Paylaş
DEMİREL’in Cumhurbaşkanlığı köşküne henüz çıktığı (1993) günlerdi. Bir sabah, Hürriyet’in o zamanki genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök aradı. “Hürriyet Pazar’da yayınlanmak üzere Cumhurbaşkanı’nın sağlık durumu ile ilgili bir mülakat verip veremeyeceğimi” sordu.
“Rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın beklenmedik ölümü köşkteki sağlık önlemlerinin merak edilmesine” yol açmıştı. “Bu konuda biraz bilgi vererek kamuoyu aydınlatılabilirdi”. Sayın Demirel’den izin aldıktan sonra teklifi kabul ettim. Görüşmeyi, o dönemde Hürriyet’in kadrosunda olan Dilek Önder ile uzunca bir röportaj yaptık.
Ona ne önermiştim
Mülakatın bir bölümünde “Demirel’e verdiğim vitamin ve benzeri desteklerin neler olduğu” soruldu. Ben de Omega-3 ve Coenzim-Q10 ikilisinden ciddi biçimde yararlandığımızı ve bazı vitamin desteklerini de kullandığımızı anlattım. Röportaj Hürriyet Pazar ekinde yayınlandığında ciddi bir ilgi gördü. Birkaç gün sonra köşkteki sabah kahvaltılarından birinde Sayın Demirel şakacı bir üslupla söze girdi: “Doktor, meslektaşların köşkü faks yağmuruna tutmuşlar, Necdet’e -Genel Sekreter Necdet Seçkinöz’ü kastediyor- onlarca telefon gelmiş. Bana verdiğin Omega-3 ve Coenzim-Q10 haplarını meslektaşlarının çoğunluğu onaylamıyor, bazıları “bunlar da ne?” diye soruyor haberin olsun!”
Çok şey değişti
O günden bugüne köprünün altından çoook sular aktı. Besin desteklerine karşı çıkanların çoğu, şimdi onlardan hem kendilerini hem de hastalarını faydalandırıyor: Kolesterol sorunu olan hastasına omega-3 desteği yazmayan kardiyolog kalmadı! Çoğu doktor, kolesterolünü azaltmak için statin yazdığı hastalarına Coenzim-Q10 almasını tavsiye ediyor. Probiyotik bakterileri içeren haplar, reçeteli ilaçlar kadar ilgi görmeye başladı.
DOĞRUSU NE?
BUNLARI kendimi haklı çıkarmak için yazıyor değilim. Bu tür doğal destekleri, özellikle de antioksidanları vücuda kazandırmanın en doğru yolunun, zengin besinleri yiyip-içmek olduğunu ben de biliyorum. Ama bu her zaman mümkün olmayabiliyor. Ayrıca bazı doğal destekler var ki onları besin olarak tüketmek neredeyse olanaksız. Bir şekilde kapsül içindeki desteklerden de faydalanmak daha kolay bir alternatif.
İLK 5
İŞTE güvendiğim 5 besin desteği ve bitkisel ürünü. Ama önerimi de sakın unutmayın: Bu bilgileri sadece size yardımcı olmak için aktarıyorum. Doktorunuzu bilgilendirmeden bu destekleri kullanmayı, hele hele reçeteli ilaçlarını bırakıp da bunlara başlamanızı asla uygun bulmam.
GINKGO BİLOBA: Akıl ağacı!
- Bellek kaybını azaltır ya da ilerlemesini yavaşlatır.
- Baş dönmesi, kulak çınlaması, baş ağrısı, bunaltı ve depresyon belirtilerini hafifletir.
- Şeker hastalığının dolaşım sistemi ve sinir sisteminde oluşturduğu hasarı sınırlar.
- Beyin gücünü optimumda tutar. Hatırlamayı kolaylaştırır.
- Kalp krizi ve beyin felci-inme riskini azaltır.
- Cinsel potansı destekler. Dolaşım bozukluğuna bağlı penis ereksiyon sorununda yararlı etki yapar.
- Gözde yaşlanma sonucu gelişen makula dejenerasyonunu ve katarakt sorunlarını geciktirir.
YEŞİL ÇAY: Müthiş bir antioksidan
- Yeşil çay kanserin önlenmesinde, yüksek kolesterolün düşürülmesinde, damarların korunmasında önemlidir. Her gün düzenli yeşil çay içilen ülkelerde kanser daha az görülmektedir, özellikle sindirim sistemi, akciğer ve meme kanserine karşı etkili olduğu söylenir. Bu içindeki kateşinlere bağlanan bir faydadır ancak nedeni tam bilinmiyor. Yeşil çayın içindeki aktif maddeler damar yapısının korunmasında aspirin kadar etkilidir.
- Yeşil çayda teofilin, kafein ve kateşin yapısında birçok polifenol (özellikle epigallokateşin galat) bulunur. Polifenoller C ve E vitaminlerinden daha iyi bir antioksidandır.
GLUKOZAMİN SÜLFAT: Eklem tamircisi
- Osteoartrit sonucu oluşan eklem sorunlarında (ağrı, tutukluk, şişkinlik) düzelme sağlayabilir.
- Burkulma ve zorlanmalara bağlı kas ve tendon yapılar dahil tüm eklem hasarında iyileşmeyi hızlandırır.
- Her 50 kg için 900 mg’lık günlük doz hesaplanarak kullanılabilir. CHONDROİTİN SULPHATE ile birlikte olan kombinasyonları daha etkin sonuçlar verebilir. Günde 3 kez 500 mg’lık dozlarda genel olarak istenen yararlar sağlanır. Yemeklerle birlikte önerilir.
SAW PALMETTO: Prostat için...
- Prostat büyümesine bağlı sorunlarda belirgin zayıflamalar sağlar. İdrar sıklığını azaltır, idrar akışını kolaylaştırır, gece idrarına kalkma ihtiyacını geciktirir
- Prostat büyümesine bağlı sorunlar basit iyi huylu prostat irileşmesinde de, prostat bezi kanserlerinde de aynıdır. Bu nedenle bu tür sorunu olanlarında doğrudan Saw Palmetto başlamak yerine ,prostat kanseri yönünden inceleme yaptırmaları zorunludur.
SAME: Yorgunluğa çare
- Vücutta doğal olarak üretilen ve çok önemli yaşamsal fonksiyonlarda anahtar görevler üstlenen önemli bir moleküldür.
- Kronik yorgunluk sendromu tedavisinde çok yararlı sonuçlar sağlar.
- Çok güçlü bir antioksidan ve karaciğer koruyucu olan glathationun yapımını artırır. Karaciğer toksinlerinde koruma ve temizlemede destek olur. Alkol, ilaçlar, toksit bazı kimyasallar, virüsler sonucu oluşabilecek karaciğer hasarını sınırlar.
- Depresyon ve strese bağlı içe dönüklük belirtilerini azaltır. 4-6 haftalık kullanım sonunda depresyon belirtileri önemli düzeyde geriler.
Paylaş