Eski bilgelere göre mutluluğun reçetesi

Son günlerde yoğun bir mutluluk tartışması yaşıyoruz. Türk toplumunun mutlu bir toplum olduğuna kimseler inanmıyor! Doğrudur, biz ‘kaygı yükü fazla’ ve ‘kaygılarını yoğun yaşayan’ bir ulusuz.

Geçmişi hatırlayınca da, geleceği düşününce de endişeler, korkular sarıveriyor ruhumuzu ve bedenimizi. Ama Ernie E. Zelinski, eski bilgelerin söylediklerinden yararlanarak bir mutluluk reçetesi oluşturmuş...

MUTU olmayı bir türlü beceremiyoruz. herhangi bir sorun karşısında endişe, gelecek korkusu ve yalnızlık kuşatıveriyor çevremizi. Sevinçte, çoşkuda, umutda oldukça kıskanç; kederde ve göz yaşında bizi cömert yapan bir genetik yapımız var!

Ama Ernie E. Zelinski, bilge kişilerin çağlar boyunca söylediklerinden yararlanıp ‘mutluluğun reçetesi’ni oluşturmuş. Müthiş bir reçete bu. Ya bir kenara not alınmalı ya da kesilip saklanmalı. Mümkünse eşe dosta, sevgiliye, arkadaşa fakslanmalı, e-postalar, cep mesajlar ile yollanmalı...

İŞTE İLAÇLARINIZ

- Doyum sağlayacak kadar bir amaç

- Geçinebilecek kadar bir

- Temel ihtiyaçlara yetecek kadar zenginlik

- İş ve eğlenceyi dengeleyecek kadar sağlıklı bir akıl

- Birçok insanı beğenecek, bunlardan birazını da sevecek kadar şefkat

- Kendini sevecek kadar özsaygı

- Muhtaç olanlara verecek kadar iyilik duygusu

- Zorluklarla yüzyüze gelecek kadar cesaret

- Sorunları çözecek kadar yaratıcılık

- Her an gülecek kadar mizah duygusu

- İyi bir yarını bekleyecek kadar umut

- Hayatı bütün değerleri ile yaşayacak kadar bir sağlık

- Sahip oldukların için şükran duygusu

Siz hangisini beğendiniz bilmiyorum ama, benim favorim reçetedeki son ilaçtır: ‘Sahip olduğunuz şeylere şükran duymak’ her eczanede bulabileceğiniz ucuz ve etkili çok eski ve etkili bir mutluluk molekülüdür. Sahip olduğunuz her şeyi kaybettiğinizi, sonra da bulduğunuzu düşünün. Nasıl da mutlu olurdunuz. Sahip olduğunuz şeylerin, sağlığınızın, eşinizin, çocuklarınızın, arkadaş ve dostalarınızın değerini bilmek...

Kendinize bilginizi, yeteneklerinizi ve kendinizi sevme fırsatını vermek... Mutluluğun peşine düşmek yerine, biraz da onun sizi bulmasını beklemek, kısacası bulduğunuz ve olduğunuzla yetinmek bu ilacın en önemli faydalarıdır.

Reçetenin etkinliği arttırmanın diğer yollarını ise Mark Twain yazmış: ‘Palamarı fırlatıp at. Güvenli limanlardan uzaklaş. Bırak alizeler yelkenleri şişirsin. Araştır, düşle ve keşfet.’ Sahip olduklarınıza şükran duydukça keşfetme yeteneğinizin daha da artacağından kuşku duymayın.

BESİN DESTEKLERİNİ NEDEN ALIYORUZ

Besin desteklerinde herkesin beklentisi farklı. İşte bazı beklenti alanları ve kullanılan ürünler:

Sağlığı geliştirmek ve güçlendirmek: Multivitaminler, Coenzim Q10, arı sütü...

Bağışıklık sistemine destek olmak: Echinacea, çinko, N-acetyl sistein...

Antioksidan kapasite için: Selenyum, çinko, E vitamini, C vitamini...

Eklem ağrılarını azaltmak: Glukozamin ve kondroitin sülfat...

Saç kaybını önlemek: Tıbbi küf (Vigra), sistein, B6 vitamini karışımı

Cilt kırışıklıklarını geciktirmek: Alpha lipoic acid, coenzim Q10...

Cinsel güç için: Ginseng, Avena sativa, Arginin, ginkgo biloba

Uyku kaybı sorununu çözmek: Melatonin, valerianlar, passion flower

Kansere karşı güçlenmek: Selenyum, C ve E vitaminleri, folik asit

Bellek kaybını azaltmak: Ginkgo biloba, SAM’e, Huperzin, fosfotidil serin

(Bu sorunlar ve çözüm/destek için kullanımı önerilen besin destekleri, sadece bilgi için verilmiştir.Belirtilen besin destekleri ile ilgili doğru bilgilenme için doktorunuzla görüşmelisiniz.)

Yaşam seçimleriniz ve taşıdığı riskler

1 Baklava, dondurma, pasta gibi tatlıları haftada üç veya daha sık yer misiniz?

2 Gözleme, börek, çörek gibi yiyecekleri haftada üç veya daha fazla yer misiniz?

3 Patates kızartması, kraker gibi şeker ve yağ eklenmiş hazır kahvaltı gevreklerini haftada üç defadan fazla yer misiniz?

4 Makarna, mısır, pirinç veya patatesli yemekleri haftada ikiden fazla yer misiniz?

5 Sosisli sandviç, sucuk, salam, pastırma gibi yağlı ve hayvansal ürünleri haftada iki defadan fazla yer misiniz?

6 Fast-food gıdaları haftada iki defadan fazla yer misiniz?

7 Diyet içeceklerini mi tercih edersiniz?

8 Her gün 1 su bardağından fazla meyve suyu veya konsantresi içer misiniz?

9 Her hafta üç defadan fazla bira veya sert bir içki (viski, rakı, votka) içer misiniz?

10 Her hafta toplam 4 kadehten fazla şarap içer misiniz?

11 Düzenli egzersizden kaçıyor musunuz?

12 Yürümekten, merdiven çıkmaktan, ev işi yapmaktan, çocuklarla oynamaktan ve benzer aktivitelerden kaçınan birisi misiniz?

13 Dengesiz ve özensiz beslenmeniz uzun zamandır sürüyor mu?

14 Sizde veya birinci dereceden akrabanızda kalp, yüksek kan basıncı, yetişkin tipi diyabet veya şişmanlık var mı?

DEĞERLENDİRME

Eğer yukardaki sorulardan 3 veya daha fazlasına ‘evet’ cevabı verdiyseniz, insülin direnci gelişmesi ve metabolik sendroma yakalanma açısından riskli birisiniz. 5 veya daha fazla ‘evet’ yanıtı verdiyseniz Sendrom X gelişmesi riskini azaltmak için hemen doktorunuzla görüşmenizi öneriyoruz.

METABOLİK SENDROM NEDİR

Metabolik sendrom, orta yaş ve sonrasında, genetik zeminin mevcudiyetinde, yanlış dengesiz ve aşırı kalori tüketimine dayalı bir beslenmenin hareket aktivite azlığı ile birleşmesi sonucu oluşan ciddi bir sağlık sorunudur. Karın çevresinde yağ birikimi, trigliserid ve kan şekerinde artma, faydalı (HDL) kolesterolde azalma ile karakterize bu önemli sağlık sorununu ciddiye almalısınız. Bu konulara çok dikkat edin:

Karın çevresinde yağ birikimi ve kolay kilo alma

Hipertansiyona ve şeker hastalığına daha kolay yakalanma olasılığı

Koroner kalp hastalığı ve inme gibi sorunlara ilişkin riskte, belirgin artış

Ürik asit yüksekliği

Karaciğerde yağlanma olasılığının artması

Daha hızlı yaşlanma
Yazarın Tüm Yazıları