Paylaş
Ama bu hedeflere nasıl ulaşılacağı konusu sözkonusu olduğunda işler maalesef bir hayli karışır. Karışır çünkü böyle bir hedefe ulaşmak bize bedensel ve ruhsal anlamda birçok sorumluluk yükler. Diğer taraftan özellikle son yüzyılın beyinlerimizi, neticede de belleklerimizi olumsuz yönde etkilediği kesindir. İtiraf edelim, çoğumuzun beyni arızalıdır. Ve bu “arızalı beyin sorunu” günümüzün en mühim sağlık sorunlarından biridir.
Ve yine bilelim ki “arızalı beyin meselesi”nin zirve noktasında hepimizin korktuğu çok ağır bir sağlık sorunu var: ALZHEIMER HASTALIĞI. İsterseniz gelin güne bu tatsız ve kesin tedavisi şimdilik mümkünsüz gibi görünen belalı hastalıkla ilgili güzel bir müjdeyle başlayalım: ALZHEIMER’DA FAYDALI OLABİLECEĞİ ANLAŞILAN YENİ BİR İLAÇ 7 HAZİRAN 2021’DE KULLANIM İZNİ ALDI. Detaylar için buyurun...
İYİ HABER
ADUCANUMAB İŞE YARAYABİLİR
ALZHEIMER hastalığı özellikle 70-80’li yaşlar sonrasının en korkulan sağlık problemlerinden biridir. Belleği içten içe ve sinsice tahrip eden bu kronik hastalık, yaşlanma sürecine giren herkesin bir numaralı korkusudur. Yarattığı hafıza ve düşünme sorunlarıyla sadece hastalanan kişilerde değil, aileler ve sosyal yaşamda da önemli tahribatlara yol açar. Hastalığın kesin çözümü üzerinde her yıl binlerce araştırma yapılıyor. Ne var ki henüz bir arpa boyu bile yol gidilebildiğini söylemek pek mümkün değil. Daha doğrusu yakın zamana kadar durum böyleydi, muhtemelen 7 Haziran 2021 tarihi itibarıyla bu bilgi değişti. Gelişmeler şöyle...
KISA BİLGİ
BİOGEN NE YAPTI
ABD’Lİ ilaç üreticisi Biogen’in birkaç gün önce kullanım izni aldığı Aducanumab, Alzheimer’da önceki tedavi yaklaşımlarını değiştirebilecek önemli bir molekül. Aducanumab uzmanlara göre Alzheimer için kesin bir çare değil. Mucize bir ilaç olduğunu söylemek de bir hayli güç. Ne var ki etki tarzı önümüzdeki yolun daha da açılabileceğini ve bu önemli hastalığın çözümüne yönelik yeni mekanizmaların devreye girebileceğini düşündürmesi bakımından önemli. Zira Aducanumab, Alzheimer’da ortaya çıkan ve sinir hücrelerinin hasarına yol açan yıkıcı mekanizmaya müdahale edebilen ilk tedavi yöntemi. Ve bu nedenle de bazı uzmanlara göre hastalığın tedavisinde adeta bir dönüm noktası. Hemen belirtelim, bu fikri paylaşmayan bilim insanları da var. Ama genel kanaat, bu yeni ilacın “umut verici bir buluş” olduğu yönünde.
BİR UYARI
‘UZAMIŞ COVID’ SORUNU BÜYÜYOR
COVID-19 hastalığı sadece birden bire ortaya çıkan ve üst solunum yolları ile akciğerlerde yoğunlaşan ağır sorunlara yol açan akut bir sağlık sorunu değil. Hastalığa yakalananların yüzde 10-15’inde problem uzun süreli bazı sağlık problemlerine de davetiye çıkarabiliyor. Hastalıkla ilgili verilerin sayısı arttıkça kısaca “uzamış” veya “kronik” COVID-19 olarak tanımlanan bu tabloların içerik ve nedenleri de daha iyi anlaşılıyor. Hastalığın kronikleşmesine yol açan hasarların başında da pıhtılaşma sisteminde oluşan değişimler ve damarlarda ortaya çıkan iltihaplanma süreçleri var. Ayrıca bağışıklık sisteminde gelişen kontrolsüz ve aşırı yanıtlar da önemli birer sorun. Peki uzamış COVID-19’un işaretleri neler?
KESİP SAKLAYIN
COVID-19 UZAYINCA NELER OLUYOR
UZAMIŞ COVID-19, akut hastalıktan 4-6 hafta sonra ortaya çıkan “yorgunluk, nefes darlığı, öksürük, baş ağrısı, uyku sorunları, sisli beyin, ruhsal çökkünlük, kas güçsüzlüğü ve ağrıları, eklem ağrıları, çarpıntı, göğüs ağrısı, saç dökülmesi, tat ve koku duyusu kayıpları” ile karakterli bir hastalık tablosu. Uzamış COVID-19 sorunu bir tür “çoklu organ harabiyeti”, bir çeşit kronik hastalıktan farksız bir durum. Özellikle hastalığa yakalanmadan önce genel durumu zaten bozuk ve/veya kronik bir hastalığı bulunanlarda daha sık görülüyor. Şeker hastaları, hipertansiyonlular, obezler, KOAH’lılar, kalp damar hastaları ile yoğun bakım tedavisi görecek kadar hastalığı ağır geçirenler “uzamış COVID-19 sorunu”nun bir numaralı hedefleri. Bu nedenle özellikle saydığımız sorunları yaşayan kişilerin hastalığa yakalanmaları halinde daha yakın bir takibe, daha yoğun bir tedavi planına ihtiyaçları olduğu kesin. Uzamış COVID-19 meselesini önümüzdeki yazılarda da tartışacağız.
KISA BİLGİ
ARIZALI BEYİNDEN KORUNMAK İÇİN...
1- Uykunuzdan taviz vermeyin.
2- Beslenmenize dikkat gösterin.
3- Tembellik ve miskinlikten vazgeçip hareket edin.
4- Toksinlerden uzak kalın.
5- Başınızı travmalardan koruyun.
6- Toksik ilaçlara “Hayır!” deyin.
7- Beyninize stres yüklemeyin.
8- Endişe, kaygı ve korkuyu minimuma indirin.
9- Takviyelerden (Omega 3, B12, D vitamini) istifade edin.
10- Kronik hastalıklara dikkat edin.
Paylaş