Son sürat bir macera ‘Taksi’. Bu kez taksi şoförü kadın, hem kim biliyor musunuz Queen Latifah.
Konusunu özetlesem, hepiniz bir ağızdan biliyoruz anlatma dersiniz. Çünkü hızlı bir taksi şoförünün başına ne belalar geleceğini ama buna karşılık nice belayı da önlediğini hatırlayacaksınız. Macera polisiyeyle başlıyor, ama sonra modifiye edilmiş bir serüvene dönüveriyor.
Kuryelerin bir şehrin her tarafını sokak sokak bildiği malumdur. Ama içlerinden bir tanesi bu işi bırakıp taksi şoförü olmaya karar verirse. Hiç kuşkusuz başı sıkıştığında eski meslektaşlarından da yardım görecektir.
Taksi şoförlerinin serüvenini anlatıyor desek eksik kalacaktır, zira taksimize taksi demek de eksik bir tanımlama olacaktır. Başında da dediğimiz gibi, bu ‘modifiye edilmiş sıradan’ taksi şoförü filmi.
Bu tür filmlerde bilirsiniz bir de beceriksiz, sakar bir polis bulunur. Her defasında sakarlıkları, son anda ortaya çıkan sürprizler yüzünden ve biraz da kendi beceriksizliğiyle işi yüzüne bulaştırır. Sonrasında, her an kovulur her an bir takipten alınır. Ama iyi bir dava ve böyle bir taksi şoförü onun yeniden işine dönmesini sağlayabilir.
Pek çok kişi için Fransız adaşlarının kötü bir versiyonu gibi gelebilir ama işin doğrusu, bazı sahneler eğlendirmeyi beceriyor.
Tabii ki yer yer bir başka filme göndermenin de tadını çıkarabilirsiniz, örneğin modifiye edilmiş otomobil bana James Bond’un bilimin son harikalarıyla donatılmış otomobillerini hatırlattı. Tabii biraz daha basiti. Bu tarz filmlerin, yani otomobillerin yardımcı rolleri üstlendiği filmlerde takip, hız ve sürüş sahneleri önemlidir, film hakkını verebiliyor.
Büyük bir soygun, yakalanan suçlular ve çeşitli kişilere de uzanan mutluluk çemberi. Biz de müsait yerde iniyoruz.