Paylaş
Geçtiğimiz gün sahnesinde “Büyüyünce Ajda Pekkan olacağım” dedi ve suratını garip şekillere sokarak Pekkan’ın taklidini yaptı.
Demek ki pusuya yatmış Karaca.
“Zamanı gelince intikamımı alırım” demiş ve kendince böyle bir yola başvurmuş.
Fakat geçmedi kimseye.
Aksine, görenler tepki gösterdi haklı olarak. Taklit iyidir güldürür, keyifli, vakit geçirtir izleyenlere.
Ama intikam amaçlı yapılan taklit çok sakil durur. Işın Hanım’da da aynen öyle durmuş.
Ajda Pekkan kıskançlık yapılıp, ezmeye çalışılacak biri değil.
Eğer böyle bir şey yapacaksanız elinizde çok sağlam doneler olması lazım.
Genellemeyelim lütfen
Jennifer Lopez ile Ben Affleck’in boşanma iddiaları, “ex’ten next olmaz”cıları ayağa kaldırdı.
“Ben size demedim mi olmaz” diyenler bayrak açmış durumda...
İyi de neden ex’ten next’cilerin kalesiymiş muamelesi yapılıyor Lopez ve Affleck çiftine?
Onlar olmadı diye kestirip atmak mı lazım?
Hayır tabi ki...
Aman örnek almayın.
Kötüden örnek olmaz, unutmayın.
Vardır bir problem.
Gördüm paylaşılan videoları, fotoğrafları, belli ki zor adam Affleck...
Ters biri.
Ben severim öyle erkekleri.
Hiç değilse bir duruşu var.
E Lopez de öyle kendini ezdirecek biri olmadığı için çarpışmışlar.
Böyle durumlarda bir tarafın alttan alması, kendini düzeltmeye çalışması gerekiyor.
Bir taraf bunu yaparsa mis gibi yürüyor, gidiyor iş ama iki taraf da hatayı reddedince böyle kopuveriyor işte.
Ah be Ben, ah be Lopez, yaktınız eskilerine dönmek isteyenlerin hayallerini...
Oğlu bitirdi işi
İşin gerçeğini öğrenince bambaşka bir pencere açıldı bende.
Daha önce yaşananlarda haklıyı, haksızı tartışırız ama bu son olayda Deniz Uğur, Reha Muhtar ve oğluna resmen çile çektiriyor.
Ne biçim işler dönmüş...
Mesela oğlunun yaptığı paylaşım, Deniz Uğur’a büyük ders olmuştur diye düşünüyorum.
“Ben hiçbir yere gitmek istemiyorum, babamla kalmak istiyorum” diyor çocuk. Hiç beklemiyordu bence böyle bir açıklamayı Deniz Uğur.
Can sıkıcı şekilde aldı dersini.
Ne kadar ayıp başka bir anneyi, onun kızını çocuk kaçırmakla suçlamak...
Şimdi bu suçlamalarıyla mı kalacak? “Çamur at izi kalsın”cılık mı kazanacak?
Soyuluyoruz
Çok değerli bir bilgi verdi Vahap Munyar geçtiğimiz gün. Aslında hepimizin bildiği ama yüksek sesle dillendirmediği bir konuyu yazdı.
Suvla Şarapları’nın kurucusu bir restoranda kendi şarabını sipariş ediyor ve hesaba bakınca 3 bin 300 liralık bir fiyat görüyor.
Adam ertesi gün o şarabı restorana ne kadara sattıklarını sorgulatıp öğreniyor:
260 lira!
Yani artık olacak şey değil...
Kaç katı eklemiş restoran üzerine?
Yaklaşık 13 katı.
Peki sorarım dünyanın neresinde var böyle bir şey...
Hangi ülkede bir ürün, alış fiyatının 10 katıyla çarpılıyor...
Ne kadar parası olursan olsun, marketten 500 liraya alacağı şaraba restoranda 5 bin lira vermek istemez.
Artık kazıklanmak da değil bu, bu bambaşka bir boyut.
Bu inanılmaz bir rahatlık.
Ne düşünüyor bazı mekân sahipleri çok merak ediyorum.
“Çarp 10’la, içen içsin içmeyen gelmesin” mi diyorlar acaba?
Vallahi eğer böyle düşünüyorlarsa gemi su almaya çoktan başladı, bilgileri olsun.
Az kaldı, batacak.
Böyle devam ederse yakında kalan müşterileri de vazgeçecek onlardan.
Kimse aptal yerine konulmak istemez çünkü.
Paylaş