Paylaş
Gizli kalorilere dikkat
Çoğu doymuş yağlar ve şekerler diyette gizli halde bulunurlar. Bunların paketteki etiketlerini okumanız size ihtiyacınız olan ipucunu verir. Birçok ticari tahıl ve ekmek ürünü çok fazla yağ ve şeker içerir. Konserve, çorbalar ve sebzeler de çok fazla şeker, doymuş yağ içerir. Unutmayın ki “light” olarak adlandırılan birçok fat-free (yağsız) yiyecek şişmanlatmaz diye bir kural yoktur. Buna karşılık, birçok fat-free ürünün sizin için iyi olduğu da bir gerçek. Gençleşme diyetinde yardımcı olabilirler.
Doğru seçimler yapın
Evde bir diyet programı geliştirip uygulamak kolaydır ama dışarıda sürdürmek çok zordur. Birçok insan yemek için dışarı çıktığında ya da seyahate gittiğinde doğru yemekleri bulmakta zorlanır.
Yemeğe çıktığınızda mönüdeki az yağlı yemekleri tercih edin. Eğer bir partiye davetliyseniz, her şeyin kalorili ve ağır olacağını düşünerek, buraya gitmeden önce yemek yiyin ve orada çok az yiyin.
Uçak yolculuklarında ise birçok hava yolu seçenek olarak vejetaryen yemeği veya kalbe sağlıklı yemekler bulundurur. Size kalan bu mönüleri seçmek olacaktır!
Her yemekten keyif alın
Yemeği eğlence haline dönüştürün. Hayatınız boyunca birçok değişiklik yaparsınız. Daha genç kalmak için böyle bir değişiklik yapmak da çok zor olmamalı. Düşük yağlı yemek tarifleri veren kitaplar alın. Her pazar yeni yemekler yapmayı deneyin.
Değişik mutfaklarla ilgilenin. Akdeniz, Tayland, ıtalyan veya vejetaryen iyi fikir olabilir. Değişikliklere uymanız biraz süre alabilir. Eğer servis boyutları, yemeklerin besleyici değerleri veya bunun gibi sorunlarınız varsa beslenme bilgisi kitabı almanızı tavsiye ederiz. Ne yediğiniz hakkında ne kadar çok bilginiz olursa genç kalabilmek için o kadar iyi yemekler seçersiniz.
Sık ve az yiyin
Sık sık ve az az yiyerek hipoglisemi ve hiperinsülinemi’ye engel olabilir, insülin direncini kırabilir ve ideal kilonuzu koruyabilirsiniz.
Bir öğünde asla yoğun kalori tüketmeyin. Herhangi bir öğünde aldığınız toplam kalorinin 750 kaloriyi aşmamasına özen gösterin.
Bol bol su için!
Su hayattır. Hangi yaşta olursanız olun sağlığınızı sürdürmek için su içmeyi unutmayın. Su yerine mineralli sodalardan da faydalanabilirsiniz.
Alkollü, kolalı içecekler, enerji içecekleri, meşrubatlar suyun yerini tutmaz. Su yerine ayran, ev yapımı limonatalar, taze sıkılmış meyve sularını da tercih edebilirsiniz.
Probiyotikli besinlere ağırlık verin
Bağışıklık sisteminizi güçlendirmek için daha çok yoğurt yiyin, daha sık ayran için, kefirden faydalanmayı ihmal etmeyin. Seviyorsanız boza iyi bir seçimdir. Sirkeler, ev yapımı ekşilerden de faydalanabilirsiniz.
Probiyotik yükü en güçlü yiyeceklerin yoğurt ve kefir olduğunu bir kenara not edin. Daha çok probiyotik tüketmenin daha güçlü bağışıklık sistemi anlamına geldiğini unutmayın.
Ağızda kötü koku
Ağızdaki kötü kokuya halitosis denir. Kötü nefes çoğunlukla ağızdan kaynaklanır. Kötü diş hijyeni ve periodontal (dişeti ve dişleri destekleyen diğer dokuları etkileyen iltihap) hastalıklar kötü ağız kokusuna neden olabilir.
Her gün diş bakımı yapılmazsa yiyecek artıkları ağızda kalır, bu da bakterilerin ağızda birikip hidrojen sülfür açığa çıkarmasına yol açar. Böylece dişlerin üzerinde ince, renksiz, yapışkan bir tabaka (plak) oluşur. Bu da dişeti iltihabına ve diş çürüğüne yol açarak kötü koku yapabilir.
Ağız kokusunun diğer bir nedeni ise yiyeceklerdir. Soğan ve sarımsak en iyi bilinen örneklerdir. Bazı sebze ve baharatlar, ağız kokusuna neden olabilir.
Ağız kuruluğu da kötü kokuya yol açabilir. Tükürük ağzın temiz ve ıslak tutulmasına yardımcıdır. Kuru ağız, ölü hücrelerin dil, dişeti, yanakta birikmesine ve kötü kokuya yol açabilir.
Kuru ağız, genellikle ağzı açık uyku sırasında oluşur ve sabahları olan ağız kokusunun önemli nedenlerindendir.
Sigara ve bazı tükürük bezi hastalıkları, ağız kuruluğuna ve ağız kokusuna yol açabilir.
Kronik akciğer enfeksiyonları, farenjit, tonsillit, sinüzit, böbrek yetmezliği, karaciğer yetmezliği, kontrolsüz diyabet, reflü hastalığı, çok sıkı diyet ve uzun süren açlık da ağız kokusu nedenlerindendir.
Paylaş