Ne şiş yansın ne kebapçılardan bu ‘Dede’

Kanada’da yaşayan müzisyen Mercan Dede ile Cüneyt Özdemir atışmasını gördüm...

Haberin Devamı

Bir süre anlamlandırmaya çalıştım ne oluyor diye.
Olmadı... Mercan Dede’nin garip çıkışını asla anlayamadım.
Çünkü Mercan Dede oturduğu yerden yani taa Kanada’dan gazetecilere gazetecilik dersi veriyor.
‘Şunu eleştirsene’ diyor.
‘Bunu sorsana’ diyor.
‘Eleştirirken aman ha öncesinde şunu şunu deme’ falan diyor.
Ha bu arada bir tarafa yaranmak için iktidarı eleştiriyor ama bir bakmışsınız cebini doldurmak için Kültür Bakanlığıyla ve iktidarın belediyeleriyle iş de yapıyor.
Bu ne yaman çelişki...
Böyle ‘ne şiş yansın ne kebapçılar’ yüzünden biz de sinirlerimizi bozuyoruz.
Müzisyenlik konusunda laf söylemek haddimize  değil Mercan Dede’ye ama diğer birçok konuda laf söylememiz şart kendisine.
Mesela bir ‘duruşu’
olmalı insanın...
Öyle bir gün sağa bir gün sola savrulmamalı...
Bir de herkes kendi işini yapsın anlayışını kafasına sokmalı...

Haberin Devamı

Kaldı mı böyle aşk

İtalyan iş insanı ve Juventus eski başkanı Andrea Agnelli bir Türk kızına kaptırmış gönlünü.
Ama nasıl kaptırmak... Deniz Akalın için gemileri resmen yakmış.
Mini dizilere konu olacak bir hikâye çıkmış ortaya.
Yakın arkadaşının eşi Deniz Hanım’a âşık olan Agnelli, annesinden ilişki onayı alamayınca, resti çekip 19 milyar dolarlık servetini silmiş. ‘Hayatıma yeniden başlıyorum’ demiş.
Ah be abi!..
Bir aşkın bedeli 19 milyar dolar olabilir mi hiç?
Biraz gerçekçi olalım lütfen.
Eskide kaldı o parasız saadet olur hikâyeleri.
Günümüzde kim böyle bir parayı silip hayatımı sevgilime adıyorum der ki...
Diyen de kaybediyor genellikle.
Üzerinde büyü falan yoksa ve gerçekten de böylesine bir serveti umursamıyorsan sen modern dönemin Ferhat’ı, Mecnun’u, Kerem’i falansın çok net.
Ben şahsen hiç düşünmeden 19 milyar doları seçerdim.
Üzgünüm.

Perdeyi kapattı Mehmet Amca

Uzun zamandır olmamıştı böylesi.
7’den 77’ye dedikleri de aynen bu olsa gerek.
“Antidepresan” şarkısını son olarak emekli müzik öğretmeni Mehmet Esender söylemiş.
Bir yandan gitar çalan bir yandan da ‘gitme burdannnn’ diye şarkıyı söyleyen Mehmet Amca bence son noktayı koyup, perdeyi kapatmış...
Merve Boluğur ve Esra Dermancıoğlu gibi isimlerin fecaat bir şekilde şarkıyı söylemesinin ardından bu enerji, o yaşta bu neşe, bu pozitiflik iyi geldi bize.

Haberin Devamı

Evet devir kebapçıların

Milliyet’ten sevgili Ersin Süzer yazmış...
“Kebapçılara gün doğdu, devir onların devri” demiş.
Hatta defalarca dünyanın en iyi restoranı seçilen ‘Noma’nın önümüzdeki sene kapılarını kapatacak olmasını insanların artık yöresel mutfaklara ilgi göstermesi olarak yorumlamış.
Burada bir bilgi vereyim, ‘Noma’ kısa süreli kapanacak.
Temelli bir kepenk indirme durumu yok yani.
Ülkemiz ise işler değişiyor.
Son 2-3 yıldır devir kebapçıların devri evet.
Sen bir İtalyan restoranına ya da şık bir Asya restoranına sürekli gidemezsin ama ‘anam babam’ usulü Türk mutfağına her gün gider oturursun.
Kebapçılarla ilgili, ‘kendilerini çok geliştirdiler’ söylemlerine katılıyorum.
Artık müziğe de, lezzete de, görselliğe de doyacağınız mekanlar var etrafta. Sık sık gittiğim Nişantaşı Cabbar öyle.
İsteyene evinin keyfini veriyor isteyene lüksü yaşatıyor...
Ne istediğinizle alakalı tamamen.
Nişantaşı Develi de öyle...
Geç köşene yoldan geçenleri seyrederken yemeğini ye...
Ataşehir’e giderseniz eğer Sahan var mesela.
Yılların mekânı.
Antep lezzetleri deyince ilk sıralardalar. Onlar da yemekle beraber bir sürü deneyim sunuyor size.
Ve bu mekanların hepsi her gün dolu.
Yani o yüzden evet devir kebapçıların ama işini iyi yapan kebapçıların devri.

Haberin Devamı

Kral dairesinde 6’ncı yıl

Fairmont Quasar İstanbul geçen hafta 6’ncı yılını kutladı.
Otelin kral dairesindeki kutlamaya gittim. Dairedeki kutlamanın ev sahibi otelin genel müdürü Nicolas Kipper’di. DJ setinin başındaysa Canan Soylu vardı.
Aslında davette dergi yayın yönetmenleri ağırlıktaydı o yüzden onca dergicinin arasında kendimi biraz yabancı hissetmedim değil.
Neyse ki Saba Tümer oradaydı da biraz gülüp ortama ısınma fırsatım oldu. Böyle kutlamalar için özel salonlar tutmaya, devasa alanları kapatmaya hiç gerek yokmuş.
Öyle samimi bir ortam yaratmış ki Kipper ve ekibi, katılanların yüzünden belliydi keyifleri...

Yazarın Tüm Yazıları