Bu yanlış bitsin

Mantıksal, bilişsel becerileri ölçen testlere “zekâ testleri” deniyor. Bunlara kısaca “IQ testleri” de deniyor.

Haberin Devamı

Bu testlerin yaratılmasında katkılarıyla bilinen Stanford Üniversitesi Psikoloji Uzmanı Lewis Terman’ın geçtiğimiz yüzyılın başlarında ÇOCUKLARIN ENTELEKTÜEL BAŞARISINI DESTEKLEYEN FAKTÖRLER üzerinde yaptığı araştırmalarda keşfettiği en önemli belirleyicilerden biri de “YETERLİ UYKU” olmuş. Dr. L. Terman’a göre, “Yaşı ne olursa olsun bir çocuk ne kadar uyursa entelektüel açıdan o kadar yetenekli” oluyor. Dr. Terman çalışmalarında önemli bir ayrıntıyı daha keşfetmiş: UYKU ZAMANI! Kısacası çocuk ve gençlerimiz için de “YETERLİ UYKU ve UYKU/UYANMA ZAMANI” son derece önemli ayrıntılar. İkisinde de yanlış yapmak son derece tehlikeli. Nedenine gelince...

Bu yanlış bitsin


TERMAN DİYOR Kİ...
KARANLIKTA OKUL OLMAZ

DR. Terman’ın araştırmaları, bu “genç ve olgunlaşma yolundaki beyinlerin sağlığının” doğuştan gelen biyolojik ritimleriyle uyum içinde olacak bir “OKULA BAŞLAMA SAATİYLE” de güçlü bir bağlantısının olduğunu neredeyse 100 yıl önce net ve açık olarak ortaya koymuş. Dr. Terman’ın çalışmalarıyla okul saatlerini 09.00 yerine 08.00’e ve hatta 07.00’ye çekmenin ciddi sonuçlarının olduğu ortaya çıkmış. Dr. Terman’ın bilgeliğini kanıtlayan başka onlarca çalışmalar da var. Farklı ülkelerde yapılan bu çalışmalarla da Dr. Terman’ın düşünceleri ve bulguları net ve açık olarak doğrulanmış. Peki, netice ne?

Haberin Devamı

NETİCE ŞUDUR
UYKU KALİTESİ VE EĞİTİM BÖLÜNMEZ BİR İKİLİDİR

SON 100 yılda yapılan araştırmaların tamamı bize şunu söylüyor: Daha uzun ve kaliteli toplam uyku süresine sahip olan çocukların okul başarıları ve IQ’ları daha yüksektir! Yeterli, kaliteli ve uygun zamanlı uyuma ve uyanma ritimleri içeren bir uyku süreci, çocuklarımızın sadece okul başarılarını değil, ruhsal örgütlenmeleri ve psikolojik yapılanmalarını da derinden etkilemektedir. Nedeni şu...

WALKER UYARIYOR
BU ÇILGINLIKTAN VAZGEÇİN

DÜNYANIN en önemli uyku uzmanlarından biri kabul edilen Dr. Matthew Walker, bakın bu konuda da bize neler söylüyor: “ABD’de liselerin yüzde 80’inden fazlası derse saat 08.15’ten önce başlar. Bu okulların neredeyse yüzde 50’sinde ilk ders zili 07.20’den önce çalar. Saat 07.20’de eğitime başlayan bir okul için de okul servisleri öğrencileri evlerinden 05.45 civarı toplamaya başlar. Sonuç olarak bazı çocuk ve ergenler, yıllarca haftanın 5 günü 05.30’da ve hatta daha erken saatlerde uyanmak zorundadırlar. BU ÇILGINLIKTIR! Bu kadar erken uyandırıldığınızda siz bile bir şeye konsantre olamaz ya da yeni bir şey öğrenemezsiniz!”

Haberin Devamı

ÖZET BİLGİ
UYKU MAHRUMİYETİ MÜHİM MESELEDİR

SON birkaç yıldır farklı ülkelerdeki farklı eğitim uzmanlarının “Aman yapmayın” dedikleri bir hata nedense bizde de ısrar ve inatla tekrarlanıyor. “Gözlerinden uyku akan” çocuklarımızı daha güneş bile doğmadan sabahın köründe okul servislerine tıkıp eğitim almaya yolluyoruz. Oysa araştırmalar, bu uygulamanın eğitim üzerindeki olumsuz etkilerini bir yana bırakalım çocuklarımızın ruh sağlıklarını bile bozabileceklerini gösteriyor. Erken okul saatlerinin dayattığı “KRONİK UYKU MAHRUMİYETİ SORUNU” ergenliğin, depresyon, anksiyete, şizofreni gibi zihinsel hastalıklar geliştirmeye çok açık bir dönem olduğu da göz önüne alınırsa daha da endişe verici bir problem haline geliyor. Dr. Walker’a göre bu önemli yanlış, bir ergenin “sağlıklı psikoloji ve hayat boyu sürebilecek psikiyatrik bir hastalık dengesi arasındaki hassas çizginin” hangi tarafında kalacağında önemli bir belirleyici olabilir. Bilelim ve unutmayalım ki “erken okul saatleri konusunda gösterilen bu inat ve yanlış uygulama”, çocuklarımızın yalnızca okul başarılarını değil, ruh sağlıklarını da olumsuz yönde etkileyebilecektir.

Bu yanlış bitsin


UYKU MAHRUMİYETİ
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞUNU DA TETİKLEYEBİLİYOR 

Haberin Devamı

UYKU uzmanı Dr. M. Walker’a göre, uykuyu eğitimde ve çocuklarımızın hayatında öncelikli konulardan birine dönüştürmek mecburiyetindeyiz. Zira çocuklarımız için neredeyse salgın halini alan “uyku eksikliği ile dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) meselesi” de uyku kalitesi ile birebir bağlantılı problemlerdir. DEHB teşhisinin konduğu çocuklar “daha gergin, daha karamsar, dikkatleri daha kolay bozulan, öğrenirken odaklanma zorluğu yaşayan” evlatlarımızdır ki bu işaretlerin çoğu uyku eksikliğinin yol açtığı işaretlerle neredeyse birebir aynıdır.

SONUÇ
UYKUSUZ ÇOCUK, BAŞARISIZ YETİŞKİN

KALİTELİ uykuyu çocuklarımızı daha mutlu kılmak ve onları eğitimde daha başarılı noktalara ulaştırabilmek için öncelikli konulardan biri haline getirmek zorundayız. Ebeveynler, eğitmenler ve eğitimdeki karar vericiler olarak, uykunun çocuklarımızın hayatındaki önemi konusunda sürdürdüğümüz önyargılı yanlışları ve inatçı tavırları bırakmanın zamanı çoktan gelmiştir. Bilelim ki çocuklarımız söz konusu olduğunda onlar için de muazzam bir “UYKU İHMALİ YANLIŞI” içindeyiz. Ve bu yanlış çocuk ve gençlerimizi bitkin ve yorgun beyinlere dönüştürmektedir. Göreve başladığından bu yana başarılı çalışmalar yaptığını gözlediğim yeni Milli Eğitim Bakanı’mız Sayın Mahmut Özer’in bu konuyu bir an önce gündemine almasını bekliyoruz.

(NOT: Yazının hazırlanmasında Dr. Matthew Walker’ın “Niçin Uyuruz?” kitabından yararlanılmıştır.)

Yazarın Tüm Yazıları