Besin desteklerinden nasıl faydalanacaksınız

Besin destekleri veya diğer adıyla tamamlayıcıları kullananların sık karşılaştıkları bazı sorunlar vardır.

Bu sorunların çoğu desteklerin (vitamin, mineral, besin unsurları, bitkisel ürünler) kullanımında karşılaşılan sorunlardır. İşte bu sorunlardan bazıları ve çözümleri:

n Besin destekleri güvenilir midir?

Tamamlayıcıların güvenilirliği hakkında en doğru bilgiyi doktorunuzdan, diyet uzmanlarından, ilgili firmalar ve tamamlayıcının etiketinden elde edebilirsiniz. Tamamlayıcı kullanırken bununla ilgili güvenlik önerilerini ve dikkat edilmesi gerekenleri okuyun. Özellikle devamlı kullandığınız bir ilaç varsa, bu ikisi arasında bir etkileşim olabileceğinden size önerilen bir vitamin-mineral veya bitkisel ürünü kullanmadan önce doktorunuza danışın. Tamamlayıcı kullanımını ilk birkaç ay 2-3 ürün ile sınırlayın.

Besin destekleri herkeste aynı yararı sağlar mı?

Tamamlayıcılar hakkında kitaplarda, dergilerde, internette birçok bilgi-belge bulabilirsiniz. Arkadaş çevrenizden de öneriler gelebilir. Birinin bir tamamlayıcıdan fayda görmüş olması, sizin de faydalanacağınız anlamına gelmez. Bu bilgi, tamamlayıcının etkili ve emin olduğunun ispatı değildir.

Herkesin farklı olduğunu, farklı beslendiğini ve farklı şeylere ihtiyaç duyduğunu unutmamalısınız. En iyi araştırılan tamamlayıcılar şunlardır: Vitamin E, Vitamin C, B vitaminlerinin çoğu (Niasin gibi), Magnezyum, Kalsiyum, Alfa-lipoik asit, Koenzim Q10, L-Karnitin, L-Arginin ve bazı şifalı bitkiler (Milk Thistle, Gingko Biloba, Echinecea, Umclaoba, Grape Seed Ekstract, sarmısak, zencefil gibi)...

Bu ürünleri ne kadar süre kullanmalısınız?

Buna yanıt vermeden önce kendiniz hakkında bazı soruları cevaplamalısınız. Sağlıklı besleniyor musunuz? Tahıl, baklagiller, kabuklu yemişler, çekirdekli yemişler, taze meyve-sebzeler ve suları içeren bir diyetle mi besleniyorsunuz? Böyle besleniyorsanız, fazladan tamamlayıcı kullanmanıza çoğu kez gerek yoktur. Sadece ekstra stres altında olduğunuz dönemler veya yolculuklar gibi sağlıklı bir beslenme planı uygulamadığınız dönemlerde tamamlayıcı almanız yeterli olacaktır.

Stres altındaysanız, günde ikiden fazla alkollü içecek, sigara veya birkaç fincan kahve içiyorsanız, kirli bir hava soluyor, stresi yoğun bir işte çalışıyorsanız, birkaç yıl için, günlük daha fazla C ve E vitaminleri ve diğer antioksidan gereksiniminiz vardır. Karışık gıdalardan oluşan, hızla geçiştirilen, düzensiz bir diyet mi alıyorsunuz? O zaman daha fazla antioksidan, kalp koruyucu, alıç, çinko ve günlük multivitamin almalısınız. Kısacası sizin ihtiyaçlarınızı belirleyecek olan şey, yaşam tarzınız, genetik mirasınız ve alışkanlıklarınızdır.

n Ne zaman almalısınız?

Tamamlayıcı almak için en iyi zaman, almayı anımsadığınız zamandır. Bu konuda bazı tavsiyeler verilebilir. Yemeklerden önce veya öğün aralarında içeceklerinize sıvı bitki özü ya da besleyici tozları eklemek yararlı olabilir. Sarmısak gibi midenizi rahatsız edebilecek tamamlayıcıları yemekten hemen önce alın. Tamamlayıcı kullanma programınız yoksa ve anımsama sorununuz varsa, her gün almanız gereken tamamlayıcıları vitamin kutusu olarak belirlediğiniz bir kutuya koyarak göz önünde bir yerde tutmanız sorunu çözebilir.

Tamamlayıcı kullanımını gün içine yayabilirsiniz, anımsamak problem olacaksa tek dozda da alınabilir. Maksimum sonuçlar için, sabah kahvaltısı ve akşam öğünüyle alın. Sadece günde bir kez hatırlayabiliyorsanız, sabahları alın. Vitamin ve mineralleri genellikle tok karnına alın. Yağda eriyen vitaminleri ise akşam kullanmayın.

n Aç mı, tok mu kullanacaksınız?

Eğer mideniz hassassa, özel bir tamamlayıcının sizi rahatsız ettiğini hissederseniz veya vitamin E’nin yağlı tadından hoşlanmazsanız, o zaman tamamlayıcıyı öğünden hemen önce alın. Vitamin ve mineral tamamlayıcıları öğünle alın, sindirimin daha aktif olduğu öğün sırasında tamamlayıcının emilimi maksimal olur, ayrıca mide-bağırsak rahatsızlığı olasılığı azalır. Şifalı otlardan oluşan sıvı bitki özlerini ise maksimum emilim için öğünden başka zamanlarda alın.

İhtiyacınızdan fazla vitamin kullanmayın

V
itamin ve mineral destekleri alarak yetersiz beslenmenizin yaratacağı sorunları çözebileceğinizi düşünürseniz yanılırsınız. Bu destekler sadece eksiklikleri belirlendiğinde ya da bazı sorunlar nedeniyle yeterli miktarlarda alınamadığında, bazen de vücudun yaşadığı geçici sorunları ortadan kaldırmakta kullanılmaktadır.

Yeterli ve dengeli beslenmeden vitamin ve mineral ihtiyacınızı karşılayamazsınız. Bu maddeler besinlerde diğer sağlıklı unsurlarla bir aradadır. Bunların hepsinin birlikte alınması, yararı en üst noktaya çıkarmaktadır. İhtiyacınızdan fazla vitamin almak ne beyninizi daha fazla çalıştırır, ne vücudunuza enerji kazandırır.

Bu destekleri kullanarak kanserden korunacağınızı da düşünmemelisiniz. Araştırmalar Selenyum, Likopen, Rezveratrol, Betakaroten gibi besin unsurlarının kansere karşı koruyucu olduğunu gösteriyorsa da bunları destek olarak kullanmadan önce doktorunuzla konuşmalısınız.

Varİkosel nedir, nasıl tedavi edilir

Varikosel, testislerdeki kanı boşaltan toplardamarların genişleyip varisleşmesidir. Testisten çıkan toplardamarların aşırı ve anormal olarak genişlemiş olması, testiste ısı etkisi ve beslenme bozukluğu sonucu sperm üreten hücreleri toksik bazı maddelerle karşı karşıya bırakır. Bu durum sperm oluşumunu kötü etkiler.

Kısırlık şikayeti olan erkeklerin yaklaşık yüzde 40’ında varikosel mevcuttur. Varikosel her iki testiste de görülebilir. Ancak genelde sol testiste görülür. Bir taraftaki varikosel genellikle diğer testisi de etkilemektedir.

Varikosel çoğu zaman hiçbir belirti vermez. Ancak bazen testislerde ağrı, küçülme, dolgunluk hissi, gözle görülebilen-ele gelen genişlemiş damarlar ve kısırlıkla kendini belli edebilir.

Varikoselin tedavisi ameliyattır. Basit bir ameliyattır ve genellikle hastanede yatmayı gerektirmez. Yaklaşık 30-60 dk. sürer. Ameliyattan 3 ay sonra sperm üretiminde düzelme görülmeye başlanır. Sperm tetkiki ameliyattan sonraki 3-6 ayda bir yapılmalıdır.

Tüp bebek uygulaması yapılacak erkeklerde de varikosel ameliyatı yapıldıktan sonra tüp bebeğe geçilmesi başarıyı artırabilir. Ameliyat edilen hastaların bir kısmında sperm değerleri biraz daha yükselerek mikroenjeksiyon (ICSI) yerine aşılama (IUI) uygulamasına geçilebilir, hatta doğal yolla gebe kalma şansı da elde edilebilir. Spontan gebelik sağlanamayan hastalarda, sperm sayısı, motilite veya sperm morfolojisindeki iyileşme ile yardımcı üreme tekniklerinin başarısı artmaktadır.

Kalsiyum ve çikolata

Kalsiyum desteklerini çikolata ile birlikte tüketmeyin!

Çikolatada bulunan "okzalat" isimli molekül, kalsiyum emilimi üzerinde olumsuz etki yapmaktadır. Ispanak, lahana, bamya, pazı gibi sebzelerde ve çayda da bulunan bu madde kalsiyumdan faydalanma olasılığını bir miktar azaltmaktadır. Ancak bu etkinin çok ciddi bir sorun yaratmadığını da belirtelim.


Her doğal ürün güvenli değildir

Bitkisel desteklerin etiketlerinde "doğal" yazdığı için güvenli olduklarını düşünebilirsiniz. Fakat birçok bitkisel destek, bazı reçeteli veya reçetesiz ilaçlarla birlikte alındığında sizin için zararlı olabilir. Gebe veya süt veren bir anneyseniz ya da aşağıdaki sorunlardan biriyle karşı karşıyaysanız, bitkisel ürün kullanmadan önce doktorunuza başvurmanız gerekir.

Yüksek kan basıncı

Tiroit problemleri

Depresyon veya diğer psikiyatrik problemler

Parkinson hastalığı

Büyümüş prostat bezi

Kan hastalıkları, pıhtılaşma problemleri

Diyabet (şeker hastalığı)

Kalp hastalığı

Epilepsi

Glokom (göz tansiyonu artışı)

Felç veya organ nakli geçmişi

Hangi ilacı kullanırsanız kullanın, hangi sağlık sorununuz olursa olsun, doğal ürünleri kullanmadan önce doktorunuza danışmalısınız.

Yanan, yağlarınız mı, yoksa siz misiniz

Fazla kiloların nedeni vücutta artan yağ dokusudur. Kilo kaybının esası, sağlığınızı olumsuz yönde etkileyen bu yağ dokusunun miktarını yeterli ve dengeli bir beslenme planı ile azaltmaktır. Yağ yaktırdığı söylenen yanlış yöntemlerle vücudunuza zarar verebilirsiniz.

Sauna: Vücuttaki su kaybını sağlayan yöntemlerdendir. Vücut suyunun gereğinden fazla kontrolsüz kaybı sağlık sorunlarına neden olabilir. Terlediğiniz zaman kaybettiğiniz sudur, yağ değildir.

Diüretik ilaç ve çaylar: Diüretik maddeler veya çaylar, vücutta yağ yakmamızı sağlamaz; sadece vücut suyunun idrar yoluyla vücuttan atılmasını sağlar.

Masaj: Dolaşım sistemini ve kaslardaki gerilmeleri rahatlatmak için uygulanan bu yöntem vücudunuzdaki yağı yakmayacağı gibi, vücut yağını bir yerden bir yere taşımaz.

Kısa süreli diyetler: Kısa süreli diyetlerle vücudunuzda yağ yakamadığınız gibi, diyeti bıraktığınızda vücudunuzdaki yağ artışı hızlanacaktır. Kısacası tüm bu yöntemlerle vücudunuzda biriken istenmeyen yağlardan kurtulmanız mümkün değildir. Vücudunuzun sağlıklı olarak yağ yakabilmesi için egzersizin ve doğru beslenme alışkanlıklarının kazanılması ve bir yaşam tarzı değişikliği haline gelmesi gerekmektedir.

En çok sevilen ara öğün: Çerez

Tabii ki diyetinize kalori hesabı yaparak kuru yemişleri ekleyebilirsiniz. Protein, E vitamini, çinko, magnezyum yönünden zengin olan kabuklu kuru yemişlerin yağ oranları da yüksek olduğu için belirli miktarda tüketmeniz gerekiyor.

Diyetinize, sabah kahvaltısında yediğiniz 5-6 zeytin yerine veya salataya ilave ettiğiniz zeytinyağı yerine haftada 2-3 gün ceviz, badem, fındık, 1 dilim ekmek yerine de 1 çay bardağı leblebi ekleyebilirsiniz.

1 tatlı kaşığı sıvıyağ yerine günde 2 adet ceviz, 5-6 adet fındık-badem, 1 avuç kabak çekirdeği; 1 dilim ekmek yerine de 1 çay bardağı leblebi-nohut tüketebilirsiniz.

DİYET GÜNLÜĞÜ

Sorularınız için:

manager@yasasinhayat.org

Tel: (0212) 236 73 00
Yazarın Tüm Yazıları