Öyle mi başkan?

Turizm Türkiye için çok önemli. Ama Bodrum’la Türkiye’nin bitişini eşitlemek pek mantıklı değil...

Koskoca ülkede sadece Bodrum mu var?

Öyle şahane yerlerimiz var ki...

Keşfedilmeyen ya da yeni keşfedilmiş...

Sen böyle bir söylemle vatandaşı korkutacağına denetim yapıp şehrindeki fiyatlanları kontrol etmen lazım...

İnsanlar ne yapsın?

Gelsin Bodrum’a bir lahmacuna 900 lira mı versin?

Bir evin aylık kirasına 1 milyon lira mı ödesin?

Neden hiç hatalarımızı görüp, eksiklerimizi, yanlışlarımız düzeltmek için uğraşmıyoruz da tehdit yoluna gidiyoruz anlamıyorum.

Umarım başkan farkına varır bu sözlerinin büyük bir tartışma konusu olduğunun... “Bodrum batarsa Türkiye batarmış.”

Aynen aynen...

Biz anlarız!

Tuba Büyüküstün ile Seda Bakan’ın dizi galasındaki polemiğini hatırlarsınız.

Tuba açık açık bozmuştu Seda’yı. Aynı dizide oynayan Füsun Demirel de bu polemiğe dahil olup “Ucuz polemiklere, sahte dünyalarınıza malzeme olamayacak kadar        gerçek bu.

Canım Tuba, Seda, Boncuk karakterleri gibi sarmalanmış bir yumaktır. Gerisi boştur.”

Füsun Hanım yaşınız benden büyük, tecrübelisiniz ama yapmayın yahu!

Kim yazdırdıysa size bunları çok gereksiz olmamış mı?

Biz de gördüğümüzü anlayacak, insanları tanıyacak zekâya sahibiz şükür. O yüzden izlediğimiz görüntülerde bir tarafın diğer tarafı ‘ezmesi’ vardı bence.

Egosuyla bastırması, görüşlerine katılmamasını en üst perdeden belli edişi vardı...

Bu çok netti Füsun Hanım. Siz bana inanın...

Gerisi lafügüzaftır.

Ortam felaket

◊ Sırf birkaç canlı müziğe gitmek için, gittikleri yerde hesap ödememek için, sırf iki üç story atabilmek için kendilerini yaşça büyük insanların yanına yamayanlar görüyorum.

◊ Yaşadıkları sorunları çözmek yerine işin kolayına kaçıp antidepresanlara sarılanları tanıyorum.

◊ Gittikleri doktorun parasına kadar başkasına ödetenleri biliyorum.

◊ Gündüz sevgilisine, kocasına canım deyip sarılıp akşam aldatanları duyuyorum.

◊ Tatilini bedavaya getirmek için milletin ağız kokusunu çekenlerle maalesef tanışıyorum.

Devir hastalıkta bak, sıkıntıda yanında ol ama ilk kapıya konulan sen ol devri...

Devir kötü...

Bence zincirleme bir reaksiyon yaşanıyor, insanlık, karakterler vesaire domino taşı gibi devriliyor.

Sonumuz hayrolsun ortam çok fena...

İki can sıkan olay

◊ Bu hafta en çok canımı sıkan hayvanlarla ilgili yasa ve o komisyonda geçen diyaloglar oldu...

Bundan sonra ne olacak acaba. Ama bence yoğun tepkiler değişime de neden oldu.

Çünkü hayvanların sokaklardan çekilip, bakımlarının yapılıp sahiplendirilmesi için çalışılacak bundan sonra.

Eğer böyle olursa nefis...
Burada şuna dikkat etmemiz gerekiyor:

Onları sokaklardan alacak kişiler, onları yaşam alanlarına yerleştirecek kişiler iyi seçilmeli?

Vicdanlı, hayvanı seven olmalı.

Çünkü kraldan çok kralcılık yapmaya kalkanlar, hayvanlara işkence etmeye çalışanlar olacaktır.

Bu insanları ayıklarsak, onları hayvanların yanına yaklaştırmazsak ve hayvanlara son derece kaliteli yaşam alanları yapmayı başarırsak tepkiler bir anda alkışa bile dönüşebilir.

◊ Bir başka can sıkıcı ve unutamadığım olay da, Yunan şarkıcı Despina Vandi’nin Çeşme’de, Türk Eğitim Vakfı adına düzenlenen bir gecede sahneye çıkmaktan son anda vazgeçmesi oldu.

Düşünün parası ödenmiş, Yunanistan’dan buraya gelmiş...

Ama hanımefendi sahneye çıkmamış. Nedeni ise arkasında yani sahnede duran Türk bayrağı ve Atatürk posteri... “Atatürk posterini indirmezseniz çıkmam” demiş.

E doğal olarak kimse indirmedi posteri, o da çıkmadı sahneye.

Bu mesele artık bizler için ‘di’li geçmiş zamanda kaldı. Çünkü bu ülkede yaşayan herkese çok büyük ayıp etti!

Uzun cuma

İstanbul Modern’de ‘Uzun Cuma’ adında geceler düzenleniyor.

Mastercard sponsorluğundaki gecelerde müze iki saat geç kapanıyor ve müzenin atmosferine yakışacak konserler yapılıyor.

Mesela bu cuma akşamı Lara Di Lara sahneye çıkacak İstanbul Modern’de...

Konser öncesi de ‘blues dans atölyesi’ yapılacak.

Çok iyi iş değil mi?

O atmosferde bunları yaşamak paha biçilemez değil mi?

Bence bir ‘Uzun Cuma’ gecesine katılın.

Ben bu cuma orada olacağım.