Paylaş
Çünkü doğru beslenme, geleceklerini etkileyen unsurların başında geliyor. Kötü beslenme yalnız sağlığı bozmuyor; büyümeye, okul başarısına, hatta vücut şekline bile etki ediyor.
Okul çağı beslenmesinin alanı oldukça geniş. Anaokulundan üniversite çağına uzanan dönemi dikkate almak gerekiyor. Bu dönemde çocuk ve gençler en fazla bir ya da iki öğünü evlerinde yiyebiliyor. Evde ne yedikleri önemli ama okul ve okul dışı beslenmeleri de en az ev kadar dikkat edilmesi gereken noktalar.
Okul yemekhanesi ya da büfelerinden, okul çevresindeki satıcılardan temin edilen yiyeceklerin bilinmesi, hangilerinin, ne zaman, ne miktarlarda yenilip içileceğinin öğretilmesi çok önemli.
Ayrıca genel olarak beslenme eğitimini de ihmal etmemek gerekiyor. Çoğu gencin 20’li yaşlara gelmesine rağmen karbonhidrat, protein ve yağın ne olduğundan haberi bile yok. Bu yiyecekleri hangi besinlerle, ne zaman, ne miktarlarda tüketebileceklerini doğru dürüst bilmiyorlar.
BESLENME EĞİTİMİ ŞART!
Kısacası evde ve okulda “beslenme eğitimi” şart! Evdeki eğitim için en iyi zaman “yemek”ler, en iyi yer ise “sofralar”. Ailece aynı sofrayı paylaşmak, sofraları keyifli bir “eğitim alanı” yapmak çok önemli.
Çocuklarımızın da, gençlerimizin de “beslenme” konusunda bildikleri çok az şey var. Çok önemli birçok noktayı bilmemeleri de normal. Çünkü ne ilk, ne orta öğretim ne de üniversitede “beslenme eğitimi” diye bir ders var. Ayrıca ailelerin çoğu da bu konuda ya kendileri yeteri kadar bilgili değiller ya da bilgi ve tecrübelerini çocuklarına anlatma konusunda ihmalci davranıyorlar.
Okul yönetimlerinin konuya yeterli özeni gösterdiğini söylemek de zor. Birkaç özel okulda beslenme uzmanı çalıştırıldığını, mönüler oluşturulurken dikkatli davranıldığını biliyorum ama bunu genellemek safdillik olur.
Devlet okullarının neredeyse hiçbirinde danışman bir diyetisyen yok. Özellikle okulda verilen standart hazır yemeklerde, mutfak araç, gereç, yer, para ve eleman yetersizliği gibi sorunlar yeterli kalite ve temizlikte yiyeceklere ulaşmayı zorlaştırıyor. Yoğurtlu, ayranlı, yumurtalı, etli, meyve sulu, peynirli mönüler yerine daha önce de yazdığımız gibi iş bazen “ekmek içi kızarmış patates” gibi yanlışlara kadar varabiliyor.
Çocuğum kötü besleniyor, ne yapabilirim?
*Eğer “Çocuğumun beslenmesi konusunda ciddi bir şeyler yapmam gerekiyor” diye düşünüyorsanız, öncelikle okulda neler yiyip içtiği konusunda dikkatli olun. Kahvaltı yapmadan evden çıkmamasına dikkat edin.
*Kahvaltıyı sütle, meyve suyuyla geçiştirmesine izin vermeyin. ıdeal bir kahvaltı için yumurta, yağsız peynir, bal ve ekmek, bir bardak süt ya da meyve suyu yiyip içmesini, kahvaltılık gevreklerden faydalanmasını sağlayın. Peynirli, domatesli, sebzeli bir omlet hazırlamanız, onların keyif alacağı şekilde tostlar, sandviçler yapmanız da iyi olur.
*Okulda ara öğünlerde meyve ve yoğurt yemelerini tembihleyin ya da evde küçük atıştırmalık sandviçler hazırlayın. Eğer okulda yediği öğle yemeğinin sağlıklı olduğundan emin değilseniz, peynir ya da tavuklu sandviçler, bol peynirli ya da kıymalı poğaça ile börek ve benzeri seçenekleri de düşünebilirsiniz.
*Beslenme planına süt, yoğurt peynir ve/veya sütlaç, muhallebi ve benzeri süt ürünlerini de ekleyin. Ayran da iyi alternatiftir.
* Evde sofraya oturmaya ikna edin. Özellikle sabah kahvaltıları ve akşam yemeklerini bir keyif ortamı ama bu arada bir beslenme eğitimi zamanı yapmaya çalışın.
* Sadece yedikleriyle değil, içtikleriyle de ilgilenmenizde yarar var. Kolalı, gazlı içeceklerin sağlığa hiçbir yararı olmadığı konusunda onları bilgilendirin. ıçecek seçimlerinde süte, ayrana, yüzde yüz meyve suyuna yönlendirin.
* Kuru meyvelerden, fındık, ceviz, badem ve benzeri kuruye-mişlerden faydalanmalarına da özen gösterin.
Lignanlar ne işe yarar?
Lignanlar, bitkisel kökenli östrojen benzeri maddelerdir. En yoğun bulunduğu yiyeceklerin başında keten tohumu gelir.
Keten tohumu günde bir yemek kaşığı kadar tüketildiğinde ciddi oranda lignan kazanımına sebep olabilir. Lignanlar da menopoz işaretlerini hafifletebilir.
Ayrıca bu maddelerin kalın bağırsaklarda kanserojenleri bağladıkları ve bağırsaktan geçişleri hızlandırdıkları, yani kalın bağırsak kanserinden korudukları belirtilmektedir.
Paylaş