün)
- Mevsime uygun yağsız çiğ sebze
ARA ÖĞÜN
- 100 gr (1 küçük boy) kivi
ÖĞLE YEMEĞİ
- Salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı ilaveli)
- 60 gr (2 köfte kadar) biberiyeli tavuk - 4 çorba kaşığı zeytinyağlı semizotu yemeği
- 1 ince dilim tam buğday ekmeği (25 gr)
ARA ÖĞÜN
- Yeşil ayran (1 kişilik) 1 porsiyon: 35 kalori
Malzemeler:
- 1 bardağı light yoğurt
- Çeyrek demet dereotu (ince kıyılmış)
- 1 dal taze nane (ince kıyılmış)
- Yarım bardak su
Mikserde iyice karıştırın.
AKŞAM YEMEĞİ
- Salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı ilaveli)
- 60 gr (2 köfte kadar) biberiyeli tavuk - 4 çorba kaşığı zeytinyağlı semizotu yemeği
- 1 ince dilim tam buğday ekmeği (25 gr)
ARA ÖĞÜN
- 10 adet fındık (çiğ, tuzsuz)
Diyetisyen Nilüfer BAYRAM
niluferinceis@yasasinhayat.org
TARİFLER
BİBERİYELİ TAVUK
(2 KİŞİLİK) 1 porsiyon: 161 kalori
Malzemeler: - 250 gr kuşbaşı tavuk, - 1 küçük kuru soğan, - 1 diş sarımsak, - 1 tatlı kaşığı biberiye, - 1 çay kaşığı susam, - 1 fincan yoğurt suyu
Tavukları, soğan ve sarımsakla iyice karıştırıp biberiye ve yoğurt suyunu ekleyin. Kabın kapağını kapayın ve buzdolabında birkaç saat bekletin. Tavukları yağlı kağıda sarın ve kenarlarını sıkıca kapatın. 220 derecedeki fırında 30-35 dakika pişirin. Üzerine susam serpin.
ZEYTİNYAĞLI SEMİZOTU
Diyetisyen Müge BAŞER
(1 KİŞİLİK) 1 porsiyon: 115 kalori
Malzemeler: - 350 gr semizotu, - 1 küçük soğan, - 1 diş sarmısak, - 2 büyük domates, - 1 tatlı kaşığı zeytinyağı, - az tuz, - karabiber
İnce doğranmış soğan ve sarmısağı zeytinyağında düşük ısıda kavurun. Rendelediğiniz domatesleri ekleyin. Ardından semizotunu ekleyin. Domateslerle birlikte çevirin. Bir kahve fincanı kadar su ekleyip 10 dakika kadar pişirin.
Seçim sizin elinizde
Diyetisyen Deniz YEMİŞÇİ
Öğle veya akşam yemeklerini dışarıda yemek, sağlıksız beslenmek anlamına gelmez. Siparişinizi verirken ızgara etinizin yanında gelen patates graten veya köftenizin yanındaki pilav ve patates kızartması yerine salata, ızgara veya haşlanmış sebze isteyerek hem kalori kontrollü hem de düşük glisemik indeksli öğünler tüketebilirsiniz.
Paylaş