Kilo kaybı için gösterilen gayretler (hele bir de uzun süreli ise) yorucu olabiliyor. Üzülmeyin! Kilo vermenin kolay başarılacak bir iş olmadığını çok iyi biliyorum, çünkü bu sorunu ben de yaşadım.
15 yıl kadar önce 15 kilo vererek sağlıklı bir kilo aralığına girdim. Çok kolay kilo aldığım için, kilomu korumada zaman zaman hálá zorlanıyorum. Buna rağmen kilomu hiç bıkmadan izliyorum. Diyet uzmanlarının önerilerini de
dikkate alıyorum.
KARMAŞIK DİYETLERE GEREK YOKSon yıllarda sağlık değerlendirmelerinin içine kilo ölçümü ve bel çevresi tayinleri de girdi. Doktorlar tansiyonunuz, nabzınız, solunum sayınız ve kalp atışlarınızı kayıt altına alırken, mutlaka kilonuz ve bel çevrenizi de not ediyor. Çünkü bel çevresi kadında 90, erkekte 100 cm üzerine çıkınca, sağlık riskindeki artış katlamalı olarak büyüyor.
Kısacası kilo konusu -özellikle bel çevresi kalınlaşması söz konusu ise- kozmetik bir konu olmaktan çıktı. Daha genç ve sağlıklı görünmek bir yana, ileride karşınıza çıkabilecek olan birçok hastalıktan korunmak için de (kalp krizleri, felçler, şeker hastalığı, tansiyon yükselmeleri) belinizi inceltmek zorundasınız.
Yeni yapılan birkaç çalışma, hepimizin yüzünü güldürecek sonuçlar ortaya koydu. Kilo vermek için öyle çok karmaşık diyetler yapmaya pek gerek olmadığı anlaşılıyor. Yapılması gereken iki temel değişim, sorunun en azından yarısını çözmenize yetiyor: Biraz egzersiz ve biraz da porsiyon büyüklüklerini sınırlamak!
HER GÜN YÜRÜYÜNAraştırmalar, her gün 30-35 dakika sıkı yürüyüş yapmanın kilo kontrolünde müthiş bir avantaj sağladığını gösteriyor. Yürüyüşün tempolu olması, orta yaşlı kadın ve erkek için dakikada 110-120 adımdan daha az atılmaması önemli. Eğer yeni yürüyüşe başlayan veya tansiyonu, kalbi, şekeri olan biriyseniz ya da dizlerinizde ve belinizde bazı problemler varsa 80-100 adımı tutturmanız da yeterli olabiliyor. Adım sıklığınızı zaman içinde yavaş yavaş artırıyorsunuz.
Yürüyüşlerin sabah aç karna ya da akşam saatlerinde yapılması arasında pek fazla fark yok. Ama son yıllarda akşam yürüyüşlerinin bel çevresini eritmede daha etkili olduğunu gösteren gözlemler var.
Düke Üniversitesi ve Cooper Sağlık Enstitüsü’nde yapılan çalışmalar, her gün yapılan yarım saatlik yürüyüşlerin kilo kontrolünde büyük bir başarı sağladığını gösteriyor. Eğer egzersizin olumlu etkilerinden daha fazla yararlanmak istiyorsanız, direnç egzersizlerini de yapmanızda fayda var. Güç artırıcı egzersizler, kasları geliştirdiği için kalori yakma hızınızı artırıyor, metabolizmanızı hızlandırıyor.
PORSİYONLARI KÜÇÜLTÜN
Porsiyonların küçültülmesi, özellikle son yıllarda büyük önem kazandı. Çünkü porsiyonlar her yıl çaktırmadan yavaş yavaş büyüyor. Kolalı içeceklerin şişe büyüklükleri 20-30 yıl öncesinin iki katına çıktı. Lokantalar ve evlerdeki porsiyonlarda da yarı yarıya büyüdü. Bu nedenle porsiyon büyüklüklerinin azaltılması kilo yönetiminin başarısı için vazgeçilmez bir şart haline geldi.
Diğer taraftan porsiyonların küçültülerek kalori kazanımının azaltılmasının sadece kilo sorununun çözümüne yardımcı olmakla kalmadığını da belirtelim. Kalori sınırlaması yaşla bağlantılı hastalıkları azaltabiliyor. Yani şekerden, tansiyondan, kalp damar hastalıklarından korunmak için de az yemek gerekiyor. Uzun sözün kısası, özellikle yaş 40’ı geçti mi can boğazdan gelmiyor, gidiyor.
Bir kez daha belirtelim; kilonuz özellikle bel çevreniz yani bel kalınlığınızı sizin için hayati bir işarettir. Takip etmeyi ihmal etmeyin.
Yoga iyi geliyor Yoganın doğuşu, Hindistan’daki dinsel uygulamalardır. Farklı yoga tipleri varsa da en yaygın uygulanan biçimi Hatha Yoga’dır. Bu yoga tipinde solunum, vücut duruşlarına girip çıkma hareketleriyle birleştirilmektedir. Uygulanma sürecinde duruş, denge, dönme, eğilme ve bükülme gibi hareketler arasında mükemmel bir koordinasyon sağlanmaktadır. Bütün bunların dinginlik, huzur ve denge sağladığı, yeni ruhsal yolculuklara çıkmak ve farklı ruhsal deneyimler yapmak için destek sağladığı, belleği, kiloyu, beden-ruh ilişkisini belirli ölçüler içinde tutmayı kolaylaştırdığı biliniyor.
Bebekler ve HomeopatiHomeopatik ilaçların hemen hiç yan etkilerinin olmayışı bebeklere ve çocuklara güvenle uygulanmasına olanak tanımıştır.
Bezleme sırasında sık görülen "pişik" dediğimiz "eritem" şeklinde, ciltten hafifçe kabarık, kırmızı lekelerin tedavisinde "Medorrhinum 15 CH" üç gün arayla iki kez kullanıldığında yüz güldürücü sonuç elde edilir. Tekrarladığında "Calcarea carbonica ostearum" ile destek verilebilir.
Diş çıkarma dönemi hem bebekler hem de anneleri için zorlu bir süreçtir. Diş eti, kulak ve boğaz ağrısı bebeği gergin ve sinirli yapar. Uykusuzluk bu durumu daha da şiddetlendirir. Papatyadan elde edilen "Chamomilla vulgaris" bu tablonun tedavisinde en sık kullanılan homeopatik ilaçtır. Salyanın çok arttığı durumlarda "Mercurius solubilis" ve bebek her eline geçirdiğini ağzına götürüp ısırıyorsa "Phytolacca decandra" tedaviye eklenebilir.
Etkili bir tedavi için homeopatik ilaçların kullanım biçimleri bir homeopati uzmanı tarafından belirlenmelidir.
Kararında kahve faydalı olabilirKafein ve kahvenin fazlası sağlığa zararlı ama kahve ya da başka bir kaynaktan kazandığınız kafeinin miktarı makul ölçülerde kalırsa, bundan zarar görmeyeceğiniz, hatta bir miktar yarar bile göreceğinizi gösteren bulgular artıyor.
Araştırmalar, kilo başına 3 mg civarında kafein tüketiminin özellikle belleği desteklemekte Parkinson, Alzheimer hastalıklarının riskini azaltmada işe yarayabileceğini gösteriyor. Eğer iflah olmaz bir kahve tutkunuysanız, kararında bırakmak şartıyla bu haberi değerlendirin. Bizim önerimiz kahveye şeker koymamanız, eğer süt kullanıyorsanız az yağlı bir sütü tercih etmenizdir.
Sahura kalkmadan oruç tutmayın Günde 4-6 öğünle beslenen bir vücudun bir anda öğün sayısının ve içeriğinin azalmasıyla oluşacak sağlık risklerini ortadan kaldırmak için iftara ayrı, sahura ayrı önem verilmelidir. İhtiyacımız olan enerji, besin öğeleri ve sıvı miktarını sadece iftar yemeğiyle karşılamak zor ve sakıncalı bir davranış olacaktır.
Bu sebeple mutlaka vücudunuzun ihtiyacı olan besin öğelerinin bir kısmını sahurda sağlamak ve oruç için hazırlanmak daha uygun ve sağlıklı olur. Besin seçimlerinizi yaparken ertesi gün harcayacağınız enerjiyi boş kalori kaynakları ile (poğaça, kek, bal, reçel, mayalı hamurlar) almanız sadece karın çevrenizdeki yağ dokusunu destekleyecektir. Sahurda bol bol su tüketmeyi ve sağlıklı besinlerden seçilmiş hafif bir öğünü tercih etmeyi unutmayın!
1. SEÇENEK: Çorba, sebze yemeği, salata, az yağlı yoğurt, kepekli veya tam buğday unundan yapılmış ekmek ve meyve.
2. SEÇENEK: Az yağlı süt, peynir, yumurta, zeytin, kepekli veya tam buğday unundan yapılmış ekmek veya pide, şekersiz meyve kompostosu. Kolesterol sorununuz varsa yumurtayı haftada 1-2 gün tüketin.
Her ramazanda kilo mu alıyorsunuzn Sahurda yediklerinize dikkat edin! Kan şekerinizin kontrolüne yardımcı olması için düşük glisemik indeksli besinleri tercih edin.
n Pişirme yönteminiz sağlıklı olsun:
l Et yemekleri hazırlarken, yapısındaki fazla yağı pişirmeden önce mutlaka ayırın veya az yağlı etleri tercih edin.
l Tavuğun derisini pişirmeden önce veya sonra ayırın.
l Göğüs eti gibi tavuğun yağsız kısımlarını (beyaz eti) tercih edin, but, kanat gibi (siyah et) daha yağlı kısımlarını tüketmeyin.
l Fırında, ızgara veya rosto şeklindeki pişirme yöntemlerini tercih edin, kızartma yönteminden uzak durun.
l Sebze yemeklerini buharda veya haşlama yöntemi ile hazırlayın, ekleyeceğiniz sıvı yağın miktarını diyetinizdeki miktarı göz önünde bulundurarak ilave edin.
n Yağ tüketimine dikkat edin:
l Soğanı, tencereye ilave edilecek az miktarda su ile veya direkt sebzelerin içinde, yağda kavurmadan pişirin.
l Pirinç, şehriye veya bulgur gibi tahılları pişirirken taze otlarla baharatlar ve yağı alınmış tavuk suyu ile hazırlayın, üzerine yağ ilave etmezine gerek yoktur.