Paylaş
Geçtiğimiz haftanın en çok göze çarpan sağlık haberi McMaster Universitesi’nin (Kanada) yaptığı bir araştırmanın sonuçlarıydı. Araştırma yoğun tempoda yapılan egzersizlerin beyni ve belleği güçlendirdiğini net ve açık olarak gösteriyordu. Araştırma sonuçlarına göre yoğun tempoda yaptığınız her egzersiz size daha güçlü bir hafıza ve daha çok yeni ve genç sinir hücresi, yani “nöron” olarak geri dönüyordu. Haber “belek/ bunama” gibi önemli bir konuyu içerdiğinden bizim basında da kendine yoğun yer buldu. Peki bu yeni bir haber miydi? Hayır! Daha önce de pek çok araştırmada düzenli tekrarlanan egzersizlerin, özellikle de yoğun ve tempolu yürüyüş aktivitelerinin ciddi bir bellek ilacı olduğunu, daha da önemlisi yürüme ile elde edilecek neticenin haplardan (omega 3, B12, D vitamini, gingko, folik asit vb) daha çok fayda sağlayabileceği gösterilmiş, yazılıp çizilmişti... (Bakınız: 18.02.2019- Belleğin anahtarı vitamin mi, yürümek mi?) Özeti şudur: Güçlü bir bellek için ilk sorunuz “Yemek mi, yürümek mi daha faydalı?” olsun.
AZ YE ÇOK YÜRÜ
Eğer 80’li yaşları devirme şansı yakalayabilirseniz, belleğiniz en önemli ihtiyacınız olacaktır. Bunun yolu da “Yediklerini azalt, yaptıklarını çoğalt!” kuralında saklıdır. Nedenine gelince: Gıda tüketimi azalıp aktiviteniz çoğaldıkça “beyin kökenli nörotrofik faktör/ BDNF” üretiminiz artıyor. BDNF artışı beyinde “nöron” sayısının azalması, yeni ve genç nöronların çoğalması ve bunlar arasındaki bağlantıların artması anlamına geliyor. Diğer taraftan düzenli fiziksel aktiviteler ve daha az gıda tüketimi beyni/belleği tahrip eden inflamasyon/ iltihaplanma, glikasyon/ şekerlenme, oksidasyon/ paslanma gibi süreçlerin de azalması anlamına geliyor. Bitmedi! Bu iki köklü değişim beynin temizleyici/arındırıcı sistemi sayılan “glenfatik sistemin” de daha iyi çalışmasına destek oluyor. Düzenli egzersiz stresi azaltarak onun bir “bellek törpüsü” haline gelmesini engelleyip uykuyu destekleyerek “belleğin ütüsünü” de aktif hale getiriyor.
DAHA GÜÇLÜ BELLEK İÇİN
Dergi, kitap, gazete okuyun; sinema, tiyatro izleyin.
Her gün egzersiz yapın.
Yeni bir dil öğrenin.
Telefon numaralarını, şiirleri, şarkı sözlerini ezberlemeye çalışın.
Toplumsal ve sosyal sorunlarla daha fazla ilgili olun.
Alkolü, sigarayı bırakın.
Stresten uzak kalın.
Bilmece-bulmaca ve matematik problemleri çözün; tavla, briç, satranç oynayın.
Fazla kilolarınızı atın.
Kan basıncınızı izleyin. Hipertansiyonunuz varsa tedavi olun.
Hoş olmayan olayları, kötü anılarınızı unutun.
İyi uyuyun. Dinlenmeye ve tatile zaman ayırın.
BİLGİSAYARDAKİ KAYDET: UYKU
Bellek gücü önemli bir konu ve onu güçlü tutmanın pek çok ayrıntısı var. İyi bir gece uykusu da o ayrıntılardan biri ve bana sorarsanız muhtemelen en önemlisi. Özellikle yeni öğrenilen bilgilerin belleğimize kalıcı bir şekilde depolanabilmesinin ilk şartı kaliteli bir gece uykusu. Bu bilgi bilhassa öğrenim çağındaki çocuk ve gençler için önemli bir ayrıntı. Kısacası, eğer gündemde sadece “kayıt” meselesi değil de “öğrenme” problemi varsa, bilgiyi belleğe zımbalamanın, üzerinden güçlü bir ütü geçirip onu kalıcı kılmanın vazgeçilmezi iyi bir gece uykusu. Uyku uzmanı Dr. Matthew Walker da bu önemli detayın altını ısrarla çiziyor.
Dr. Walker öğrenme sonrası çekilecek gece uykusunu bilgisayar klavyesindeki “kaydet” tuşu ile eşdeğer tutuyor ve bize şu tavsiyelerde bulunuyor: “Harika bir uyku yeni öğrenilmiş bilgileri daha güçlü bir koruma altına alır, onları unutmaya karşı bağışık hale getirir”. (Dr. Matthew Walker, ‘Niçin Uyuruz?’, Pegasus Yayınları
AYAKTA KAL, HAYATTA KAL
Motto oluşturmayı severim. Mottoların motive edici ve akılda kalıcı özelliklerinden de çok sık istifade ederim. “Ayakta kal hayatta kal” benim pek sevdiğim mottolarımdan biri. Anlatmak isteği de net ve açık olarak bu uzun yazının özeti: Yaşınız ne olursa olsun, daha kolay ve çok öğrenmek, öğrenciliğinizi ömür boyu sürdürüp bellek kapasitesi harika, keyfi yerinde, mutlu ve huzurlu, bilge bir beyine sahip olmak istiyorsanız, “aktivite meselesi”ni hep gündemde tutun. Mümkünse her gün yürüyün. Fırsat varsa dağ bayır tırmanın. Denizde, havuzda, derede, imkân bulduğunuz her yerde yüzün. Golfe, tenise, dansa, valse ilgi duyun. Attığınız her adımın size farklı bir sağlık faydası olarak geri döneceğinden de asla endişe etmeyin.
Paylaş