Paylaş
Oysa bu işaretler ancak belirgin, hatta ilerlemiş diyabet aşamasında ortaya çıkıyor. Diğer taraftan şeker hastalığı ne kadar erken teşhis edilip tedaviye ne kadar erken başlanırsa hastalığın vereceği zararlar o ölçüde azalıyor. Bu nedenle modern tıp onu mümkün olduğu kadar erken dönemlerde teşhis etmenin çarelerini arıyor.
Diyabette erken teşhisin etkili yollarından biri risk grubunda olanlara bazı testlerin tatbik edilmesi. Özellikle yüksek riskli kişilerde şeker toleransını ölçmek bile muhtemel bir diyabeti tahmin etmeye yetebiliyor. Eğer bu mümkün olmazsa hiç değilse yıllık sağlık kontrollerinde kan şekerini mutlaka kontrol etmek öneriliyor. Bu kontrollerde yalnız açlık şekerlerine bakmak yeterli değil. Mutlaka tokluk şekerine de bakmak gerekiyor.
Diyabet zaten çok önemli bir sağlık sorunuydu ama geleceği tehdit eden sağlık sorunları sıralamasında neredeyse ilk beş içinde gösteriliyor.
Bunun nedeni yaşam tarzı yanlış-larımızın hızla artması. Bu yanlışı özellikle yeme içme konusunda çok ama çok sık yapıyoruz. Yani “diyabet neden yaygınlaşıyor?” sorusunun cevabı her şeyden önce yeme yanlışları ve hareket azlığında yatıyor.
Yanlış şeyler yiyoruz
Bir kere ihtiyacımız olandan fazla yediğimiz kesindir. Yiyecek içecek bulmak eskiye oranla daha kolay hale geldi. Çok özel durumlar dışında herkes bir şekilde karnını doyurabiliyor, hatta çoğu kişi ihtiyacı olandan çok fazla kalori tüketiyor. Kalori tüketimindeki artışın nedeni yalnızca fast food kültürün yaygınlaşması da değil. Her türlü gıdanın tüketiminde artış var. Tabak ölçüleri her yıl biraz daha büyüyor. Porsiyonlar sürekli irileşiyor. İçecek konusunda da dikkatsiz hale geldik. Meşrubatları, gazlı, kolalı içecekleri çok fazla miktarda tüketiyoruz.
Eskiye oranla rafine edilmiş şekerle, özellikle fruktoz şurubuyla hazırlanmış yiyeceklerle aramız fena halde iyi. Besinler eskisinden daha fazla yağ ihtiva ediyor. Lezzet artsın diye yiyeceklere yalnız şeker, yağ değil, bol miktarda tuz da ekleniyor. Beyaz un tüketimi de inanılmaz boyutlarda. Herkes, her yerde, her ülkede bu yanlışı bir şekilde yapabiliyor.
Az hareket ediyoruz
?eker hastalığının -burada söz konusu ettiğimiz erişkin tipi, yani orta yaş diyabeti, Tip2 diyabettir- yaygınlaşmasının bir başka nedeni de hareket azlığı. Daha az hareket ediyoruz.
Hayatın otomasyonu bizi bu hale getirdi ama bundan fazlasıyla hoşnut olduğumuz da kesin. Yürümüyoruz. El kol gücüyle yaptığımız işler neredeyse hiç kalmadı. Hafta sonları mahallede dolaşmak, parklarda ya da çevrede yürüyüşe çıkmak, arkadaşlarla futbol, voleybol, basketbol oynamak, akşam yemekten sonra mahallede şöyle kısa bir tur atmak anılarda kaldı.
Diyabet neden önemli?
Diyabet çok ama çok önemli bir hastalık. Özellikle altmışından sonra ortaya çıkan sağlık sorunlarının çoğu bir şekilde diyabetle ilişkili. ?ekeriniz varsa daha sık katarakt, glokom veya retina dekolmanı kanaması geçirme ihtimaliniz oluyor. ?ekeriniz varsa idrar yolu enfeksiyonlarına yakalanma ihtimaliniz artıyor.
?ekeriniz varsa kalp damar hastalığına yakalanma riskiniz iki katına çıkıveriyor. Kontrolsüz şeker hastalarında felç riski, tansiyon riski, gut riski dâhil pek çok sorun sırada bekliyor. Eğer iyi bir orta yaş ve yaşlılık süreci yaşamak istiyorsanız diyabet konusunda bilgilenmeye çalışın. Yıllık sağlık kontrollerinizde açlık ve tokluk şekerlerinize de baktırmayı ihmal etmeyin.
Ve şu noktayı sakın unutmayın: Birçok hastalık gibi şeker hastalığı da yaşam tarzınızla, genetik mirasınız ve çevresel şartların oluşturduğu etkileşimlerin sonucudur.
Genlerinizi değiştirmeniz, genetik mirasınızı tümüyle yenilemeniz mümkün değildir ama yaşam tarzınızı değiştirmeniz her zaman mümkün olabilir.
Pioglitazon kullananlara uyarı
Japon ilaç üreticisi Takeda firması tarafından geliştirilen pioglitazon (actos) beş yıldan uzun bir süredir Amerika ve Avrupa’da diyabet hastalarının tedavisinde kullanılıyordu. Bir tür tiazolidindion olan pioglitazon kullanan hastalarda mesane kanserinin beklenenden daha sık görüldüğüne dair uzun süredir zaten var olan kuşkular eldeki yeni istatistiksel verilerle daha da güçlendi. Amerikan Besin ve İlaç Dairesi (FDA) bu nedenle pioglitazon içeren ürünleri takip ve denetim altına aldı.
Bilindiği gibi aynı gruptan bir başka madde olan rosiglitazonun da ciddi kalp sorunlarına yol açtığı anlaşılmıştı. Eğer kullandığınız diyabet ilaçları içinde pioglitazon içeren herhangi bir ilaç varsa bu konuda doktorunuzla temasa geçmenizde fayda var.
Kalp hızlanması tehlikeli mi?
Sağlıklı bir kalp yetiş-kinlerde ortalama dakikada 60-100 kez kasılıyor. Kalp atım sayısının 60’ın altında olması (Bredikardi) ya da 100’ün üstüne çıkması (Taşikardi) bir sağlıksızlık işareti olarak kabul ediliyor.
Kalp hızını değiştiren, azaltıp çoğaltan birden çok faktör var. Kalp hızı yavaşlaması ile daha seyrek karşılaşılıyor. Ya doğumsal kalp kası hastalıkları, ilaçlar ya da kalp ritmini bozan iletim sistemi bozuklukları nedeniyle ortaya çıkıyor. Kalbin hızlanması yani taşikardi daha sık görülen bir durum. Taşikardi fazla miktarda kahve tüketenlerde, çok çay içenlerde bile görülebiliyor.
Vücut ısısının artması da kalp hızını arttırıyor. Pratik olarak vücut ısısının bir derece artması kalp hızını dakikada 20 kadar arttırıyor. Tiroid bezinin çok çalışması, kansızlık, kalp kası hastalıkları, kalp iletim sistemi ile ilgili bozukluklar, kalp iltihapları da taşikardiye yol açabiliyor.
Her şeyden önce stres, sigara, fazla kafein tüketimi, alkol kullanımı, kalp hızını arttıran ilaçlar, uykusuzluk gibi faktörleri gözden geçirmek gerekiyor.
Çarpıntının, göz kararması, bayılma hissi, yorgunluk, nefes darlığı ile birlikte olduğu durumlarda daha çabuk hareket etmek, gecikmemek gerekiyor. Eğer böyle bir sorunla karşılaşırsanız hemen istirahata çekilin, dinlenin. Eğer taşikardiniz devam ediyorsa gecikmeden bir tıbbi yardım almalısınız.
Depresyon belleği bozar
İyi bir bellek için bilgiye konsantre olmak ve ayrıntılara odaklanmak son derece önemlidir. Depresyon belleği pek çok yönden bozuyor ama bunun en belirgin olduğu iki nokta depresyonlu hastalarda sık görülen ayrıntılara odaklanma ve konsantrasyon problemidir. Uzun süreli depresyonun, beynin bellek için önemli yapılarında sinir hücresi kaybına yol açabileceği de biliniyor.
Eğer ciddi bir bellek bozukluğu yaşadığınızı düşünüyorsanız bunun altında farkına varmadığınız, hafif, silik, gözden kaçmış bir depresyon olabileceği aklınızda olsun.
Paylaş