60’lı yaşlara ulaşmasına rağmen kendini son derece dinç hisseden hastamın ne hipertansiyonu, ne şekeri, ne de kolesterol problemi vardı.
Kendine çok iyi bakmıştı. İyi bir genetik mirasa sahipti. Kilosunu dikkatle izliyor, düzenli olarak egzersiz yapıyordu. Gençliğinde tenis oynamış, yüzmüş, kayak yapmıştı. Kayak yaparken birkaç kez düşmüş, bir defasında diz ekleminin iç ve dış bağlarında ciddi zararlar oluşmuştu. Ama son iki aydır gittikçe artan diz ağrıları fena halde canını sıkıyordu. Ağrılar, son günlerde gece uykularını bile bölüyordu.
ÇOK YAYGIN BİR SORUN
Diz ağrısı yaş 50’yi geçti mi şu veya bu şekilde herkesin kapısını mutlaka çalar! Ağrılar, bazen bu hastamızda olduğu gibi kiriş kopması, menüsküs zedelenmesi veya kıkırdak yırtılması, bazen de iltihaplanmalar, mikrobik enfeksiyonlar, gut ve şeker hastalığı gibi metabolik sorunlardan kaynaklanır. En sık görülen nedeni, eklem yüzlerinde meydana gelen aşınmalardır.
Diz eklemi iki kemiğin bir araya geldiği, büyük bir ağırlığın, vücut ağırlığının çok zorladığı menteşe yapısında bir eklemdir. Bir kapı menteşesi gibi çalışır. Eklemin ileri geri hareketini sağlayan bir sisteme bağlı olarak görev yapar, ama bu yapı az da olsa dönmeye, sağa sola eğilmeye, bükülmeye de mecburdur. Vücut ağırlığı gibi ciddi bir ağırlığı taşımak zorunda kalması, özellikle dönme, burkulma, bükülme gibi durumlarda bu çok güçlü eklemi zor durumda ve savunmasız bırakır.
HANGİ TRAVMALAR TEHLİKELİ
Diz ekleminde meydana gelen yaralanmalar, ister sportif çalışmalar esnasında isterse dışarıdan gelen vurmalar ve yaralanmalarla oluşsun, diz eklemini oluşturan dengeleri bozarak ağrıya, hareket kısıtlanmasına ve etraftaki kasların zayıflamasına yol açar. Kiriş yırtılmaları, bilhassa kayak ve tenis gibi aniden durmayı veya dönmeyi gerektiren aktivitelerde ortaya çıkar. Bağ yaralanmaları ve buna bağlı şişmeler (tendinit) bisiklete binenlerde, kayak yapanlarda ve koşanlarda daha sık görülen problemlerdir.
Menüsküs yırtılmaları ise yine kayak ve tenis sporu yapanlarda, özellikle sert ve ani durmalar ve dönüşler sonrasında ortaya çıkar. Çok nadiren diz kapağına gelen travmalar veya zorlamalar da patella ismi verilen kemiğin zarar görmesine ve diz ağrılarına neden olur. Kısacası, diz eklemine doğal yaşlanma dışında zarar verebilen birçok neden vardır.
KORUNMAK VE ERKEN TEDAVİ ÇOK ÖNEMLİ
Yaşlanınca size en çok lazım olacak şeyler listesinin ilk sıralarına sağlıklı dizleri de yazın. Eğer sağlıklı dizlere sahip değilseniz, vücudunuzun sizi taşımakta zorlanacağını, hatta bu işi tamamen bırakacağını, başkalarına muhtaç, kendi işini kendi göremeyen biri yapacağını unutmayın.
Diz ekleminizde meydana gelen kıkırdak hasarlarını onarmak için Glukozamin, Kondroidin, MSM, Omega-3 gibi desteklerden, kollajen hidrozilatlarından yararlanabilirsiniz, ama doğal destekleri de doktorunuza sormadan kullanmayın. Bu destekler bazen faydalı olmayabiliyor, paranız boşa gidebiliyor. Bazen yüksek dozlarda kullanmak gerekebiliyor. Dizlerine kalbiniz, gözleriniz gibi iyi bakın, iyi yaşlanmanın öncelikli şartlarından birinin sağlam ve güçlü dizler olduğunu lütfen unutmayın.
Yemeye başlarken iyi düşünün
Eğer yiyecek miktarınızı kontrol etmekte kararlıysanız, size kolay ve etkili bir önerimiz var! Yemeğin öncesinde ve sonrasında kendinizi nasıl hissettiğinize dikkat edin. Dikkatinizi yemek öncesi ve sonrasında yorgun, enerjik, şişkin, hafif, aç veya tok, uykulu veya aktif olup olmadığınıza odaklayın.
Bedeninizin sizin kendinizi iyi hissetmeniz için daha az yemeye ihtiyaç duyduğunu ancak böyle fark edersiniz. Ancak bu şekilde enerjik ve sağlıklı kalkabilirsiniz. Doymanın ilk belirtisini hisseder hissetmez yemeği bırakmayı deneyin.
Çalışanın sağlığı stresle bağlantılı
1- Aşırı stres yükü, verimi azaltmakta, üretim kalitesini bozmakta, çalışanın mutluluğuna engel olmaktadır.
2- Stres kavramının öğrenilmesi, işyerinde sağlıklı kalınması açısından birinci adımdır.
3- Stres azaltıcı, stresten koruyucu stratejileri geliştirirken, her iş yerine uygun özel planlamalar gerekir.
5- Zaman yönetimi bozukluğu, uyku sorunları, bilinçsiz yaklaşımlar, statü endişesi, yanlış beslenme alışkanlıkları ve pek çok şey stres tetikleyicisi olabilir.
Erkekte meme büyümesi sorunu
Erkeklerde meme büyümesi (jinekomasi) can sıkıcı bir durumdur. Özellikle büyüme çağındaki çocuklarda ortaya çıktığında, ciddi ruhsal sorunlara yol açabilir. Sebebi genellikle kadınlık hormonu östrojenin fazlalığı ya da erkeklik hormonu testosteronun azlığıdır. Ayrıca bazı erkek çocuklarında, özellikle ergenlik döneminde, meme bölgesinde normalden fazla yağ toplanması sonucu da memeler büyümüş gibi görülebilir. Bu durum herhangi bir soruna işaret etmez ve önemsizdir.
Erkeklerde östrojen hormonu artışı bazı tümörlerde, ağır karaciğer yetmezliği durumunda (örneğin sirozda), tiroid bezinin aşırı çalıştığı bazı hastalıklarda ortaya çıkabilmektedir. Testosteron alınımı azlığının, bu hormonu üreten yumurtalık hastalıklarından ya da bazı tümörlerden ileri gelmesi mümkündür. Daha seyrek olarak ülser, sara, kalp yetmezliği tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar ve kortizon içeren ürünler de memelerde büyümeye yol açabilmektedir.
Meme büyümesi sorununun teşhis ve tedavisi için bir iç hastalıkları veya endokrinoloji uzmanından yardım istemek gerekiyor.
Kolesterolün çoğu zarar ama azı da karar mı
Yüksek kolesterol düzeylerinin, koroner kalp hastalıkları riskini artırarak ciddi bir sağlık tehdidi oluşturduğunu biliyoruz. Ancak, düşük kolesterol düzeyleri de yaşamsal önem taşıyan sorunların habercisi olabilir.
Bazı araştırmalar, düşük kolesterol düzeylerinin kanser olgularında ölüm riskini artırdığını göstermiştir.
Bununla birlikte, düşük düzeydeki kolesterolün kansere yol açtığına dair kanıt yoktur.
Düşük kolesterolün anksiyete (kaygı) ve depresyona yol açabileceği görüşü, bilimadamları arasında yaygındır.
Bu durum, azalan kolesterol miktarının beyindeki serotonin düzeyinin de düşmesine yol açmasıyla açıklanmaktadır. "Mutluluk hormonu" olarak da bilinen serotonin, birçok beyin fonksiyonu kadar uyanıklık ve canlılık açısından da önemlidir.
"Düşük düzey" kişiye göre değişen bir yorumdur. Yenidoğan bebekte LDL (kötü huylu kolesterol) miktarı 30 mg/dl civarıdır. Yağdan, kolesterolden yoksul besinler tüketen kişilerde LDL 40-50 mg/dl arasında olabilir.
Genel olarak, total kolesterol düzeylerinin 200 mg/dl’nin altında, LDL’nin 100 mg/dl’den düşük olması beklenir.
Koroner damar hastalıkları açısından ciddi risk altında olanlarda LDL’nin 70 mg/dl civarında olması önerilir.
Ertesi gün hapları
Doğum kontrol haplarında bulunan Levonorgestrel isimli sentetik hormon, ertesi gün haplarındaki ana maddedir. Şu farkla ki, ertesi gün haplarında bu hormon yüksek dozdadır.
Korunmasız ilişkide veya korunurken bir aksilik olursa, 72 saat içinde, genellikle 12 saat ara ile 2 tane alınarak uygulanır. Etkisini yumurtlamayı durdurmak ve döllenmeyi engellemek yoluyla gösterir. Ne kadar erken kullanılırsa, o kadar etkili olur. Yüzde 90 civarında etkilidir. Hapı kullandıktan sonraki günlerde ara kanama olabilir veya adetin günü değişebilir. Beklenen adet gerçekleşmezse doktora gidilmelidir.
Bu haplar doğum kontrolü amaçlı kullanılmamalıdır, sadece acil korunma için kullanılabilir. Doğum kontrol haplarına benzer yan etkileri olabilir. Bunlar; bulantı, göğüs gerginliği, karın ağrısı, baş ağrısı, halsizlik gibi geçici belirtilerdir.
Elma sirkesi kullanmanın riskleri var mı
Elma sirkesi kullanımının belirli zamanlarda az miktarda (sağlık koşullarınıza göre doktor kontrolünde) kürler şeklinde devam ettiği taktirde risk oluşturmayacağı söylenebilir. Ancak uzun dönemde, porsiyon miktarı fazla tüketimlerin risk oluşturabileceği unutulmamalıdır.
- Elma sirkesi yüksek asit içerir. İçerdiği asit temelde asetik asittir. Elma sirkesi tablet şeklinde değil de direk kullanılacaksa mutlaka su ile veya meyve suyu ile karıştırılmalıdır. Bilinçsiz kullanımları sindirim sistemi rahatsızlıklarına (yemek borusu hasarları gibi) neden olabilir.
- Uzun dönem kullanımları kemik yoğunluğunda ve potasyum seviyelerinde azalmalara neden olabilir. Osteoporoz riskiniz varsa kullanmadan önce mutlaka doktorunuzla konuşmalısınız.
- Şeker hastalarının elma sirkesi kullanımları -içerdiği krom minerali nedeni ile- insülin düzeylerini etkileyebileceği için doktor kontrolünde olmalıdır.
Tüm besin desteklerinde olduğu gibi elma sirkesi tabletlerinin kullanımında da bir uzman görüşü almayı unutmayın.
Elma yiyerek zayıflar mıyım
Diyetimde ara öğünde yeşil elma yazıyor. Özellikle yeşil elma yemem gerekiyor mu? Elmanın kalorisi daha mı düşük? Metabolizmayı hızlandırır mı?
100 gr. yani 1 küçük boy elma, porsiyon meyve yerine geçer ve 48 kaloridir. 1 küçük elma, 1 orta boy şeftaliye, 15 iri taneli üzüme, 1 tane incire, 1 orta boy armuda eşittir. Yani elmanın kalorisi diğer meyvelere göre çok düşük değil.
Elma metabolizmayı hızlandırarak daha hızlı zayıflamayı sağlamaz. Ama kabuklu elma sindirimi kolaylaştırır, bağırsaklarınıza iyi gelir, posa değeri yüksek ve glisemik indeksi düşük olduğu için daha uzun süre tok kalmanızı sağlar, antioksidan yönünden zengindir, kolesterolü düşürür.
Elmanın faydası çok ama ille de elma yiyeceksiniz diye bir şart yok. Her meyveden yararlanmanızı tavsiye ederim. Muzun, üzümün, kayısının da diğer meyveler gibi antioksidan değeri yüksektir. Semizotu yararlı diye her gün semizotu yemek yerine her gün farklı bir sebze yerseniz daha sağlıklı ve dengeli beslenmiş olursunuz.