Çalışan Kadın Sendromu, ismi üzerinde, çalışan kadınlarda çok sık görülen bir sağlık sorunu.
Sendromun nedeni, iş yaşamının getirdiği ruhsal ve bedensel yükler. İş yaşamında ortaya çıkan uyum zorlukları ve güçlükler. Bu sendromun değişmez belirtilerinden biri stres reaksiyonları. İşyeri ne kadar huzurlu olursa olsun, çalışan kadınlarda stres yönetimi bozukluklarına ve strese bağlı hastalıklara daha sık rastlanıyor.
ÇOK büyük bir keyifle okuduğum, zaman zaman da faydalandığım bir kitabım var: Adı "Modern Zaman Hastalıkları." Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, hazırladığı bu kitapta son zamanlarda sık sık gündeme getirilen ama ciddi birer sağlık tehdidi olmaktan çok, sık yaşanan bazı sağlık sorunlarından oluşan "üretilmiş -ve moda- sendromlar"dan bahsediyor. Benim de böyle bir sendromum olsun istedim ve yukarıdaki sendromu icat ettim sanmayın. Böyle bir sendromun varlığından ciddi olarak kuşkulanıyorum. Sırası gelmişken "sendrom" sözcüğüne de -artık çok sık kullanıyoruz- açıklık getirmekte fayda var. "Sendrom" ile "hastalık" aynı şeyler değil. Daha doğrusu sendrom, hastalık ile aynı anlamına gelmiyor. Sendrom, Latince "Syn" ve "Dromos" kelimelerinden üretilmiş bir sözcük. "Aynı yolda yürümek", "birlikte, bir arada görülmek, olmak" anlamına gelen bir sözcük. Hepsi birbirinden farklı ama bir araya geldikleri zaman ve koşullar az çok belirli olan durumlar için kullanılıyor.
KADININ STATÜ TUTKUSU
Gelelim yeni sendroma!.. Adı "Çalışan Kadın Sendromu." Sendroma -ismi üzerinde- çalışan kadınlarda çok sık rastlanıyor. Sendromun nedeni, iş yaşamının getirdiği ruhsal ve bedensel yükler. İş yaşamında ortaya çıkan uyum zorlukları ve güçlükler. Çalışan kadınlar -hele bir de anneyseler- işinin tipine ve yaşına göre değişmekle birlikte bu sendroma kolayca yakalanıyor.
Bu sendromun değişmez belirtilerinden biri stres reaksiyonları. İşyeri ne kadar huzurlu olursa olsun, çalışan kadınlarda stres yönetimi bozukluklarına ve strese bağlı hastalıklara daha sık rastlanıyor. Bir türlü geçmeyen baş ağrılarının, anlamsız çarpıntıların, öksürük, gaz ve yanmaların hatta uyku sorunlarının arkasında iş stresi yatabiliyor. Çalışan kadınlarda "sinirsel kolit" diye bilinen sorunun, reflü ve benzeri mide problemlerinin daha sık görülmesi de bir ölçüde strese bağlanıyor. Bunu önlemek için işyerini huzurlu bir ortam haline getirmek, sosyal ilişkileri güçlendirmek, iş arkadaşlarıyla ilişkileri gözden geçirmek, işyerindeki yarışmacı tutumdan biraz vazgeçip "dikey büyüme yerine yatay gelişmeye önem vermek" gerekiyor. Kısacası "statü tutkusu" çalışan kadın için önemli bir tehdit. Uzak kalmakta fayda var. Sendromun en önemli tetikleyicisinin "statü tutkusu" olduğunu ileri süren ve adını "statü sendromu" olarak değiştirmeyi teklif edenler de var!
KİLO SORUNU HEP VAR
Çalışan kadın sendromunun diğer bir belirtisi de kilo yönetiminde ortaya çıkan güçlükler. Çalışan kadınlar daha kötü besleniyor. Sık sık öğün atlıyor. Çoğu sabah kahvaltılarını ihmal ediyor. Genellikle akşam yemeğini geç saatlerde yiyor. İş toplantıları nedeniyle öğle ve akşam yemeklerinde daha fazla kalori tüketebiliyor. Alkol tüketimi de bazen gereğinden fazla olabiliyor. Bütün bu beslenme yanlışlarına strese bağlı duygusal açlıktan kaynaklanan yeme bozukluklarını ve sürekli oturmaktan kaynaklanan kalori harcama güçlüklerini de eklerseniz sorunun nedeni kolayca anlaşılıyor.
Bu sendroma yakalanan kadınlarda bel ve sırt ağrıları, varis, kemik zayıflaması gibi sorunlara da sık rastlanıyor. Birinci etken "oturmayı bilmemek". İkincisi "gereğinden fazla oturarak çalışmak ve merdiven yerine asansör kullanmakta ısrar etmek." Hareketsizlik çalışan kadınlarda -bunu stres de tetikleyebiliyor- toplardamarlarda dolaşım bozukluklarına sık sık rastlanıyor.
BİLGİSAYARLAR BOZUYOR
Zamanının önemli bir kısmını bilgisayar karşısında geçiren kadınlarda görme bozukluklarına da sık rastlanıyor. Uzun süre bilgisayar karşısında kalmak, gözde yorgunluğa, kurumaya ve duyarlılığa neden oluyor. Bilgisayar ekranına takılıp kalmak gözü yeterince kırpmamaya sebep oluyor. Bu durum gözde batma, yanma, kuruma gibi şikayetlere hatta kırma kusurlarına bile neden olabiliyor. Banka, borsa, finans sektöründe çalışan kadınlarda, bilim kadınları ve bilgisayar uzmanlarında bu soruna daha sık rastlanıyor.
Depresyon veya panik bozukluk sık görülüyor
Çalışan kadınlarda duygu-durum bozuklukları, depresyon ve benzeri ruhsal sorunlara yakalanma olasılığı da artıyor. Uyku problemleri sıklaşıyor. Ruhsal gerilim ve gerginlikler yoğunlaşıyor. Kısacası çalışan kadının sağlık sorunlarına biraz daha farklı bakmak, biraz daha farklı yaklaşmak gerekiyor. Çalışan kadının -özellikle çalışan annelerin- daha çok bedensel ve ruhsal desteğe olduğunun dikkate alınması gerekiyor. Hem iş kadını, hem eş, hem de iyi bir anne olmak kadının ruhunu da bedeni de yorabiliyor.
İşyerinde stresle baş etme yolları
Akşam yorgunluklarını engellemek için yağsız et, balık ya da tavuktan oluşan yüksek proteinli bir öğle yemeği yiyin (balık, et, tavuk, salata).
Gün sonunda rahatlamak ve ruh halinizi düzeltmek için karbonhidrat bakımından zengin bir akşam yemeği yiyin (makarna, bakliyat, sebze, salata).
Hazım sisteminizin hareketlenmesi için lifli beslenmeyi deneyin.
İş yükünüzü azaltın. Yapmanız gereken işler arasında bir seçim yapın ve size hangisi daha fazla zevk veriyorsa onu yapın.
"Hayır" demeyi öğrenin. Aşırı stres altında olan insanlar genellikle kendilerini ifade edemezler ve her şeyi yutarak, "Bunu yapmak istemiyorum" veya "Yardıma ihtiyacım var" demek yerine bütün işleri kendi başlarına halletmeye çalışırlar! Böylece kaldırabileceklerinden çok daha fazlasını yüklenirler.
Su için. Masanızda daima su bulundurun ve sık sık, yudum yudum için.
İyi uyuyun. Uykunun sizi dinlendirdiğinden ve beyninizi boşalttığından emin olun.
Öfkenizi dizginlemeyi öğrenin: Spor yaparak, duygularınızı dışa vurarak, biraz da bunlarla dalga geçerek gerginliğinizi azaltın.
Kaslarınızı gevşetin: Gün sonunda vücut derecesinden 1-2 derece yüksek olan küvette 15 dakika yatın.
Elinize sıkabileceğiniz bir şeyler alın: İşyerinizdeki masanızda bir el egzersiz aleti yada tenis topu bulundurun ve gergin olduğunuzda bunu sıkın.
Başkalarına yardımcı olun: Bu başarı duygusunu ve kendine saygıyı aşılar. Ayrıca başkalarının dertlerini görünce kendi sorunlarınızın ne kadar önemsiz olduğunu anlayabilirsiniz.
Dik oturun: Bu nefes almanızı kolaylaştırır.
Nefesinizi tutun, doğru nefes almayı öğrenin: Bu teknik 30 saniyede rahatlamanıza yardımcı olabilir. Derin bir nefes alın ve içinizde tutun. Ellerinizi parmak uçlarınızı birleştirerek itin. 5 saniye bekleyin ve ellerinizi gevşetirken nefesinizi yavaşça bırakın. Rahatlayana kadar bu hareketi 5-6 kez tekrarlayın.
Espri gücünüzü kullanın. Araştırmalar güldüğünüzde stresle savaşan beyin kimyasallarının salgılandığını göstermiştir.
10 dakikalık bir tatil yapın: Sadece gözlerinizi kapatın, derin bir nefes alın ve kendinizi deniz kenarında düşleyin. Güneşin sıcaklığını hissedin. Dalgaları dinleyin. Havadaki deniz kokusunu içinize çekin. Kendinizle stres arasına biraz mesafe koyun. Günde birkaç dakika süreli bir "tatil araları" size çok yardımcı olabilir.
Koklayın: Masanızda bir elma veya limon bulundurmak sinirlerinizi yatıştırabilir.
Sesinizi alçaltın: Eğer çok gürültülü bir ortamda yaşıyor veya çalışıyorsanız kulak tıkacı kullanmayı deneyin. Aldığınız tıkaçların, sesi en az 20 desibel azalttığından emin olun.
Programınızı gevşetin: Yapacağınız hemen hemen bütün işlerin sizin öngördüğünüzden daha uzun süre alabileceğinin farkına varın. Bir işi bitirmek için kendinize yeterli zamanı vererek anksiyetenizi azaltabilirsiniz.
Liste yapın: Stresi yenmek için önceliklerimizi belirlemeyi öğrenmemiz gerekiyor. Her günün başlangıcında tanımlamanız gereken en önemli işinizi seçin ve onu bitirin. Eğer yapılacaklar listesi yapan biriyseniz bir kerede beşten fazla madde koymayın.
Strateji geliştirin: Bazı kişiler sizi gereksiz yere strese sokuyorsa, kim olurlarsa olsunlar, bir an durup kendinizi onların yerine koyun.
Boş zamanlar üretin: Mutluluk için yeterince bol boş zamana sahip olmak şarttır. Boş zamanları yeterince kuvvetli bir stres giderici olarak kullanabilirsiniz.
Esnek olun: Kolay öfkelenmeyin. Hiddetten ve şiddetten sakının. Kabul edebileceğiniz esneklik sınırlarını olabildiğince geniş tutun.
Ayağınızı yorganınıza göre uzatın: Gelirinizin üzerinde bir yaşam tarzı benimsemek hastalanmanıza neden olabilir. Alabama Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmada karşılayamayacakları kadar yüksek düzeyde bir yaşam standardında yaşamaya çalışan ailelerde sağlık problemleri gelişme olasılığının yüksek olduğu bulunmuştur.