Paylaş
Onca çocuğun ve velinin hayatını riske atmaya hakları yok.
Dileğim bu yasağın sadece öğretmenlerle sınırlı kalmamasıdır.
Bakın gece hayatı yavaş yavaş hareketlendi.
Restoranlar, kafeler, canlı müzik mekanları dolmaya başladı.
TURYİD (Turizm Restoran Yatırımcıları ve Gastronomi İşletmeleri Derneği) Başkanı Kaya Demirer çok değerli bir açıklama yaptı. “Aşı zorunluluğu gelsin” dedi.
Başta Kaya Bey ve diğer işletmecilere çok açık çağrımdır; ‘Mekanlarınızda sahneye çıkan, çıkacak olan sanatçılara ve ekiplerine de aşı kartı sorun.’
◊ Yok öyle hem para kazanayım hem aşı olmayayım demek.
◊ Yok öyle ben şarkımı söylerim ama aşımı olmam diye düşünmek.
◊ Yok öyle sahneden “sizi çok özlemişim” deyip içinden “kimse bana aşı yapamaz” demek.
◊ Yok öyle “öldük bittik, aylardır çalışmıyoruz” dedikten sonra “aşı karşıtlığı” yapmak.
O yüzden gözden kaçmasın sevgili işletmeciler.
Anlaşmanızı yaparken değerli sanatçılarımıza aşı olup olmadıklarını da sorun lütfen. Aşı olmadılarsa yerlerinin sahne değil evleri olduğunu söyleyin lütfen.
Kenan ‘ince’ görmüş
Kenan İmirzalıoğlu magazincilerle sohbet ederken “Yangın sırasında tatildeydik, denize girmemize rağmen içimiz soğumadı, içimiz yanıyor” dedi.
Sonrasında hemen saldırılar, hemen eleştiriler, hemen ‘yuh’lamalar başladı.
İyi ama neden?
Şüphe mi ediyoruz Kenan’dan?
Vur patlasın çal oynasın görüntülerini mi izledik Kenan’ın?
Yaptığı yardımları gözümüze sokmadı diye mi hedefe aldık Kenan’ı?
Elinden bir şey gelen de gelmeyen de bazen boşaltmak ister kafasını.
İnsan bazen...
◊ Sadece yürür.
◊ Saatlerce yüzer.
◊ Gider tenis oynayıp hırsını toptan çıkartır.
◊ Şarkı söyler bağıra bağıra.
◊ Mesela gülmek her zaman mutluluk eylemi değildir! Bazen kendini rahatlatmak, bozulan sinirini düzeltmek için yalandan bir kahkaha patlatır insan.
Kenan İmirzalıoğlu’nun açıklamalarında yanlış bir şey yok aslında. Tatilde olan herkesin yaptığı şeyi yapmış ama bir faydası olmadığını, tatillerinin ‘zehir’ olduğunu söylemek istemiş.
“Bir nebze rahatlamadık, gram sönmedi içimizin yangını” derken koca bir selam çakmış orada kan ter içinde alevlerle mücadele edenlere.
İşte korkmamız gereken erkek tipi
Kibariye, Kuşadası’nda sahneye çıktı hafta sonu. Sadakat konusunda sabıkalı eşi Ali Küçükbalçık’ta onu en önden izleyenler arasındaydı.
Rüzgarlı havada Kibariye’nin eteği uçuşunca hemen müdahale etti Ali Bey.
“Hanım! O uçuşan eteğini kapat” dedi.
Kibariye’de eşinin isteği üzerine beline masa örtüsü bağlayarak şarkılarını söylemeye devam etti.
Ah, ahhhh...
Ahhhh, ahhhhhh...
Peki soruyorum...
◊ Bu mudur ‘delikanlılık’ denen şey?
◊ Eşine sahip çıkmak sadece “ört o eteğini” demek midir?
◊ Aldatmak falan dert değil midir yani?
Bu var ya bu... Yaş fark etmeksizin her kadının...
◊ Uzak durması ...
◊ Arkadaş bile olmaması...
◊ Evliliğin ‘e’sinden söz ederse depara kalkması...
◊ Selam bile vermemesi...
Gereken erkek tipidir. Kesin bilgi. Yayalım...
Hani yağları eritiyordu?
Ünlülerin reklamını yaptığı bir ürün vardı.
◊ Hani buzdolabında saklanan...
◊ Hani roll-on şeklinde olan...
◊ Hani dolaptan çıkarıp yağlarımıza sürünce hooop yağları eriten...
Sahi n’oldu o ürünü kullananlara?
Ben söyleyeyim...
◊ Ofis adresi bile olmayan web sitesinden alışveriş yapan herkes dolandırıldı...
◊ Kimsenin yağları erimedi...
◊ Şikayet mailleri binleri, onbinleri aştı...
◊ Bazı mağdurların vücutlarında bilinçsiz kullanımdan yara bere izleri çıktı...
Peki markanın sahibi?
◊ O çok mutlu
◊Tahmin edemeyeceği kadar çok para kazandı...
◊ Kahvaltıcı dükkanı varmış şimdi şubeleşmeyi düşünüyor...
◊ Seneye hangi ürünü çıkarsam diye toplantı üstüne toplantı yapıyor....
Paylaş