Paylaş
Geçen gün bir röportajını okudum.
Arabesk müzikle ilgili söyledikleri dikkatimi çekti. Şunları söylüyor:
* “Sosyete arabesk dinliyorsa
bu yozlaşmanın işaretidir.”
* “Fazla ‘laylaylom’dan dolayı pusulasını kaybetmiş insanlardır bunlar.”
* “İtirazım Var’ı dinleyen sosyete insanını hoş karşılamam. Çünkü onların iyi kötü eğitimi de vardır, kafasını çalıştırmasını gerektiren.”
* “Konforlu yaşam içinde arabesk dinleniyorsa bu psikolojik bir sarmaldır.”
Hatta mekân da belirtmiş Ahmet Bey, “Yalılarda, plajlarda arabesk dinlenmez” demiş.
Çok ‘tepeden’ sözler bunlar.
Eski zamanlarda bilinçsiz bir ‘arabesk’ dinleyici kitlesi vardı. İnanın değişti...
7/24 dinlemekten bahsetmiyorum ama arabesk müziği herkes dinler.
Eğitimlisi eğitimsizi, zengini fakiri falan olmaz ki bu işin.
Bazen çok keyifliyken bile açarsın bir arabesk, eskilere doğru gidip gelirsin.
İlla ağla, üzül, dertlen demiyorum.
Eskileri yâd etmekten bahsediyorum. Evet playlist’ini tamamen arabesk müziklerden oluşturmazsın ama ara sıra plajda da bir Müslüm Baba dinlemek isteyebilirsin.
Yani Ahmet Bey, günümüzde çaktırmasalar da asıl arabesk dinleyicisi ‘sosyete’ denilen kitle.
Bunu asla kanıtlayamasam da yemin edebilirim.
Biz arabeski yaşam biçimi haline getirmeyelim, fakat arabesk
müziğe de savaş açmayalım.
Had bilmek çok önemli
Merve Boluğur, Cahide sahnesine çıkmasını eleştirenlere cevap vermiş. “Boş kafalılara ilk ve son kez cevap veriyorum” diye başlamış cümlelerine...
* “Özgür kafalı, hayallerimin peşinden koşan bir kadın oldum.”
* “El âlem ne der diye yaşamadım.”
* “Yapmak istediklerimi yaptım.”
* “Bir kere geldim bu hayata, o yüzden kendi yolumda yaşayacağım” demiş.
Ben de tıpkı Merve’nin mesajında yazdığı gibi ‘son kez’ yazıyorum kendisine...
Merve;
* Kimse sana kendi yolunda yaşama demiyor.
* El âlem ne der diye düşün de ona göre hareket et de demiyor.
Bizler sadece ufak bir istekte bulunuyoruz senin gibilerden; bizlerin konfor alanına müdahale etme diyoruz. Bu kadar. Başka bir şey değil.
Had bilmek çok önemlidir mesela. İşte azıcık da olsa ‘had bil’ diyor insanlar sana.
Ayrıca “Özgür kafalıyım, hayallerimin peşinden giderim” cümlesi, altını doldurmazsan çok boş bir cümledir bana göre.
* Çık...
* Saçmala...
* Abart...
* Olur olmadık hareketler yap...
* Sonra “Özgürüm ben, karışmayın bana” de. Yok ya?
Bir adım geri atmayacağım düşüncemden.
Merve Boluğur’un şarkı söylemesi ne kadar skandalsa, Yıldız Tilbe’nin sahnesine çıkıp şarkı söylemeye cüret etmesi 10 kat skandaldır.
O su vardı ya hani...
Geçen sene çok konuşulan su fiyatı vardı ya hani. 0.33’lük olanı 40 liraydı...
O su bu sene rekora koşmuş.
Bodrum’da 0.75’lik suyun fiyatı 138 lira olmuş.
Normalde market fiyatının
7 lira, hadi bilemediniz 8 lira olması gerekiyor o suyun.
E işletmeler bu suyu 138 liraya satınca market fiyatının üzerine çarpı 20 eklemiş oluyorlar.
Ve işin garibi ne biliyor musunuz?
Bu rakamlar geçen seneki şaşkınlığı yaratmıyor üzerimizde.
Kabullendik sanki.
“Tamam, ne olursa olsun” dedik...
Yüksek fiyatlı yerlere gidip, hesabı da ödeyip sonrasında isyan edenlere hep karşı gelmişimdir.
Çünkü isyan ediyorsan;
* Gitme...
* Yeme...
* İçme...
Fakat işin içine su girince benim ayarlarım bozuluyor.
O kadar hesap ödediğin yerde niye suyu ikram etmiyorlar diyorum. Hadi etmediler diyelim, neden 0.75’lik bir suya 138 lira yazıyorlar diyorum.
O yaz sıcağında 7 şişe su içseniz (ki bu iki-üç kişi için çok normal) 1000 lira sırf suya ödüyorsunuz.
Biz ne hale gelmişiz...
Lahmacun dernekleri harekete geçsin
Deniz mahsullü lahmacun varmış.
Fiyatı da 395 liraymış.
Ey ahali;
* Lahmacunun deniz mahsullüsü olmaz.
* Üzerinde karides, ahtapot olan lahmacun yenmez.
* Lahmacun denen efsane lezzetimiz, üzerinde ‘yorumlama’ kabul etmez.
* Normalde 40 liraya satılacak olan lahmacun, deniz mahsulleriyle süslenerek 395 liraya satılmaz.
Paylaş