Bel çevrenizi inceltmek istiyorsanız daha sık yürüyün
Paylaş
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
Yürümek çok faydalı bir aktivitedir.
Araştırmalar, hergün ortalama 30-40 dakika yürümenin kalp krizi riskini azalttığını, kan basıncını düzenlediğini, kan şekerini dengelediğini, stresi hafiflettiğini, kas ve kemikleri güçlendirdiğini gösteriyor. Dahası da var! Düzenli yürüyüşler bellek kaybını önlüyor, denge kabiliyetini destekliyor, cinsel gücü artırıyor. Yürümenin bazı kanserlere karşı koruma sağladığı da anlaşıldı. Düzenli yürüyenlerde özellikle prostat, meme ve kalın bağırsak kanserlerine yakalanma riski düşüyor. Eğer yürümeyi bir alışkanlık haline getirirseniz kabızlık, hemoroit, reflü, hazımsızlık gibi sorunlarla mücadelede de önemli bir mesafe kazanıyorsunuz.
TESTOSTERONU ARTIRIYOR
Yeni yapılan birçok çalışma düzenli yürümenin en güçlü aerobik aktivitelerden biri olduğunu gösteriyor. Düzenli yürüyenlerde kanda insülin seviyesi azalıyor, testosteron seviyesi artıyor. Böylece insülin fazlalılığı ve/veya testosteron azlığı sonucu ortaya çıkan bel çevresi ve göbek yağları daha kolay ortadan kalkıyor. Orta yaşlı kadın ve erkeklerde önemli bir problem haline gelen bel ve karın yağlanmasını önlemenin en kolay yollarından birinin 30’lu yaşlardan itibaren yürümek alışkanlığı edinmek olduğu belirtiliyor.
EN FAYDALISI "POWER WALKING" YAPMAK
Yürüyüş süresini 30 dakikanın altına düşürmemek daha faydalı gibi görünüyor. Bu süre içerisinde amacınız mümkün olduğu kadar uzun bir süreyi dakikada 120 adım ile tamamlamaya çalışmak olmalıdır. Her 10 saniyede bir 20 adımın atıldığı, kolların rahat bir şekilde hareket ettiği, güçlü ve ritmik yürüyüşler (Power walking) kalori kaybını hızlandırıyor. Hergün ortalama on bin adım atmayı hedeflemeniz gerekiyor. Yukarıdaki yoğunlukta bir yürüyüş size sadece yarım saatlik bir sürede bunun neredeyse yarısını zaten temin ediyor. 30-40 dakikalık bir süreyi bir defada tamamlamak yerine ikiye, üçe bölmeniz de mümkün.
NEFES NEFESE KALMAYIN
Bizim önerimiz hoşunuza giden, size uygun gelen herhangi bir saatte yürüyüşün tamamını yapmaya çalışmak yönündedir. Yürüyüşe çıkmadan önce rahat ayakkabılar ve elbiseler giymenizi, kişisel güvenliğinizi tehdit etmeyecek alanlarda yürümenizi tavsiye ediyoruz. Unutmamanız gereken bir nokta da asla yol arkadaşınızla konuşamayacak kadar nefes nefese kalarak yürümemeniz gerektiğidir. Yürüyüşü eğlenceli hale getirmek için yol arkadaşları edinebilir, değişiklik için farklı yollar keşfedebilirsiniz. Unutmayın! Göbek ve karın çevresi yağlarını eritmenin ve bel çevresini inceltmenin en ucuz yolu yürüyüştür.
Bellek sorununuz olduğundan kuşku duyuyorsanız
Eğer belleğinizde ilerleyici bir azalmadan kuşkulanıyorsanız bir nöroloji uzmanıyla görüşmeniz gerekir. Nöroloji uzmanının bulunmadığı yerlerde iç hastalıkları uzmanı veya aile hekimleri, genel pratisyenler de sizlere yardımcı olabilirler. Bu hekimler en azından sorunun ileri bir değerlendirme gerekip gerekmediğine karar verirler. Nöroloji uzmanları sizi etraflı bir muayeneden geçirecek, kişisel ve ailevi tıbbi öykünüzü, şikayetlerinizi dinleyeceklerdir. Özellikle kullandığınız ilaçlar ve geçmişte geçirdiğiniz kafa travmaları önemlidir. Gerek gördükleri taktirde zihinsel durum testi yapacaklar ve bazı ek testlerden faydalanacaklardır.
En sık istenen testler tiroid fonksiyon testleri, B12 düzeyleri, frengi ve HIV testleridir. Ayrıca kan şekeri, bazı hormon düzeyleri, DHEA seviyeleri de gerekebilir. Erkeklerde testosteron, kadınlarda östrojen seviyeleri yararlı olabilen testlerdir. Görüntüleme testlerinden hangilerinden faydalanacağına da nöroloji uzmanı karar verecektir. Eğer bellek kaybından şüpheleniyorsanız mutlaka doktorunuzdan yardım isteyin.
Kolesterolü nereye kadar düşüreceğiz
Kolesterol seviyesinde arzu edilen hedefler her hasta için farklıdır. Hiçbir koroner kalp hastalığı riski olmayan ve genetik mirası güçlü birinde LDL kolesterolün 130-140 mg civarında olması özellikle HDL kolesterolü 50 ve üzerinde ise kabul edilebilir sayılırken, koroner by-pass ameliyatı geçirmiş veya stend takılmış başka bir hastada LDL kolesterolün 100’ün üzerinde olması asla kabul edilemez. Bu durumda LDL kolesterolün 70’e kadar indirilmesi hedeflenir. Ancak bu en yüksek risk düzeyindekiler için önerilen bir hedeftir.
Üzülerek belirtelim ki sağlığınız üzerinde olumlu etki yapacak şekilde kolesterolünüzü ne kadar düşürebileceğimizi, kolesterolün en düşük hangi değerlere ulaştığında sağlık sorunlarına yol açabileceğini biz de tam olarak bilmiyoruz. Gelecekteki araştırmalar en yüksek risk grubu için belki de daha düşük değerleri öneren sonuçları ortaya çıkaracaktır. İyi bildiğimiz ve emin olduğumuz tek şey 130 mg’dan yüksek LDL kolesterol seviyelerinin genel olarak herkes için sağlıksız olduğudur.
Kimler Hepatit A aşısı olmalı
n Pıhtılaşma faktörlerine bağlı bir sağlık sorunu olanlar
n Kronik karaciğer hastalığı olanlar
n Eşcinseller
n Uyuşturucu bağımlıları veya partnerleri
n Laboratuar ortamında çalışan sağlık personeli
n Hepatit riskinin yüksek olduğu yerlerde yaşayanlar veya bu bölgelere sık seyahat edenler
Ne zaman aşı olmalısınız
n Hepatit A aşısı iki doz şeklinde uygulanır. İkinci dozu ilkini olduktan 6-18 ay sonra olabilirsiniz. Hepatit B aşısı ile birlikte yapılabilir.
n Mevcut bir sağlık probleminiz varsa doktorunuza sormadan aşı olmayın.
Folik asit çok önemli bir vitamindir
Folik Asit, B grubu vitaminlerinden biridir. Hücre büyümesi, gelişmesi ve bölünmesinde çok önemli görevler üstlenir. Sağlıklı kan hücrelerinin üretilmesinde, kalp hastalığı riskinin azaltılmasında vücudunuza yeterli kadar folik asit kazandırmanız çok önemlidir. Folik asit yeşil yapraklı sebzelerde, meyvelerde, folat ile güçlendirilmiş yiyecek ve içeceklerde yeteri kadar bulunmaktadır. Turunçgillerde, bakliyat grubu besinlerde de bol miktarda folik asit vardır. Gençlerin ve yaşlıların günde 200-300 mikrogram, hamilelerin 400 mikrogram kadar folik asit almaları öneriliyor.
1 Ocak detoks günü
Yılbaşı akşamı tükettiğim alkol vücudumda su toplanması yapacak ve yiyecek içecek tüketimimin artması diyetimin dışına çıkmama neden olacak. Ertesi gün nelere dikkat edebilirim?
Yılbaşı akşamı tükettiğiniz alkolün, kuruyemişlerin ve salamura besinlerin vücut sıvı miktarını artırabileceği doğrudur. Gün boyu aşağıdaki önerileri uygulamak size iyi gelecek. Sağlıklı ve keyifli bir yeni yıl geçirmeniz dileği ile...
n Ertesi gün, gün boyunca öğünlerden önce ve sonra mutlaka su için.
n Potasyumdan zengin meyveleri (portakal, mandalina, armut, muz, kivi gibi) diyetinizin ara öğünlerinde tercih etmeyi unutmayın.
n Sabah kahvaltısını sakın atlamayın, hafifletin.
n Öğle ve akşam yemeklerinde kabak, karnabahar, kereviz, pırasa, maydanoz ve diğer kış sebzeleri ile hazırlayacağınız çorbaları tercih edin. Ana öğünleri kaldırmayın, salata, 1 kase sebze çorbası ve 1-2 dilim kepekli ekmek ile geçirin.
n Sıvı tüketiminizi artırmak için papatya, yeşil çay, zencefil, rezene gibi bitki çaylarını tüketmeye özen gösterin.
n Ve mutlaka fiziksel aktivite yapın. Açık hava yürüyüşü yapabilirisiniz.
Su içmeden olmaz
Günde 1.5 lt su içmeye çalışıyorum. Bu suyu aralarda mı içsem daha iyi yoksa yemekle beraber mi?
Günde 1.5-2 lt su içmeniz bizim tavsiye ettiğimiz ölçülere uygun. Su içmek, dolaşımı hızlandırır, cildinize iyi gelir, dikkatinizi toparlamanızı sağlar, toksik maddelerin atımını kolaylaştırır, onsuz olmaz denecek kadar vazgeçilmezidir! Benim size tavsiyem öğünle beraber değil de aralarda hatta tek seferde içmek yerine 15 dakikalık, yarım saatlik aralarla su tüketmeniz olacaktır. Eğer iştah sorununuz var ise o zaman sofraya oturduğunuzda ilk önce su ile başlayabilirsiniz. Doygunluk hissi sağlayarak size önerilen miktarları daha rahat tüketmenizi sağlar. Yine su gibi aralarda şekersiz bitki çayları (karışık çaylar, mate çayı, biberiye, ıhlamur, yeşil çay, vb.) tüketmeniz de size fayda sağlayacaktır. Hele selülitler akla gelirse kesinlikle sıvı alımının önemini hatırlatmak isterim.