Bitki temelli beslenin

Sık sık tekrarladığım bazı İYİ HAYAT MOTTOLARIM var.

Haberin Devamı

Onlardan biri de “Yaşınız 50’yi geçince hayvanların kendilerini değil yediklerini yiyin”dir. Bu mottodaki muradım ise basitçe sizleri hayvansal besinler yerine bitkisel gıdalara yöneltmektir.

Bitki temelli beslenin

Son yıllarda birbiri ardına yayımlanan bilimsel çalışmaların sonuçlarına bakılırsa bu mottom da doğru gibi görünüyor. Özellikle 50’li yaşlar sonrasında “BİTKİ TEMELLİ BİR BESLENME TARZI” sağlığımızı koruma ve kollamada çok daha fazla işe yarıyor.

Bitki temelli beslenin

Ama ne var ki biz hekimler dahil sağlık uzmanlarının neredeyse tamamı, bırakın bitkisel beslenme tavsiyelerinde bulunmayı, hastalarımıza “SAĞLIKLI, YETERLİ, ÇEŞİTLİ VE DENGELİ BİR BESLENME PLANI” uygulamalarını önermelerini bile ihmal ediyor. Bu yanlıştan bir an önce siz de biz de dönmeli, bitki bazlı bir beslenme düzenine -özellikle 50’li yaşlar sonrasında- öncelik vermeliyiz. Nedenine gelince...

Haberin Devamı

BİTKİSEL BESLEN KRONİK HASTALIKLARDAN KORUN

Özellikle hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp damar hastalığı ve obezite başta olmak üzere kronik hastalıkların neredeyse tamamı öncelikle “doğru bir beslenme planını ısrarla uygulamayı” zorunlu kılan sağlık sorunlarıdır. Bu nedenle sadece abur cubur gıdalardan değil, özellikle işlenmiş olanları başta gelmek üzere gereğinden fazla hayvansal gıda tüketiminden de uzak kalmamızda fayda var.

Tavsiyem şudur: Hepimizin basit bir “BESLENME KALİTE ENDEKSİ ÇİZELGESİ” oluşturması lazım. Bu listeyi oluştururken de sadece damak tadımıza ve ekonomik imkânlarımıza değil, sağlık risklerimiz ve sorunlarımızı da dikkate almalıyız. Bugüne kadar incelediğim araştırmalar ve edindiğim mesleki tecrübelere dayanarak şu bilginin kesin olduğunu söylemek isterim: Beslenme konusundaki en az tartışmalı tavsiye daha fazla sebze ve makul miktarda meyve yemek ve mümkün olduğu ölçüde daha fazla bitkisel besin tüketmektir.

Haberin Devamı

İYİ BİLGİ 1

Bitki temelli beslenin

İNSÜLİN DİRENCİ TESTİ NASIL YAPILIYOR

Sağlığımızın vazgeçilmezi olan “insülin ayarı meselesi”ni nasıl başaracağız? Bence yola önce “İnsülin direnciniz var mı, yok mu?” sorusuna yanıt arayarak başlamalı, bunun için de 12 saatlik bir gece açlığından sonra sabah aç karnına bir laboratuvara uğrayıp aşağıdaki süreci uygulayarak bir insülin direnci testi yaptırmalıyız.

1-10-12 Saatlik bir açlıktan sonra sizden kan örneği alınıyor.

2-O ilk örnekle açlık kan şekeri ve açlık insülini seviyeleriniz belirleniyor.

3-Hemen sonra “size özel hazırlanmış bir test yemeği” yediriliyor.

4-Yemeğin ilk lokmasından 60 ve 120 dakika sonra yeniden kan örnekleri alınıyor. O örneklerle tokluk kan şekeri ve tokluk insülin seviyeleriniz belirleniyor.

Haberin Devamı

5-Daha sonra açlık şekeriniz ile açlık insülininizin çarpımı 405 rakamına bölünüyor. Elde edilen sonuç insülin direnci rakamınızı gösteriyor.

6-İdeal rakamlar şunlar: açlık insülininiz 5’ten, açlık şekeriniz ise 100’den daha düşük rakamları göstermeli. İnsülin direnci hesaplamanız ise 1.7’nin altında kalmalı.

İYİ BİLGİ 2

Bitki temelli beslenin

ZERDEÇAL KANSERİ ÖNLER Mİ

Zerdeçal baharatların kralıdır, sağlığa her bakımdan destektir. Kronik iltihaplanmayı/inflamasyon, şekerlenmeyi/glikasyon, paslanmayı/oksidasyon ve daha pek çok sağlık bozucu süreci baskılayarak bizi kronik hastalıkların çoğundan koruyan bir bitkisel mucizedir. Zerdeçalın faydalarını gösteren en önemli ve güvenli toplumsal veriler de Hindistan’dan gelmektedir. İyi bir sağlık bakımı almamaları, kâfi ölçüde hijyenik bir yaşam sürme şansı yakalayamamaları, beslenmelerinde gerekli mükemmelliklere ulaşamamalarına rağmen Hintliler’de Avrupa ve Amerikalılara oranla “kalınbağırsak, meme, mide, böbrek, akciğer ve prostat kanserlerine daha seyrek rastlanmasının” arkasında bol ve sık-düzenli zerdeçal tüketimi var. Zerdeçalın bol tüketildiği Okinawa Adası’nda da kanserlere daha seyrek rastlanıyor.

Haberin Devamı

İYİ BİLGİ 3

 Bitki temelli beslenin

OMEGA 3 GÜCÜNÜN 10 MARİFETİ

Omega 3 gücümüz azaldıkça daha çok hastalanırız. Bunun nedeni o iki yaşamsal Omega 3 yağ asidinin hücrelerimizin bütünlüğü ve fonksiyonları için vazgeçilmez olmalarıdır. İsterseniz gelin sözü uzatmadan 10 maddelik bir Omega 3 güzellemesi ile eski bilgilerimizi yeniden hatırlayalım...

1-Belleğimizi daha güçlü yapmak ve tutmak için daha çok DHA’ya ihtiyacımız var.

2-Kalp aritmilerini önlemek için EPA vazgeçilmez bir güç.

3-Daha güçlü bir bağışıklık sistemi için EPA da DHA da önemli.

4-Kanın akışkanlığını artırarak pıhtılaşmasını ve dolayısıyla kalp krizi, inme ve felç riskini azaltmak için özellikle EPA’ya her yaşta çok ihtiyaç var.

Haberin Devamı

5-İyi kolesterolümüzü artırmak ve aşırı trigliserit yükümüzü azaltmak için de bol bol EPA kazanmalıyız.

6-Kanserli hücrelerin çoğalma ve yayılma potansiyelini azaltarak kansere karşı korunmak için de EPA ve DHA’ya ihtiyacımız var.

7-Yaşlanmaya bağlı görme bozukluklarını geciktirmek için özellikle DHA rezervleriniz çok önemli.

8-Sağlıklı saçlar ve parlak, genç ve ipeksi bir cilt için de Omega 3 desteği şart.

9-Yaşlanmanın en önemli nedeni olan mikropsuz iltihapları (inflamasyonu) önlemek, en azından geciktirmek ve etkisini hafifletmek için öncelikle EPA desteği lazım.

10-Daha güçlü bir bellek ve daha geç bir beyin yaşlanması için öncelikle DHA ve tabii ki bir miktar da EPA vazgeçilmez doğal güçlerdir.

Yazarın Tüm Yazıları