Paylaş
Bakıyorum Spotify aylık dinlenme oranına, 4-5 binlerde. Hadi olsun 10-15 bin...
Ama bir bakıyorum şarkısı YouTube’da milyonları devirmiş.
Sonra müzik listelerine girip geziniyorum.
İsmini hiç duymadıklarım, bazı listelerin içinde.
Şarkılarının dinlenme oranları da yükselmiş dünden bugüne.
Mesela bazı şarkıcılarımız Beyonce’yi falan geride bırakmış YouTube’da.
Beyonce’den üç-beş kat daha fazla izlenmişler.
Bu işte bir gariplik yok mu?
O dinlenme oranına sahip biri dünya starı olmalı.
E var mı dünya starımız, Yok.
Ama “300-500 milyonum var YouTube’da” diye hava atanımız çok.
“Listeleri altüst ettim” diye omuz kabartıyorlar.
Hande Yener çok doğru bir tespit yaptı.
“Manipülasyonlarla dinleyicide star algısı yarattınız” diye isyan etti. Haklı.
Ha istemez miyim ben Beyonce’yi gerçekten geçen, Rihanna’nın özendiği, Jennifer Lopez’in gıpta ettiği starlarımız olsun?
Tabii ki isterim.
Ama şu an haberleri olsa, hayranlıkla değil alay eden gözlerle bakmaktan başka bir şey yapmazlar inanın.
O yüzden siz de artık kendinizi ve halkı kandırmaktan vazgeçin.
Ağlarken kızdım da
Cumhuriyet’in 100’üncü yılında, dünyanın en prestijli yarışmalarından birinde, rekor kırdı Şahika Ercümen.
100 metreye 3 dakika 4 saniyede dalarak dünya rekorunun sahibi oldu.
Bir açıklamasını okudum Şahika’nın.
“Çok zor imkanlarla yarışmaya katıldım, sponsorluk anlamında yeterli desteği bulamadık” demiş.
Lafı uzatmaya gerek var mı bu açıklamadan sonra?
Yok!
Şahika’nın o sudan çıkış anında hepimiz tuttuk değil mi nefesimizi?
Sonra kimimiz gözyaşı döktü, kimimiz sevinç çığlıkları attı.
Peki ama Şahika için, Cumhuriyet’in 100’üncü yılındaki bu deneme için sponsor olmak isteyenlerin sıraya girmesi lazım değil miydi?
Ben ağlarken onun başarısına, bir yandan da kızdım firmalara.
Bizde sponsorluklar popülariteyle eşdeğer maalesef.
Çok umursamıyorlar serbest dalışmışı falan...
Sonra ah vah edenler olmuştur tabii.
“Keşke sponsor olsaydık, bak herkes bizi konuşurdu” demişlerdir kesin.
Ama çok geç artık...
Umarım Şahika’nın bu başarısı, sudan çıktıktan sonraki o gururlu duruşu değiştirir bazı şeyleri.
Var bir hayalimiz be!
Her aşaması skandal
Herkes Disney Plus’ın iptal edilen “Atatürk” dizisini konuşuyor.
Aynı zamanda bir iletişim skandalına da tanıklık ediyoruz bu süreçte.
“Nasıl olmaz, nasıl yönetilmez”, onu görüyoruz.
Ayrıca dünya devi bir şirketin en önemli pazarlarından birini nasıl hiçe saydığını izliyoruz.
Sırf bu süreç bile başlı başına bir dizi senaryosu olur.
Ortada bir gerçek var ki ‘omurgasız’ davrandı Disney’in global ekibi.
Ve maalesef onların ‘hiçe saydığı ülkenin’ bazı oyuncuları bu duruma sessiz kaldılar.
Fikirleri çok önemli değil o ‘bazı’ isimlerin ama olsun yine de ses çıkarmalıydılar.
Neden sustuklarını çoğumuz tahmin ediyoruz.
◊ Aman yarın öbür gün bir iş gelir, kızdırmayalım...
◊ Dizimi, filmimi platforma dolar üzerinden satarım, ses çıkarmayayım...
Bu düşünceler var kafalarında çünkü.
Ve son aşamaya kadar bu yüzden bekliyorlar.
Ne zaman ki platform “Türkiye’den çekiliyoruz” açıklaması yapar, o zaman siz seyredin cümbüşü.
Hepsi nasıl başlayacaklar tepki göstermeye.
Ha bir inandırıcılığı kalacak mı?
Kalmayacak, o ayrı...
Paylaş