Yaşamınızı tehdit eden en önemli sağlık sorunlarından biri kanserdir. Sık görülen organ ve doku kanserlerinin erken tanısı daha da önemlidir.
Kanser taramalarında kullanılabilen yöntemleri ve bu yöntemlerin ne zaman, ne sıklıkta yapılacağını öğrenirseniz, erken teşhiste doktorunuza destek olursunuz. Özellikle aile geçmişinizde belirli organ kanserlerine ilişkin bir sıklık mevcutsa, erken teşhis önerilerine daha çok uymanızda fayda var.
KANSERDEN korunmak için daha çok sebze-meyve tüketmeli, koyu renkli, vitamin, mineral ve flavonoid zengini olan taze sebze ve meyvelere öncelik vermelisiniz. Barbekü etlerden ve kızartmalardan kaçınmalı, mandıra ürünlerini (sucuk, salam, sosis) azaltmayı, temiz su ve besin tüketmeyi unutmamalısınız. Yeterince posa-lif yemeyi, işlenmemiş besinlere öncelik vermeyi, yapay katkı maddelerinden uzak durmayı, renklendiricilerden, tatlandırıcılardan kaçınmayı ilke edinmelisiniz. Sigara kullanımına, alkol tüketimine son vermeli, düzenli egzersizi, kaliteli ve yeterli uykuyu, daha düşük bir stres seviyesini yaşamınızın vazgeçilmezleri arasına yerleştirmelisiniz.
DÜZENLİ KONTROL
Amerikan Kanser Derneği sık görülen bazı kanserler için tarama ve erken tanı yöntemlerini yeniden gözden geçirmiştir. Bu önerileri bir kenara not etmenizde fayda var.
20 yaşından başlayarak her ay kendi kendine meme muayenesi yapılmasının yararı konusunda tam bir fikir birliği yoktur. Ancak genel olarak bu uygulamanın muntazam ve usulüne uygun bir şekilde yapılmasının yararlı olacağına inanılıyor.
20-39 yaşlar arasında her üç yılda bir uzman hekim tarafından yapılacak meme muayenesinden geçmenizde yarar var.
40 yaşından sonra her yıl düzenli olarak mamografi çektirin ve uzman bir hekime meme muayenesi yaptırın.
SİGARA EN YÜKSEK RİSK
Amerikan Kanser Derneği (ACS) akciğer kanserinin erken teşhisine yönelik olarak herhangi bir test tavsiye etmemekte, böyle bir değerlendirmeyi hekimin takdirine bırakmaktadır.
Uzmanlar arasında fikir birliği bulunmamakla birlikte, sigara içenler gibi yüksek risk taşıyanların her yıl akciğer filmi çektirmesinin yararlı olacağını savunanlar vardır.
Akciğer kanseri taraması açısından yararı kanıtlanmamış olmakla birlikte, spiral CT'nin daha güvenli ve yararlı olabileceğini gösteren çalışmalar vardır.
GİZLİ KAN TARAMASI
Ailevi yatkınlığınız veya kanser sıklığını artıran bir hastalığınız yoksa, 50 yaşından itibaren her yıl ‘‘gaitada gizli kan’’ taraması yaptırın. Ailevi yatkınlığı veya kanser riskini artıran bir hastalığınız varsa bu kontrole daha erken başlamalısınız.
Her 5 yılda bir ‘‘fleksibl sigmoidoskopi’’ incelemesi yaptırın veya kalın bağırsak filmi çektirin ya da her 10 yılda bir bütün kalın bağırsağın incelenmesini sağlayan kolonoskopi incelemesi yaptırın.
ERKEKLERİN SORUNU
50 yaşından itibaren her yıl kanda PSA (Prostat Spesifik Antijeni) testi ve prostat muayenesi yaptırın.
Babanızda veya erkek kardeşlerinizden herhangi birine 50 yaşından önce prostat kanseri teşhisi konulmuşsa veya ailenizde birden fazla prostat kanserli varsa bu kontrollere 40 yaşından itibaren başlayın.
BİR HABER
Uzun yaşam düşü bir gerçek mi?
Ortalama yaşam süresi son yüzyılda yüzde 50 oranında artmıştır. 1900'lü yılların başlarında gelişmiş ülkelerde en fazla 55 yıl olarak hesaplanan ortalama insan ömrü beklentisi, 2000'li yılların başında Japonya'da 81.6, İsveç'te 80,1, ABD'de 77.1'e ulaşmıştır. Elde edilen bu olağanüstü başarıda modern tıbbın payı büyüktür. Son yüzyılda koruyucu aşıların bulunması, antibiyotiklerin keşfi, enfeksiyon hastalıklarıyla mücadelede büyük ilerlemeler sağlamıştır. Modern tıp, kolesterol yüksekliğine, hipertansiyona, şeker hastalığına, kansere karşı inanılması gerçekten zor başarılara imza atmıştır. Elde edilen bu başarılar yeni başarıların ve hedeflerin habercisidir. Genetik biliminde ulaşılan başarılar, DNA'nın şifresi ile ilgili yenilikler ve biyoteknolojideki ilerlemeler daha uzun bir yaşam beklentisinin işaret fişekleridir.
Genetik mirasınızın bir kader olmadığını tekrar hatırlayınız. Yeterli ve dengeli beslenerek, doğru uyuyarak, stresinizi azaltarak, düzenli egzersiz yaparak, kısacası yaşam biçiminizi kontrolünüz altında tutarak daha uzun ve daha sağlıklı yaşayabilirsiniz. Modern tıp özellikle genetik alanında yaptığı çalışmalarla, size daha uzun bir yaşam sunmanızı sizi genç ve geç yaşlandırmanın heyecanı içindedir. Genetik biliminde elde edilen mevcut sonuçlar bu umutları daha da çoğaltmaktadır. Genlerin yapısı çözümlendikçe ve pek çok kronik yaşlandırıcı hastalığın genetik kökenleri anlaşıldıkça başarılar art arda gelecektir. Yaşlanmayı geciktirici (anti-aging) ve uzun yaşamı sağlayıcı genlerin bulunması, yaşlanmayı hızlandırıcı (pro-aging) gen faaliyetlerinin kısıtlanması önümüzdeki günlerin beklentileridir. Moleküler düzeydeki çalışmalar ile alınan ilk sonuçlar ise daha uzun ve sağlıklı bir yaşamın bir düş olmadığının ilk kanıtlarıdır.
Unutmayın! Her şey öncelikle ve sadece ‘‘daha iyi bir hayat’’ içindir.