Sıcak bir yaz gününde, büyük, serin bir sinema salonunda seyrettim Örümcek-Adam 2’yi.
Birinciyi seyredenlere fazla açıklama yapmanın gereği yok.
Örümcek-Adam, normal biri olmak istiyor ama adaletsizliklere karşı da sonuna kadar savaşıyor. Binalardan binalara ağının yardımıyla uçan bir adamın fantastik görünüşü de işe katılınca, halkın kurtuluş ümidi oluyor. New York için vazgeçilmez bir kahraman...
Bir de füzyon sayesinde enerji sağlayan bir bilim adamı var. Dr. Octopus.
O da bir mesaj veriyor. İnsanlık uğruna kullanılmayan her icat insanlığın zararınadır.
İş çığrından çıkınca, bu adam felaketlerin sebebi oluyor, banka bile soyuyor. Çünkü icadı eğer bir işlem hatası olursa kişinin beynini kontrol edebiliyor ve korkulan da başa geliyor.
Ben aslında bunun ardındaki zihniyeti sezdim, genç bir zenginin bu icada bütün servetini yatırması. Muhteris kişiliğin ve açgözlülüğün ifadesi...
Aslında mitolojiden bu yana insanlar insanüstü güçleri olanlara hayranlık duyarlar, Örümcek-Adam da bunlardan biri. Filmdeki etkileyici anlardan birisi Peter Parker’ın halasının kahramanlık ve insanların içindeki kahramanlara dair yaptığı konuşma.
Örümcek-Adam olmasına rağmen, düşmanlarının çokluğuna ve kurtarması gereken insanların fazlalığına rağmen, kız ona olan aşkından vazgeçmiyor, çünkü kahramanlık fedakarlık gerektirir, onun sevgilisi olmak da...
Örümcek-Adam’ı çizgi romanından veya çizgi filmlerinden takip edenleri, filmdeki Örümcek-Adam hareketlerinin ve dokusunun fazlasıyla plastik hatta jölemsi durumu biraz rahatsız edecek gibi görünüyor.
Yaz günlerinde sinemaya gidecekseniz elinizde fazla bir seçenek olmadığından, -kimileri için mecburen- böyle filmlerle karşılaşacaksınız.