Türkiye ve Yunanistan

Bir süredir Yunanistan ile Türkiye kıyaslaması yapılıyor. Bir süredir orası ucuz burası pahalı deniyor... Bugün yazımın bir kısmını bu meseleye ayıracağım… Nedeni ise hafta sonu üç-beş dostumun birbirlerinden bağımsız arayıp aynı şeyleri söylemesi... Bir de Bodrum’daki bir taksicinin “Abi Yunanistan’a git daha güzel yemekler yersin, hem de daha ucuza” demesiydi...

Haberin Devamı

Sosyal medyada görüyorsunuzdur, Yunanistan’da fiyatlar Türkiye’nin yarısı hatta daha ucuzu diye... Bu herkesin içine işlemiş, Çeşme ve Bodrum’da taksicilerin bile diline düşmüş durum...
Diyorlar ki “Abi Yunanistan’a gitsenize hem daha güzel hem daha ucuza yersiniz.”
Hafta sonu üç-beş dostum aradı.
Bazıları işletmeci, bazıları yurt dışına da bilen esnaf...
Onlar da “Yunanistan’a gidip paylaşım yapanlar, oranın en ucuz yerlerine gidiyor. Sonra buranın en pahalı yerleriyle kıyaslıyor” diyorlar.
Bakın doğru!
Sen şimdi Yunanistan’ın kırık sandalyeli, muşambalı, sıkışık masalı bir yerine yani ‘Yorgo Amca’nın’ mekânına gidersen ve orada gelen hesabı İstanbul, Bodrum ve Çeşme’deki lüks yerlerle kıyaslarsan ucuz dersin.
Ben Yunanistan’da 50 bin euro’ya içki gördüm yahu. İnanın bu fiyata içki Türkiye’de yoktur...
Burada şunu da tartışabiliriz:
Oradaki o salaş yer bile buradaki salaş yerden daha ucuz diyebilirsiniz. Ona da tamam.
Ama sık sık buradaki esnafın fiyatlarını eleştiren ben bile diyorum ki ‘sapla samanı karıştırmamak lazım.’

Haberin Devamı

Nedir sapla saman

Evet sahiller bu yıl çok pahalı... Evet bazı işletmeciler işin suyunu çıkardı...
Ama sen başka ülkenin ‘c’ sınıfı bir restoranıyla Türkiye’nin en klas yerini kıyaslayamazsın.
Yapmamalısın. Aynı sınıf yerleri kıyaslayalım yine Yunanistan ucuz çıksın buna asla itirazım yok mesela...
Ama bugüne kadar gördüğüm tüm paylaşımlar oraların gerçekten düşük sınıf yerlerinden yapılmıştı.
O yüzden işletmecilere kızmakla beraber bu konuda hak veriyorum onlara ben...
Ama şunu da not düşmek istiyorum:
Arkadaşlar pahalısınız... Evet şundan bundan dolayı olabilir sizleri de dinlemek gerekir, ama pahalısınız.
Bu konuyu bir an önce, vatandaş kendi esnafına küsmeden bir çözüme kavuşturmak gerekiyor.

Bir garip iş

Bir dizinin galasında başrol oyuncaları Tuba Büyüküstün ile Seda Bakan’ın diyaloğu dizinin bir değil, üç beş adım önüne geçti.
Bakan’ın, “Dizideki herkes birbirini az da olsa eskiden tanıyordu” sözlerine Tuba Büyükstün, “Yoo ben seni tanımıyordum” diye cevap verdi.
Sonra da “Sen artık sus Seda” filan dedi.
Hahahaha...
Ya bana kimse anlatmasın ve kusura bakmasın ama bunun adı egodur. Ve çok zararlıdır bu ego denen şey.
Sonrasında Seda, Tuba ile bazı sosyal medya paylaşımları yaptı yapmasına ama bence hepsi yapım şirketinin ‘aman suyu bulandırmayın’ uyarısıyla yapıldı.
Nereden bakarsanız ilginç, nereden bakarsanız can sıkıcı ama yapacak bir şey yok.
Belli ki Türkiye’den uzakta olmak yaramamış Tuba’ya...
Ayıp çünkü.
Bir meslektaşını, hele ki bir hemcinsini böyle bozmak olur mu hiç?
Hem de kameralar önünde...
Olmadı, yakışmadı...

Haberin Devamı

Dostlar alışverişte görsün!

Bir ana haber bülteninde seyrettim... Şişli’de belediye ekipleri denetim yapmış ve kaldırıma park eden araçlara ceza yazmış.
Haber artısıyla eksisiyle aynen böyle. Görüntüler ise korkunç!
Adam kaldırımın kıyısına park etmeyi bırakın üzerine tamamen çıkmış ve bırakıp gitmiş arabasını. Oradan pusetli bir anne geçemez! Bir engelli vatandaşımız geçemez!
Yaşlı bir amcamız teyzemiz yürüteciyle geçemez...
Peki gelelim yaptırıma!
Ne kadar ceza yazmışlar kaldırıma park edenlere dersiniz?
800 küsur Türk lirası...
Yahu o adama, o yüzsüze o para koyar mı?
Koymaz ki. Öder bir daha yapar...
Bu yapılan haberi tamamen ‘dostlar alışverişte görsün’ olarak adlandırdım ben.
Haberciler oradayken denetim yapıldı, ufak cezalar yazıldı sonra ‘haydi görüşürüz’ denildi.
E madem öyle yapsanıza her gün denetim?
Çıksanıza her gün sokaklara.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları