Paylaş
‘Onu ver, bunu ver, şunu da ver’ diyen evli Reşit ile sevgilisi Melis kötü paylaşımlar yapmaya başladı TikTok’tan.
Ettikleri hakaretler mide bulandırıyor artık.
Biri diğerinin erkekliğine, öbürü kadınlığına laf ediyor.
Diyorum ki ‘TikTok’ bunları ‘banla’sa, bunlar aç kalsa, rezaletlerini sergileyecek mecra bulamasa, ne şahane olur.
Haydi be ‘TikTok’ göster kaliteni de gönder şunları.
Bırak onlardan gelecek kullanıcı gelmesin sana.
Çünkü bunlar kötü örnek çoluğa çocuğa...
Bırak da bunlar ‘onlyfans’ hesabı falan açsınlar orada yapsınlar şovlarını...
Sahi ödemeyen kaldı mı?
Deprem bölgesine yardım için tüm Türkiye’nin birlik olduğu gecede milyarlarca lira toplanmıştı. Sonra ortaya çıktı ki bazı kişiler söz verdikleri ödemeleri yapmamışlar.
Yani bağışlarını yatırmamışlar.
Nusret’in dekontunu görünce geldi aklıma.
O söz verdiği gibi 25 milyon lirayı AFAD’a göndermiş ve dekontu paylaşmış.
E insanı dekont paylaşacak hale getirdiler çünkü.
Televizyona bağlanıp ‘şu kadar bağış yapıyorum’ diye hava atıp sonra da ödeme yapmayanlar bir bir ifşa edilsin bence.
İfşa sevmeyiz ama ifşanın böylesi çok hoşumuza gider.
Belki rezil olurlarsa insanların kırmızı çizgileriyle oynanmaması gerektiğini de anlarlar...
Takibe takip zorunlu değil!
Takip ettikleriniz illa sizi de takip etmek zorunda değil.
Neden takip isteği gönderip günde 8 kere geri çekiyorsunuz?
Neden ‘seri like’ atıyorsunuz 5 yıl önceki fotoğraflardan başlayıp üstelik?
Neden ‘merhaba’ diye otomatiğe bağlayıp yazıyorsunuz.
Merak ettiklerinizi, paylaşımlarını beğendiklerinizi takip edin, seyredin, keyif alın... Neden zorluyorsunuz sizi takip etsin diye?
Bu görgü kuralıdır.
Yapmayın!
Haydi tekrarlayın şimdi:
Benim takip ettiğim beni takip etmek zorunda değil.
Tek tek dinledi, ilgilendi!
Depremzedelere yardım yapıp sonra kabuğuna çekilene de saygım var benim. Yardım yapıp takip edene, bölgeden elini ayağını çekmeyene daha büyük saygım var. Bakın Acun Ilıcalı mesela. Deprem bölgesindeki çocuklarla birlikte ‘Kral Şakir’ filmini seyretti Acun Ilıcalı. Yanında Kral Şakir’in yaratıcısı Varol Yaşaroğlu da vardı.
Belli bir noktadan sonra yapılması gerekenlerin başında deprem bölgesindekileri mutlu etmek geliyor. Acun Ilıcalı da şu anda bunu yapmaya çalışıyor.
Ben başkalarından da duydum, fotoğraflarla, videolarda da gördüm. Her çocukla tek tek ilgilendi Ilıcalı...
Numaralarını aldı ve hepsine elinden geldiğince ‘dokundu.’
Ne istiyorlarsa dinleyip, söz verdi!
Büyük hareket...
Bu arada, bölge için planlanan büyük bir projesi daha varmış Ilıcalı’nın...
Ama biraz daha detaylandırılsın, projede sona yaklaşılsın onu da sizlere buradan yazarım.
Canım Fethiye caddeleri
Fethiye’den öyle çok fotoğraf öyle çok mail gelmiş ki...
Bir süre farkına varamadım ne olduğunun.
Sonra dedim ki taraflara bir sor...
Çünkü yaz geliyor...
Çünkü Fethiye, turizm denince akla gelen ilk yerlerden...
Ve maalesef bir skandal yaşanıyor hatta yaşanacak yaz aylarında...
Fethiye’nin tüm caddelerinin asfaltlarını yapan bir firma var.
Bu firma 2021 yılında ihaleyi almış ve iş yapmaya başlamış.
İddialarına göre zarar da etseler, şartname de olmayan ek işlere tamam da deseler işin yüzde 50’sini bitirmişler.
Fakat firma 6 Şubat’taki deprem felaketinden ciddi şekilde etkilenmiş, çalışanlarını kaybetmiş, şantiyeleri zarar görmüş.
Ve Fethiye Belediyesi’nden bu gerekçeyle ek süre istenmiş. İşin garip tarafı burada başlıyor.
Belediye depremzede firmanın sözleşmesini tek taraflı feshetmiş.
Oysa depremden sonra çıkan kararnameye aykırı bir hareket bu.
Ve 10 milyon liraya tüm asfaltlama bitirilecekken 50 milyon liraya yeni bir ihaleye çıkılmış.
Aradaki farka bakın.
Ve şöyle bir düşünün, kim kazanacak bu parayı?
Yazık...
Bu yaz Fethiye caddelerinin yarısı asfaltlı yarısı asfaltsız olacak.
Çünkü yeni ihalenin sonuçlanması bile en az 6 ay sürecek.
Oraya gelen turist de tatile giden bizler de şu cümleleri kuracağız...
Ne bu rezalet, bütün kış neden bitirmediniz, biz nerede yürüyeceğiz...
Paylaş