SYLVIA... Edebiyat tarihinin büyük bir şairinin trajik öyküsü.
Şiirlerle, üzüntülerle, ihanetlerle dolu yaşamı.
Edebiyatçıların kimisi hayatın yükünü taşıyamazlar, bir an gelir anlamsızlığına karar verirler.
Belki de yaşamlarını bile noktalamanın, bitirmenin kendi ellerinde olduğu cesaretini ispatlamak için bu eylemi yaparlar.
Sylvia Plath gene ünlü bir şair Ted Hughes ile evlendi, iki çocuğu oldu.
Şairler, bir tutkunun, bir kadının peşine takılıp giderler, bu şiir uğruna insanları hiçe saymak mıdır, yoksa her yaşadıklarını derinden yaşadıkları için olağan davranamazlar mı?
İntiharların ardındaki adamları, kadınları suçlamak kolay mı? Sorumluluklarını yazmak, onların birer sebep olduklarını belirtmek gerek mi?
Edebiyat tarihleri de, hakkındaki yazılar da bu intihardan Ted’i sorumlu tuttular. Edebiyat dünyası bunu bağışlamadı.
Ben de tarihin yargısına, Sylvia’yı sevenlerin acısına katılıyorum.
Kırılgan, tutkulu bir kadını terk etmenin bedeli, intihardı.
Sylvia filminde ünlü şairi Gwyneth Paltrow oynuyor, soğuk, yalın duruşun ardındaki duru oyunculuğu beni her zaman hayran bırakmıştır.
Bu filmde de olduğu gibi.
Edebiyat dünyasının sonuçlanmamış hesaplaşmasını seyredin.