Sağlıklı, düzgün, gergin, yumuşak, pürüzsüz, diri, ipeksi, parlak, kırışıksız... Bütün bunlar cildinizde olmasını arzu ettiğiniz özelliklerden sadece birkaçı.
Cildinizi gençleştirmeden önce yaşlanmamasını sağlamak daha akılcı ve kolaydır. Ama bunun için öncelikle cildinizin düşmanlarını tanımalısınız.
1 NUMARALI ETKEN GÜNEŞ Güneş, cildinizi yaşlandıran bir numaralı etkendir. Hiçbir dış etkenin güneş kadar cildinize zarar vermesi mümkün değildir. Vücudunuzun güneşle en az temas eden bölümleri olan kolunuzun iç yüzeyi ile en çok güneş gören yeri olan elinizin üstünü kıyaslarsanız, güneşin zararlarını kolayca fark edebilirsiniz. Gereğinden uzun süre, güneş koruma faktörü kullanmadan, güneşin yoğun olduğu saatlerde güneş ışınlarına maruz kalmak, cildinizi kurutur, yaşlılığa bağlı kahverengi lekelerin oluşmasını hızlandırır ve ciltte erken kırışmaya sebep olur. Güneşin cilt kanseri yaptığını da unutmamalısınız. Güneşli günlerin hasretle kucaklandığı bahar ve yaz aylarında sadece plajda güneşlenerek değil, günlük faaliyetler esnasında da güneş ışınlarının en azından el ve yüz cildinizi yaşlandıracağını unutmamalısınız. Güneşe bağlı cilt hasarını önlemenin tek yolu, koruma faktörü (SPF) 15’ten yüksek olan nemlendirici ürünleri kullanmaktır. Bu ürünlerin antioksidan etkili maddeler içerenlerini -C vitamini, alfa lipoik asit, koenzim Q-10- tercih etmelisiniz.
AMANSIZ DÜŞMAN SİGARA Sigara, sağlıklı cildin amansız düşmanıdır. Sigara kullananların solgun, gri ve çizgili ciltleri işin uzmanı tarafından kolayca tanınır. Bu tipik yüz görünümü, özellikle dudak çevresindeki derin dikey çizgiler, ağız köşelerindeki belirgin çizgilenmeler ve göz çevresindeki dumana bağlı deformasyonlarla sigara kullanıcı yüzü olarak kolayca ayırt edilebilir. Sigara kullananlarda cildin kanlanması azalır. Beslenemeyen ve ihtiyacı olan oksijeni alamayan cilt solgunlaşır ve kırışır. Ayrıca sigarada bulunan toksik kimyasallar sadece akciğerinize değil, cildinize de yapışıp kalır. Sigara uzun dönemde ciltte lekelere, siyah noktalara, tahrişe ve hatta cilt kanserine bile sebep olabilmektedir. Sigara kullanmaya devam ediyorsanız, günde 1-2 gram C vitamini desteği almaya ve E vitamini, C vitamini, koenzim Q-10, alfa lipoik asit veya quercetin içeren kozmofarmasötikal ürünlerden kullanmaya özen göstermelisiniz.
ALKOL ERKEN YAŞLANDIRIR Sürekli ve kontrolsüz alkol kullanımı, cildinizin nemini azaltır, kuruma ve pullanmaya yol açar. Alkol cildi erkenden yaşlandırır. Pörsümüş ve soluk bir cildin geri planında çoğu kez alkol kullanımı vardır. Özellikle burun ve yanak üzerinde çatlamış damarsal oluşumlar varsa, alkole dikkat etmelisiniz. En iyisi, alkol yerine üzüm suyu ya da cilt için faydalı diğer meyve sularıdır. Üzüm suyu ve grape seed extract (üzüm çekirdeği yağı), ihtiva ettiği yararlı antioksidanlar sebebiyle üstelik cildi gençleştirir de. Alkol kullanımınızı en fazla 1-2 bardak şarapla sınırlamalısınız. Alkole bağlı cilt sorunlarını azaltmada evening primrose oil, borage oil ve milk thistle’dan yararlanabilirsiniz.
HAVA KİRLİLİĞİNİ UNUTMAMALI Kirli hava, cildinizin bir diğer düşmanıdır. Endüstriyel kirlenme, egzoz dumanları ve daha birçok çevresel kirlilik faktörü cildinizi etkiler. Toksik kimyasallar, boyalar, deterjanlar, kullandığınız cilt ürünlerinde bulunan tanımlanmamış yapay katkı maddesinin de cilt sağlığını tehdit ettiğini unutmamalısınız. Antioksidan özellik taşıyan kremler burada da imdadınıza koşabilir. Ayrıca antioksidan desteklerin ağız yoluyla düzenli kullanımı da cildinizi sadece hava kirliliğine karşı değil, alkol ve sigaraya bağlı sorunlardan korur. Cildinizin en büyük organınız olduğunu lütfen unutmayın. Kendinizle barışık bir yaşam sürdürebilmek için ona “gözünüz” gibi bakın.
YAŞINIZ VE CİLDİNİZ
20’li yaşlar önemlidir Ergenlik sivilceleri, 15-30 yaş dönemindeki en önemli sorununuzdur. Bedeniniz ve cinselliğinizle yeni yeni tanıştığınız bu telaşlı ve uçarı yıllarda uğradığınız hormonal ayaklanmadan ve başkaldırıdan cildinizi bilinçli bir şekilde korumalısınız. Eğer bunu başarabilirseniz 20’li yaşların sonlarına doğru cildinizin az da olsa kurumaya başladığını, göz ve ağız çevresinde ilk ince çizgilerin oluştuğunu fark edeceksiniz. Bu dönemde cildiniz için yapabileceğiniz en önemli şey, onu güneşten, solaryumdan, sigaradan, kirli havadan korumak; mümkün olduğunca temiz, nemli ve yumuşak tutmak olmalıdır.
30’larda tedbir alın Yaşlanmanın cildinizde yaptığı değişikliklerden bazılarını bu yaşlarda daha net görebilirsiniz. Kollajen ve elastin liflerde sorunlar oluştukça yüzünüzdeki ince çizgiler çoğalacak ve gözaltındaki hassas deriniz incelecektir. Cildinizin daha çabuk kuruduğunu, çatlamış veya genişlemiş damarların ufak kırmızı benekler halinde belirginleştiğini, yaşlanma işaretleri olan kahverengi lekelerin sinsice cildinize yerleştiğini izleyeceksiniz. Cildinizdeki gözenek sayısının artması, özellikle alın, yanak ve elinizin üstünün güneş hasarına bağlı olarak pürüzlenip kalınlaşması ve gözaltlarınızın torbalaşması sizi asla şaşırtmamalı!
40’lı yaşlar acımasız olabilir Eğer hâlâ bir şeyler yapmamakta ısrar ederseniz cildinizdeki merhametsiz yaşlanma süreci hızlanarak devam edecektir. Alnınızdaki ilk kırışıklıklar size merhaba diyecek, göz ve ağız çevresindeki çizgiler iyice belirginleşecektir. Genetik mirasınız, toksik ve kirli şehir yaşamı, sigara, alkol ve güneş ışınlarına ek olarak, kendini yenileme kapasitesini bir hayli kaybeden zavallı cildiniz geri dönüşü oldukça zor bir yolculuğa çıkmak üzeredir. Şakaklardaki çizgiler, gözaltındaki torbalar, alındaki kırışıklıklar, yanaklardaki sarkmalar, boyundaki kıvrılmalar ve aşırı kurumalar birbiri ardına ve insafsızca kapınızı çalacaktır. Bütün bunlar yetmezmiş gibi, menopozla birlikte cildiniz daha da hassaslaşacak, dış etkilere iyice duyarlı hale gelecektir.
50’li yaşlarda bile her şey bitmiş değildir 50’li yaşların başlıca sorunu, yağ tabakasının erimesi sonucu cilt dolgunluğunun kaybı, pürüzlenmenin iyice artması, cilt altı kaslardaki incelme ve kaymalar sonucu oluşan sarkmalar, çukurlaşmalar, kırışıklık ve çizgilerin fazlaca derinleşip belirginleşmesidir. Bu dönem, cildinizin kanserle de tanışabileceği çok tehlikeli bir dönemeçtir. Çoğu kez önceden var olan kırışıklar, yaşlılık lekeleri ve sarkmalar, cildinize yapacağını çoktan yapmıştır. Kozmetik dermatologlarla, estetik tıp uzmanlarıyla ve anti-aging klinisyenleriyle tanışma ihtiyacını bu dönemde daha çok hissedeceksiniz.