Ergenlik dönemi, gençlerin yeni kimliklerini oluşturdukları, özgürlük ve kişiliklerine çok düşkün oldukları, kabul edilmek için yoğun bir çaba harcadıkları, farklı, sancılı, sorunlu bir süreçtir.
Ergenlik dönemine adım atan her çocuk, dış görünüşüyle eskisinden daha çok ilgilenir. Dış görünüşleri, burunları, kulakları, gözleri, kiloları, boyları onlar için şimdi daha önemlidir.
ARAŞTIRMALAR, ergenlik dönemini yaşayan gençlerin dış görünüşlerinden memnun olmadıklarını gösteriyor. Özellikle kızların büyük bir kısmı kilolarından, vücut şekillerinden, en azından yüz profillerinden pek memnun değiller. Genç kızların üçte biri kendini ‘fazla yağlı’ buluyor. Yarıdan fazlası kilo verme çabasında, geriye kalanı da mevcut kilolarını koruma telaşında. Kendilerini olmaları gereken kiloda, bir başka deyişle ’doğru kiloda’ gören dört kızdan birinin hálá kilo vermeye çalışması düşündürücüdür. Kız çocukların sadece onda biri fazla kilolarından değil, yetersiz kiloda olmaktan, zayıflıktan yakınmaktadır. Erkek çocukların yüzde 15 kadarı kendilerini fazla kilolu görmektedir.
KULAKTAN DOLMA BİLGİ
Ergenlik dönemini yaşayan gençler arasında en popüler kilo verme yöntemleri, yememe, öğün atlama ve egzersiz yapmadır. En akılcı kilo yönetimi olan doğru ve dengeli beslenmeyi düzenli, ılımlı egzersizle kombine etme alışkanlığına sahip genç ergenlerin sayısı çok azdır. Özellikle kız öğrenciler arasında kilo kontrolü amacıyla öğün atlama, aç kalma (oruç tutma), yediklerini kusma ya da bağırsak boşaltıcı laksatsifleri kullanma gibi yanlış alışkanlıklar hızla yayılıyor. Genç kızların sık sık zayıflama hapı kullandıklarını, sadece doktor tavsiyesi ile kullanılması ve mutlaka reçete ile satılması gereken bu ilaçları kulaktan dolma bilgilerle, çoğu zaman yanlış dozda kullanarak zayıflamaya çalıştıkları biliniyor. Gençlerin ve çocukların bilinçsizce kullandıkları bu riskli ilaçlar karaciğer, böbrek, dolaşım sistemi ve belleklerini bozabiliyor. Zayıflama haplarının diyet uzmanları tarafından da önerilmesi, eczanelerden reçetesiz olarak kolayca satın alınabilmesi gençlerimizi bekleyen önemli bir tehlike haline geliyor.
MODA VE MEDYA
Sağlıklı bir vücut yapısına sahip ergenlerin bedenlerini farklı algılayıp vücut şekillerini değiştirmek için çaba içine girmeleri önemli bir sağlık tehdididir. Özellikle moda sektörünün ‘mümkün olduğu kadar ince bir beden’ dayatması, gençlerin algılamalarını ‘başarılı olmak’, ‘güzel ve hoş görünmek’ için mümkün olduğu kadar ince olma noktasına taşımaktadır. Bu yanlış algılamalar, yeme davranışı bozukluklarının gençler arasında hızla yayılmasının başlıca nedenleridir. SORUN OKULDA
Çocuklarımız ve gençlerimizin nerede, ne zaman, hangi besinleri tercih ettiklerini ciddi bir şekilde araştırmanın zamanı gelmiştir. Fast-food restoranların okulların içinde ya da kapılarının tam karşısında konuşlanması (!), öğrenci kantinlerinin paramatiklerle sağlıksız yiyecekler sunan makinalarla dolup taşması, öğrencilere beslenme bilgisinden uzak bir eğitim programının ısrarla sunulması, okullardan jimnastik ve beden eğitimi derslerinin ise neredeyse tamamen kaldırılması, çocuklarımızı bekleyen önemli tehlikelerden özellikle şişmanlık sorunun başlıca hazırlayıcılarıdır.
EN BÜYÜK TEHLİKE FAST-FOOD
Gençler ve çocuklarda düzensiz öğünler ve hatalı atıştırmalar hızla yayılıyor. Sabah ve öğle yemekleri en sık atlanılan öğünler haline geliyor.
Kızlar erkelerden daha fazla öğün atlama eğilimi gösteriyor.
Gençler için çok önemli olan ara öğünlerde sağlıklı ürünlerin yerini sağlıksız atıştırmalar alıyor.
Zararlı trans yağ asitleri, kalori yüklü, faydasız boş karbonhidratlar, yağla tıka basa dolu, tuzlu ya da şekerli cipsler, gofretler, bisküviler ile fast-food ürünlerin kullanımı hızla artıyor.
Şeker ve meyve aroması ile oluşturulmuş meşrubatların, gazlı kolalı içeceklerin, kafein yüklü ürünlerin tüketiminde tam bir patlama yaşanıyor.
Vitamin ve mineral fakiri, demir ve kalsiyum, folik asit, riboflavin , A ve C vitamin fakiri fast-food ürünler gençlerin sağlığını ciddi tehlike.
Bu ürünlerin toplam kalorilerinin yüzde 50’sinden fazlası yağlardan geliyor. Oysa sağlıklı bir genç ergenin en fazla yüzde 35 kadar yağ tüketmesi gerekiyor.
Kalori, karbonhidrat ve yağ bombası fast-food besinler gençler arasında kilo fazlalığı ve obezite sorununu bir salgın hastalık haline getiriyor.
Gençler ve çocuklar yazılı basın ve televizyon yoluyla müthiş bir reklam bombardımanı altındadır. Besin reklamlarının yarıdan fazlasını sağlıksız içecekler, fast-food yiyecekler ya da kalori bombası besinler oluşturuyor. NE YAPMALI
Gençlere daha fazla sebze
Bugünün dengesiz ve yetersiz beslenen gençleri yarının sağlıksız yaşlılarıdır.
Çocukların ve gençlerin daha fazla meyve ve sebze tüketmeleri gerekmektedir.
Gelişme çağındaki çocukların hızlanan kas, kemik ve hormonal gelişimlerine bağlı olarak kalsiyum ihtiyaçları neredeyse iki katına çıkmaktadır. 11-25 yaş grubu arasında günlük kalsiyum ihtiyacı 1200-1500 mg kadardır.
Özellikle kız çocukların yetersiz kalsiyum tüketimi açısından daha fazla risk altında oldukları bilinmelidir.
Kız çocuklarının demir ihtiyaçları ve folik asit ihtiyaçları bakımından daha dikkatli bir beslenme planı uygulamaları gerekmektedir.
Ergenlik dönemi gençlerinin daha fazla çinkoya, magnezyuma C ve B grubu vitaminlerine ihtiyaç duydukları da unutulmamalıdır.
Vitamin ve mineral ihtiyaçlarının giderilmesi için besin desteklerini kullanmak yerine tüketilen besinlerin çeşitliliğinin arttırılması önerilmektedir.
Abur-cubur yerine sağlıklı besinler tüketmeleri için uyarılmalı, beslenmeleri keyifli bir hale getirilmelidir.
Evde yemek tüketmeleri, aile ile birlikte sofraya oturmaları, öğünleri mutlaka değerlendirmelerine özen gösterilmelidir.
Her ne olursa olsun gençlere aşırı bir kontrol duygusu yaşatılmamalı, aşırı yemek veya yememek ile suçlanmamalı, suçluluk duygusu oluşturulmamalıdır.
Protein tüketimleri izlenmeli, özellikle yeteri kadar hayvansal protein tüketmeleri sağlanmaktadır. Süt ve süt ürünleri, balık, yağsız kırmızı et ve kanatlı hayvanlar...