Depresyon kadında daha fazla

Çok sık görülmesi nedeniyle depresyon, ‘ruh sağlığının soğuk algınlığı’ gibidir ve kadınlarda erkeklerden daha çok görülür. Her 5 kadından biri, yaşamının bir döneminde depresyonla baş başa kalır. Ama üzülmeyin. Kadınlar, depresyon tedavisine çok iyi cevap veriyorlar.

Depresyon ‘keder’ duygusundan daha fazla bir şeydir. Sadece duyguları değil aynı zamanda sağlığı, üretkenliği, ilişkileri açık ve mantıklı düşünebilme yeteneğini olumsuz olarak etkileyen ciddi bir sorundur. Depresif bozukluk çok yaygındır ve hızlı bir şekilde de yaygınlaşmaktadır. Yaşamları boyunca erkeklerin yüzde 10’u kadınların yüzde 20’si depresif bozukluk geçirmektedir. Sık yineleyen bir hastalıktır. Depresif bir süreç geçiren hastaların yüzde 80’i en azından bir atak daha geçirmektedir.

Depresyon sorununda görülen hızlı artışın pek çok nedeni var. Boşanma sıklığındaki artış, sosyal bağların kopması, aile bütünlüğünün bozulması gibi modern kültüre özgü stresler, ilaç kullanımının artışı, endüstriyel ve çevresel toksinler, beslenme dengesizlikleri, günlük ve mevsimsel uyku ritmindeki değişmeler, kapalı mekanlarda çalışma sonucu daha az güneş ışığına maruz kalma gibi faktörler sorumlu olabilirler.

Depresif bozukluk geçirenler, kendilerini ilerlemiş koroner arter hastalığı olanlardan daha kötü hissederler. Mesleki ve ailesel sorunlarını yerine getirmede, diyabeti, artriti ve bel problemi olanlardan daha fazla zorlanırlar. Tedavi edilmemiş depresif bozukluğu ya da başka bir duygudurum bozukluğu olanların üst solunum yolu enfeksiyonuna yakalanma sıklıkları daha fazladır. Depresif bozukluğu olan kadınların kalça ve omurga kemik yoğunlukları, depresyonu olmayanlara göre anlamlı düzeyde düşüktür. Duygudurum bozukluğu olanlar genel topluma göre daha sıklıkla kalp damar hastalığından ölmektedir (Brain Quinn’in Herkes İçin Depresyon El Kitabı’ndan).

YARDIM İSTEYİN!

Tüm biyolojik, sosyal ve kültürel sorunlar, kadınların üzerinde birer ağırlık gibi görünse de kadınlar depresyon tedavisine çok iyi yanıt vermektedirler. Doğru bir tedavi ile on kadından sekizinde depresyon çok başarılı bir şekilde ortadan kaldırılmaktadır. Sık görülen bu önemli sağlık probleminin sizde de olabileceğini düşündüğünüz bazı belirtiler mevcutsa erken dönemde doktorunuzla temas kurmalısınız.

5 KADINDAN BİRİNDE

Aile sorunları, okumak veya kariyer yapma telaşı, yaşlı aile üyelerinin bakımı ve sorumluluklarını yerine getirme endişesi, mensturasyon, hamilelik ve nihayet menopozun üstesinden gelmek dışında yemek yapmak, çocuklarin okuma ve gelişmesi ile ilgilenmek, kadınlara özel depresyon hazırlayıcı sorunlardan bazılarıdır. Her beş kadından birinde yaşamın belli bir döneminde depresyon gelişmektedir.

Depresyon, kadınlarda bazı farklı belirtiler gösteriyor. Kadınlarda depresyon gelişirken iştah artışı, ağırlık kazanımı ve karbonhidratlara yönelme şeklindeki süreçler daha fazla olmaktadır (Erkeklerde ise iştah azalması ve ağırlık kaybı gibi eğilimler sıktır). Kadınlarda depresyon ile birlikte anksiyeti (korku, endişe), panik bozuklukları veya yeme bozuklukları şeklindeki zihinsel hastalıklar erkeklere oranla daha çok görülmektedir.

PERİYODİK PROBLEMLER

Mensturasyon döneminde birtakım ruhsal değişiklikler meydana gelmektedir. Bu değişiklikler ‘premenstrual sendrom’ (PMS) olarak adlandırılır. Endişe, tedirginlik ve üzüntü duyma, kadınların yüzde 20-40’ında yaşanmaktadır. Mensturasyon dönemi öncesinde kadınların çoğunda aynı zamanda karında şişlik, memede gerginlik ve ağrı, yorgunluk, kas veya baş ağrıları gibi sorunlar da oluşabilir. ‘Premenstrual endişe hastalığı’nın sık görülen belirtileri şunlardır:

- Ümitsizlik duygusu,

- Endişe ve gerilim duygularının sıklaşması,

- Sürekli ağlama hali,

- Kişisel ilişkilerde duyarlılık artışı,

- Diğer insanlarla çatışma eğiliminde artış,

- Günlük aktivitelere karşı ilginin azalması,

- Konsantrasyon güçlüğü,

- Uyuşukluk, yorgunluk veya enerji yetersizliği,

- İştah değişiklikleri ve uykuya eğilimdir.

MENOPOZDA DEPRESYON

Depresyon riski, menopoz döneminin başlaması ile daha da artar, ama kendi başına depresyon nedeni değildir. Biyolojik nedenler veya kişinin özel yaşamı ile ilgili (sağlık problemleri, boşanma, yaşlı aile üyelerinin bakımı) bazı sorunlar nedeniyle depresyon görülme sıklığı menopoz ve premenopoz döneminde artmaktadir.

Sosyal ve kültürel stresler de bu durum üzerinde rol oynar. Kadınların hem ev, hem de iş ile ilgili sorumlulukları birlikte yüklenmesinin getirmiş olduğu stres dozu, erkeklerden çok daha fazladır. Ayrıca daha düşük bir gelire sahip olma, uzun süre bekar yaşamak zorunda kalma ve cinsel veya fiziksel tacizlere daha çok maruz kalma gibi durumlarda kadınlarda depresyon görülme riskini arttıran sosyal ve kültürel etkenlerdir.
Yazarın Tüm Yazıları