Paylaş
Bu, belleğimizin bize oynadığı muzip bir oyundur.
Cok iyi biliyorum ki yaşı altmışı geçen okuyucularımın bazıları eski bayramların hasretiyle yanıp tutuşmakta, şu cümleyi de derin bir özlemle tekrarlamaktalar: “Nerede o eski bayramlar!” Bu özlemin nedeni anılarla ilgili duygusal bağlarımızdır. Çünkü anılar var olmanın güneşi, suyu, toprağıdır.
Yaşı sekseni geçenlerse, bir taraftan eski bayramların hasretiyle yanıp tutuşurken, diğer taraftan kırk, elli yıl önceki bayramları hatırlamakta zorlanmaktalar. Bu, belleğimizin bize oynadığı muzip bir oyundur.
ÖMÜR UZUYOR, BELLEK KISALIYOR
Nasıl ki, yaşımız ilerledikçe kulaklarımız eskisi kadar net duymaz, gözlerimiz eskisi kadar keskin görmez, kalbimiz eskisi kadar kuvvetli pompalamaz ise beynimiz de eskisi kadar iyi hatırlayamaz. Makul düzeyde bellek kaybının sağlıklı yaşlanmanın beklenen bir sonucu olduğunu da biliriz. Ne var ki, bu sonuncuya hiçbirimiz razı olmayız. Geçmiş gözlemlerimizle, pek iyi biliriz ki bellek kaybının bizi de, çevremizi de üzebilecek tatsız sonuçları vardır. O nedenle konu “bellek zayıflaması” olunca endişelenmekte çok haklıyız.
NE YAPMALI?
Ömür uzadıkça bellek kaybına yol açabilecek hastalıklarla karşılaşma ihtimali artıyor.
Yaşı 80’i geçenlerde bellek sorunlarına sık rastlanıyor. Oysa 40’lı, 50’li yaşlarda Alzheimer ve Parkinson gibi belleği bozabilen nörolojik hastalıklar pek görülmüyor. Bu hastalıklarla karşılaşma ihtimali yaş 60’ı geçince artmaya başlıyor, 80’den sonra tavan yapıyor!
Eğer belleğinizi güçlendirmek ya da mevcut halini korumak için bir şeyler yapmak istiyorsanız ben özellikle “beyin zindeliği” ile ilgili tavsiyelerden faydalanmanızı öneririm.
Bunlar en az vitaminler, omega-3 yağları ya da bitkisel destekler kadar yararlı olabilecek basit ve kolay uygulanabilen şeylerdir.
Üstelik sadece belliğinize değil, genel sağlığınıza da katkıları olacaktır.
İkinci önerim de şu:
Bellek kaybı ile dalgınlığı birbirine karıştırmayın ve sağlam bir belleğin ilk şartının huzurlu bir beyin olduğunu sakın unutmayın. Belleğin en güzel
ilacı HUZUR’dur.
UNUTMAYIN
Beyin zindeliği için 10 altın öneri
1. Düzenli açık hava egzersizleri yapın, mümkünse her gün açık havada 30-40 dakika yürüyün.
2. Her gece iyi bir uyku uyumaya dikkat edin.
3. Hayata bağlılığınızı sürdürün. Keyifli ve huzurlu bir hayatınızın olmasına gayret edin.
4. Stresten korunmaya, mümkünse iyi bir stres yöneticisi olmaya çalışın. Her şeyi dert etmeyin, depresyondan korunun.
5. Alkolü kullanmayın ya da azaltın.
6. Her gün yeni bir şey öğrenmeye, bilişsel fonksiyonlarınızı aktif tutmaya gayret edin.
7. Sigarayı bırakın.
8. Tansiyonunuzu, şekerinizi, kolesterolünüzü, daha da önemlisi genel sağlığınızı dikkatle izleyin.
9. Toksik kimyasallardan uzak kalmaya, doğal beslenmeye, temiz hava soluyup sağlıklı su içmeye özen gösterin.
10. Belleğe zarar verebilecek ilaçlardan uzak durun.
BİR UYARI
Kurban siz olmayın!
Kurban Bayramı kırmızı et tüketiminin hayli arttığı bir dönem. Kolesterol yüksekliği, kalp-damar hastalığı, şeker, tansiyon problemi olanların dikkatli olmaları, kırmızı eti ölçülü tüketmeleri konusunda çeşitli uyarılar yapılır. Bakalım hangi tür kırmız et ne kadar kolesterol içeriyor ve bize ne kadar enerji yüklüyor?
Etler (pişmiş; 100 g) Enerji Kolesterol
Koyun beyin 130 kcal 2200 mg
Koyun karaciğer 135 kcal 300 mg
Koyun dalak 110 kcal 300 mg
Koyun işkembe 125 kcal 200 mg
Kırmızı et 200 kcal 80 mg
Saç kavurması 150 kcal 45 mg
Sebzeli et sote 110 kcal 25 mg
Diyetisyen Müge Başer
Paylaş