Paylaş
◊ Yemeğin üstüne çay içilmez! İçilir. Yemeğin üstüne içeceğiniz 1-2 bardak demli çay o öğünde kazandığınız demirin bağırsaklarınızdan emilmesine ciddi bir engel oluşturmaz. Özellikle hayvansal demir kaynakları çaydaki demir emilimini azaltan maddelerden kolay kolay etkilenmez. Çay keyfinizi bozmayın...
◊ Yazın omega-3 alınmaz! Alınır. Omega-3 zengini besinler de (balıklar, ceviz, semizotu), omega-3 destekleri de yaz-kış rahatlıkla kullanılabilir.
Ama yine de şöyle bir prensip bence daha faydalı: Balık yenilen gün omega-3 hapı yutulmamalı. Neden mi? Gerek yok da ondan.
◊ Demir hapları şişmanlatır! Şişmanlatmaz. Bugüne kadar demir hapı yuttuğu ya da demir iğneleri yaptırdığı için şişmanlayan biri olmadı.
Demirin sizi yağlandırabilecek herhangi bir metabolik/hormonal sürece katılması da söz konusu değil. Kilo sorununuza bir kabahatli arıyorsanız, başkalarını bulun.
◊ B12 kilo aldırır! Aldırmaz. B12 eksikliğiniz varsa eğer, onu yerine koymanız size kilo aldırmak bir yana fazla kilolarınızdan kurtulmanızı bile kolaylaştırabilir.
◊ Kepekli ekmek demir emilimini engeller! Engellemez. Bu da tıpkı “yemek üstüne çay demir emilimini engeller” palavrası gibi mesnetsiz bir diyet palavrasıdır. Kepeğin içindeki maddelerin emilimine engel olabileceği miktarda demir sizi demir fakiri veya anemik biri haline getirmez, getiremez. Hatta tam da tersine ekşi mayalı ekmeğin demir kazanımını artırabileceğini gösteren kanıtlar bile var.
◊ Etle yoğurt yenmez! Yenir. Etle yoğurt da yenir, ayran da içilir ve hiçbir şey de olmaz. Etle yoğurt-ayran tüketiminin etteki demir emilimini azaltacağı da bir şehir efsanesinden ibarettir.
İskendere, yoğurtlu kebaba kim hayır der? Lahmacun ayransız olur mu?
◊ Balıkla yoğurt zehirler! Zehirlemez. Hatta yoğurt eğer yediğiniz balık bozulmuş ve zehirleyebilme tehlikesi kazanmışsa bu tehlikeyi bertaraf bile eder.
Biliyorsunuz yoğurt en mühim panzehirlerden biridir.
◊ Tiroit hapları tüylendirir! Tüylendirmez. Tiroit haplarının tüylenmeye yol açacağı da eskimiş mesnetsiz bir şehir efsanesidir. Tam da tersine hipotiroidiniz varsa eğer yani tiroit beziniz iyi çalışmıyorsa tiroit hapları sayesinde tüylenmekten kurtulmanız bile mümkün olabilir.
◊ Kalsiyum hapları zararsızdır! Zararlı olabilir. Kontrolsüz kullanılan her besin desteği gibi kalsiyum haplarının fazlası da tehlikeli olabilir, hatta ciddi zararlar bile verebilir. Mesela mı? Kalsiyumun fazlası damar duvarında birikip kalbi olumsuz etkiliyor.
Bunun özellikle kadınlar için mühim bir sorun olduğu kesinleşti.
Yine kalsiyumun fazlasının böbrek taşı riskini artırdığı da iyi biliniyor. Kısacası kalsiyumdan faydalanmak da bilgi ve uzmanlık gerektiren bir konu.
◊ Probiyotik destekler 1 aydan fazla yutulmaz! Yutulur.
Hatta bu bilginin tam da tersi doğrudur: Probiyotik desteklerin faydaları 1 aydan önce başlamaz, etkinlikleri üçüncü aydan sonra belirginleşir. Doğrusu 6 ay ve daha uzun süreli kullanılmalarıdır.
Sürekli huzurun 5 etkili yolu
◊ Ufak şeyleri dert etmeyeceksin.
◊ Hayattaki her şeyin “ufak şey” olduğunu bileceksin.
◊ “Bu da geçer” demeyi mutlaka öğreneceksin.
◊ Konuşmayı değil, susmayı ve dinlemeyi tercih edeceksin.
◊ Hayatın hemen müdahale edilmesi gereken acil bir durum değil, doyasıya yaşanmak için bağışlanmış kısacık bir zaman dilimi olduğunu bileceksin.
Chia mı, keten tohumu mu?
Kullanım kolaylığı ve lezzet söz konusu ise chia tohumu keten tohumuna fark atar. Ayrıca chia’nın lezzeti harika. Kullanım alanı daha geniş. Salatalara da, yoğurt, puding ve benzeri karışımlara da kolayca girebiliyor.
Kalori bakımından da chia tohumu önde. Bir yemek kaşığı chia tohumunda 60, keten tohumunda 35 kalori var (yaklaşık değerlerdir).
Protein ve omega-3 zenginliği mi? Orada da ipi önce chia göğüslüyor. Bir yemek kaşığı chia 2 gram, keten tohumu 1 gram protein içeriyor.
Kalsiyum ve demir zenginliği bakımından da chia tohumu keten tohumunu yeniyor.
Fiyata gelince... İşte burada mühim bir sorun var: Chia keten tohumuna oranla çok daha pahalı bir ürün.
Netice şu: Chia’nın lezzeti mükemmel, kullanım alanı ise çok geniş: Onu salatalarınıza ekleyebilir, tatlılarınızda değerlendirebilir, sebze karışımlarınız için blender’ınıza ilave edebilirsiniz.
Akla takılan sorular
◊ “Geçmişi geçmişte bırakmak” mı, yoksa “geçmişe takılıp kalmak” ya da “geçmişi kurcalayıp durmak” mı daha doğru?
◊ “Dün dünde kalmıştır” deyip hafiflemek mi, yarını bugünden dert edip dertlere dert eklemek mi daha akılcı?
◊ “Bu da geçer” demek mi, yoksa “bu kadarı yeter” diye düşünmek mi daha iyi?
◊ Haklı biri mi olmalı, hak verilen ve hak eden biri olarak mı kalmalı?
◊ “Az eleştirmek” mi, “çok övmek” mi daha iyidir?
◊ Daha çok “sabır sahibi olmak” ceza mı, meziyet mi?
◊ Can sıkıntısından patlama özgürlüğünü yaşayabilmek kötü mü, iyi mi?
Selfie bir ifade şekli mi?
Türkiye Psychologies dergisinden öğrendim, sizinle de paylaşmak istedim. Ruh sağlığı uzmanları “selfie”yi kendini ifadenin yeni bir şekli, bir çeşit ait olma arzusu, bir tür onaylanma ihtiyacını karşılama duygusu olarak da değerlendiriyormuş. Doğru söze ne denir?
Paylaş