Dikkat! Mideniz de felç olabilir

Organlarımızın çoğunun ne iş yaptığını, nasıl çalıştığını doğru dürüst bilmiyoruz. Onların sorunlarının, problemlerinin, ikazlarının çoğu kez farkına bile varmıyoruz.

Kalbimizin her gün yüzbinlerce defa çarptığından, neredeyse tonlarca yükü omuzlayıp taşıdığından haberimiz yok. Akciğerlerimizin her gün yüzlerce metre küp havanın içinden oksijeni süzüp kanımızı karbondioksitten temizlediğinin farkında bile değiliz. Yiyip içtiklerimizi emmek için bağırsaklarımızın oluşturduğu toplam alanın bir futbol sahasından daha büyük olduğunu da çoğumuz bilmiyoruz.

Midemiz de bu sessiz savaşçılardan biri. Aklımıza geldikçe içine bir şeyler doldurarak onu çöp torbası gibi kullanıyoruz. O da duvarında yer alan güçlü ve özel kas yapısı ile içindeki besinleri karıştırıyor, ufaltıyor, parçalıyor ve neredeyse kuşyemi büyüklüğünde parçalar halinde bağırsaklara yolluyor. Midenin bu değişmez çalışkanlığı bazen şu veya bu nedenle bozulabiliyor. İçinde dört-beş kilo gıda birikebiliyor.

Bazı hastalıklarda daha da sıklaşıyor

Bu durumun en sık görüldüğü hastalıkların başında diyabet yani şeker hastalığı geliyor. Şeker hastalarında mide felci yani gastroparezi geliştiği zaman kan şekeri kontrolü daha da güçleşiyor. İlaçlar da mideyi felç edebiliyor. Ağrı kesiciler, kalsiyum kanal engelleyicileri, trisiklik anti-depresanlar, alüminyum hidroksit ihtiva eden tamponlayıcılar bunların en önemlileri. Ayrıca bazı tansiyon ilaçlarının, kanser tedavisinde kullanılan kemoterapi ajanlarının da böyle yan etkileri var. Mide felcinin sık görüldüğü hastalıklardan biri de Parkinson hastalığı. Skleroderma gibi bağdokusu hastalıkları ve Hipotiroidi gibi metabolik sorunlarda da midenin içindekileri boşaltma yeteneği bozulabiliyor. Eğer izah edilemeyen bulantı ve anlamsız kusmalardan, karında şişkinlik, ekşime ya da iştah kaybından, erken doyma veya kan şekerinizde sık sık tekrarlayan oynamalardan şikayetçiyseniz, bir türlü çözümlenemeyen reflü sorununuz varsa, mide felci olasılığı aklınızda olsun.

Dudak büyüten kremler işe yarıyor mu

Bu sorunun cevabı kocaman ve yıldızlı bir "HAYIR"dır. Genç kızların ve kadınların dudaklarını daha iri ve dolgun hale getirmek için kullandıkları kremler ve stick’lerin hiçbir tıbbi yararı mevcut değildir. Bu ürünlerle dudaklarınıza farklı bir görünüm kazandırmanız, estetik bazı isteklerinizi karşılamanız mümkün değildir ama zarar vermeniz her zaman mümkündür. Bu ürünlerle oluşan alerjiler, enfeksiyonlar ve dokusal zararlar nedeniyle doktorlara müracaat eden hastaların sayısı her gün biraz daha artmaktadır. Bizim önerimiz bu ürünleri kullanmamanız. Eğer böyle bir değişim arzu ediyorsanız dudağınıza lokal enjeksiyonları da asla yaptırmayın. Dudaklarınızda farklı değişimler arzu ediyorsanız nelerin olup olmayacağını öğrenmenin en doğru yolu bir plastik ve cerrahi uzmanıyla görüşmekten geçiyor.

Tiroit peroksidaz testi ne zaman kullanılır

Tiroit peroksidaz testi, tiroit peroksidaz (TPO) enzimine karşı oluşan antikorları tespit etmek için uygulanır. Tiroit bezinde bulunan bu enzim T3 ve T4 hormonlarının üretiminde önemli rol oynar. Kanınızda bu enzime karşı oluşmuş antikorların varlığı, tiroit hastalığınızın Haşimoto hastalığı gibi bir bağışıklık sorunundan kaynaklanıp kaynaklanmadığını gösterir. Haşimoto hastalığında bağışıklık sistemi tiroit dokusuna karşı antikorlar üretir. Bu antikorlar, tiroidin normal fonksiyonlarını bozar. Sonuçta, soğuğa tahammülsüzlük, kuru cilt, yorgunluk, kilo alma gibi belirtilere neden olan hipotirodizm (tiroidin normalden az tiroit hormonu üretmesi) tablosu oluşur. Doktorunuz sizde hipotiroidizm olduğundan şüphelenirse, TSH ve T3-T4 hormonlarınıza baktıracak, Haşimoto hastalığı olup olmadığını anlamak için TPO antikor testi isteyecektir. TPO antikorları başka bağışıklık sorunlarında da mevcut olabilir. Bu antikorların varlığı, tiroit hastalığı riskini artırır.

Çocukların diyet yapması uygun mu

Çocukluk çağı fiziksel ve zihinsel gelişimin devam ettiği yaşamın en önemli dönemlerinden biridir. Beslenme alışkanlığı çocuğunuzun hem büyüme ve gelişimin eksiksiz tamamlanmasında hem de sağlıklı bireyler olarak yaşama devam etmelerinde önemli rol oynar. Birçok kronik hastalığın nedeni olan beslenme bozukluğu, çocukluk çağında edinilecek sağlıklı beslenme alışkanlıkları sayesinde önlenebilir. Çocuğunuzu sağlıksız bir ortamda büyüterek kilo fazlalığı olmasını sağladıktan sonra diyet yapmaya zorlamayı değil, sağlıklı beslenmeyi ve düzenli fiziksel aktiviteyi kendi yaşantınızda benimseyerek çocuğunuza örnek olmayı hedefleyin. Çocuğunuzun sağlıklı ya da kilo fazlalığı olmasının size bağlı olduğunu unutmayın. Hiçbir çocuk şekerli, yağlı ve asitli gıda gibi zararlı besinleri tüketme alışkanlığını kendi başına kazanamaz. Belli yaşa kadar birlikte yaşadığı ailesinden etkilenir ve onları örnek alır.

Çocuğunuza örnek olun

Çocuklar, kendi başına besin alma yetisine sahip olana kadar -ki bu süre oldukça uzundur- evde bulunan gıdalarla beslenir. Yiyecekleri ona sizin, bakıcısının veya misafirlerin getirdiğini unutmayın. Önce kendi beslenme alışkanlığınızı sağlıklı hale getirin ki, sizi örnek alan çocuğunuz da bundan olumlu yönde etkilensin. Siz sağlıksız besinleri tüketirken, ondan sağlıklı tercihler yapmasını ve uygun vücut ağırlığında olmasını bekleyemezsiniz. Sizin severek aşırı tükettiğiniz ya da hiç tüketmediğiniz besinlerin onların da beslenme alışkanlığını şekillendireceğini unutmayın. Önce siz beslenmenin ne olduğunu öğrenmeli, sonra çocuğunuza öğretmelisiniz. Ancak bu sayede besin alırken, hazırlarken ve tüketirken seçiciliği ona kazandırabilirsiniz.

Kanser tedavisi görenler nasıl beslenmeli

Kanser türlerine yakalanmış kişiye uygulanan kemoterapi ilaçlarının tedavisinin vücutta birçok yan etkisi bulunmaktadır. Bu etkilerin görünme nedeni ilaçların bazı besin öğeleriyle reaksiyona girmesidir. Özellikle bu dönem süresince uygulanan ilaçlar kişide B kompleks vitaminlerinin yetersizliğine yol açmaktadır. Ayrıca bu tedavi sırasında çeşitli sindirim sistemi rahatsızlıkları ve tat almada değişiklikler görülmektedir.

Kemoterapi tedavisi sırasında beslenmenizde dikkat etmeniz gerekenler:

n Aşırı yağlı yiyecekler ve kızartmaları tüketmeyin.

n Çay, kahve yerine bitki çaylarını tüketin. Özellikle; kuşburnu, adaçayı, papatya ve ıhlamur gibi bitki çaylarını tercih edin.

n Mide rahatsızlıkları yaşamamak için aşırı sıcak ve soğuk besinleri tüketmeyin.

n İştahsızlık nedeniyle oluşabilecek kilo kaybınızı önlemek amacıyla azar azar ve sık sık yemek tüketin.

n İçerisinde yapay madde bulunduran besinlerden ve içeceklerden uzak durun.

n Çorba, yoğurt gibi sıvı besinleri tüketmeyi tercih edin.

n Kola, gazoz ve portakal suyu gibi gazlı ve asitli içecekleri tüketmeyin. (Devam edecek...)

Kalın bağırsak temizliği yararlı mı

Kalın bağırsak temizliğinin vücuttan toksinleri atarak bağışık sistemine katkı sağladığını söyleyenler olsa da doktorlar bu temizliğin kolon tetkikleri dışında yapılmaması gerektiğini belirtiyorlar. Kalın bağırsak kendi temizliğini kendisi yapar. Bu nedenle hap, lavman veya diyet gibi bir yönteme gerek yoktur. Ayrıca kalın bağırsaktaki tuz ve su emilimi bu tip yöntemlerden zarar görebilir ve dehidratasyona neden olabilir. Eğer kabızlık gibi bir sebeple bu işlemi yaptırmayı düşünüyorsanız, bol su için ve lif açısından zengin yiyecekleri tercih edin. Bu tip yöntemlerin Crohn hastalığı, Ülseratif Kolit, divertikülit, kalın bağırsak tümörü olan kişilerde uygulanmaması gerekir. Kalın bağırsağınızı "lavman" ile yıkatarak kilo veremez, incelemezsiniz. İncelen sadece cüzdanlarınız olur. Ve son bir hatırlatma: Bağırsak lavmanlarına ömür boyu devam edemezsiniz. Cevap: Bu yöntemin herhangi bir tıbbi yararı yoktur. Zayıflatmaz. Detoks yapmaz. Zararlı olma ihtimali ise çoktur! ehattat@yasasinhayat.org

İdrar kaçırma kadınlarda daha sık görülüyor

Öksürük, aksırık, gülme veya hapşırmayla idrar kaçırmaktan veya sık idrara çıkma, gece idrara kalkma, tuvalete yetişememe gibi sorunlardan yakınıyorsanız tıbbi bir yardım almalısınız. İdrar kaçırma probleminin pek çok nedeni var. Bunlardan bazıları kalıcı, bazıları ise geçici sağlık sorunları. Sadece aşırı kilosu ya da müzmin kabızlığı, kronik öksürüğü nedeniyle bu problemi yaşayanlar var. Aynı problem, rahim veya idrar torbası hastalıklarından, geçirilmiş ameliyatlardan, menopozdan da kaynaklanabilir.

Bu sorunu yaşayan kadınların ortak özellikleri, problemlerini gizlemeleri. Bir süre sonra ruhsal açıdan zorlanmaya başlıyor, depresyona giriyorlar. Oysa bu problem çoğu kez çözümü mümkün ve kolay sağlık sorunlarından kaynaklanıyor. Ortalama her beş kadından birinin derdi olduğu belirtilen bu problemi yaşayan kadınların problemlerini gizlemek yerine çözüm aramaları gerekiyor.

Kabızlık: Gizli bir sabotajcı

Diyet yaparken kabızlık şikayetim artıyor. Bu nedenle yaptığım diyetleri hep yarım bırakıyorum. Bu durumu önlemek için önerileriniz nedir?

Sağlıklı bir beslenme planında kişinin günlük alması gereken posa miktarı 25-30 gr kadardır. Özellikle diyet uygularken kalori kısıtlaması ile birlikte posa alımınızda da azalma olabilir. Posa alımınızı artırmak için aşağıdaki yiyecekleri listenize mutlaka ekleyin. Bunun yanı sıra çay, kahve ve asitli içecek tüketiminizi gözden geçirin. Bu içeceklerin fazla miktarda tüketimi su içiminizi azaltan bir etken olabilir, dikkat!

Meyveler Posa miktarı

n 1 orta boy Armut kabuklu4 gr

n 1 su bardağı çilek 4 gr

n 2 adet kuru incir 4 gr

Sebzeler

n 1/2 su bardağı pişmiş lahana3 gr

n 1 orta boy domates2 gr

n 1/2 su bardağı pişmiş bezelye2 gr

Kurubaklagiller

n 4 yemek kaşığı pişmiş mercimek4 gr

n 4 yemek kaşığı kuru fasulye3 gr

Ekmekler ve tahıl grubu

n 2 yemek kaşığı pişmiş bulgur 3 gr

n 1 ince dilim çavdar ekmeği

3 gr

n 1 ince dilim kepek ekmeği

2 gr



Zayıf sağlıklıdır diye bir şey yok

Kızım 1.70 boyunda ve 52 kilo. Kilo almak istemiyor. Ben de çok baskı yapmıyorum. Sağlığı için kilo alması şart mı?

Şişmanlık gibi zayıflık da bir problemdir. Kızınız olması gereken vücut ağırlığının altında ama tehlikeli bölgede yer almıyor. Ama bu sağlıklı olduğunu kanıtlamaz. Şişmansanız bu sizin kalp-damar hastalıklılarına, diyabete, tansiyon problemlerine yakalanma riskiniz yüksek demektir. Zayıf olmanız da yine aynı sorunlarla sağlıklı vücut ağırlığına sahip birine göre daha kolay karşılaşabilirisiniz anlamına geliyor. Yapılan araştırmalar, vücut kitle indeksi hesaplamalarına göre normal gruba giren kişilerin iç organlarında da şaşırtıcı biçimde yağlanmaya rastlandığını belirtirken, zayıf insanların kendilerini çok sağlıklı görmemeleri gerektiğini söylüyor. İç organların çevresindeki yağlar, kalp hastalıkları ve diyabet riskini artırıyor. Bu sebeple kilosunu korumak istese bile bunu az yiyerek değil, sağlıklı ve dengeli beslenerek ve spor yaparak korumalıdır.
Yazarın Tüm Yazıları