Paylaş
◊ Bir insanın karısının soyadını alması neden asillik olsun?
◊ Böyle mi olunuyor asil?
◊ Biz saygıyı, sevgiyi, asaleti, sadakati böyle işlere mi bağlıyoruz?
Ben Edis’e katılmıyorum ama birçok kişinin de ‘erkeğin soyadı alınıyorsa kadının da alınabilir’ diye düşündüğünü biliyorum.
Fakat alınmaz.
Her şeyde rolleri değişmeye gerek yok.
Kimse kimsenin soyadını almasın, herkes yoluna kendi soyadıyla devam etsin derseniz ‘tamam’.
Ama erkeğin soyadını almak ‘out’ kadının soyadını almak ‘in’ derseniz ‘tamam değil’.
100 milyonluk yüzük Şimdi Bülent Ersoy düşünsün
Jennifer Lopez ile Ben Affleck’in 20 yıl sonra tekrar birlikte olmaya başlaması bize şunları öğretti...
* Asla ‘asla’ demeyeceksin...
* Ex’ten next olmaz lafını her zaman kullanmayacaksın...
* ‘Araya mesafe ve zaman girerse bir daha geri dönüşü olmaz’ düşüncesini aklından çıkartacaksın...
* ‘Eski sevgiliyle bırak yeniden ilişkiye başlamayı kahve bile içilmez’ diye söylenmeyeceksin...
Oluyormuş işte.
Onlar sanki birbirlerinin ilk aşkıymış, birbirlerini yeni tanıyormuş gibi yaşıyorlar yeni hayatlarını.
Evlenme teklifi alan Lopez, yüzük göstermelere bile başladı.
Ama ne yüzük...
Bizim bugüne kadar gördüklerimiz hikayeymiş.
Bülent Ersoy’un, Selin Ciğerci’nin o büyük yüzükleri falan hava civaymış.
Mücevher uzmanları Lopez’in yüzüğünün 100 milyon TL, belki daha fazla olduğu görüşünde hem fikir.
Fakat bu yüzük kafada deli sorulara yol açıyor.
* İlişkilerine ikinci şansı verdikleri için mi böylesine değerli bir yüzük alındı?
* Ayrı geçen 20 yılın acısını ancak böylesine ihtişamlı bir taş mı kapatabilirdi?
* Bu Ben Affleck’in Jennifer’sız geçen günlerinin bedeli miydi?
Ya da...
* Bu neyin bedeliydi?
Neyse ben onu bunu bilmem aldın mı böyle yüzük alacaksın.
Şimdi Bülent Ersoy düşünsün...
E gelmez mi bir Kemal Sunal filmi
Google Türkiye ülkemizde yapılan ‘sinema oyuncusu aramalarının’ ilk sırasında Kemal Sunal’ın olduğunu açıkladı.
Bu demek oluyor ki Kemal Sunal halen merak ediliyor. Genç kuşak onun filmlerini seyrediyor, hayatını araştırıyor.
Son zamanlarda ‘onun hayatı film oluyor’, ‘bunun belgeseli yapılıyor’ haberlerini okuyoruz. Buyurun size hayatı film olacak dört dörtlük bir insan...
Yarın Kemal Sunal’ın hayatı film oluyor diye bir haber çıksa kimse ‘ama’lı ‘fakat’lı cümleler kuramaz.
Tuba’nın şifreleri
Mesaj vermeyi seven, o mesajlarını da zor yoldan veren biri Tuba Büyüküstün. O yüzden şifrelerini çözmek gerekiyor. Çözmek için de onu tanımak gerekiyor.
Son paylaşımı eski sevgilisi Umut Evirgen’e gönderme olarak yorumlandı.
O paylaşım, “Nasıl özlemişim oranda buranda olmayı. Her sokağında sağa sola bakınarak hiçbir şey yapmak zorunda olmadan” cümleleriyle başlıyor.
Devamı, “hafif yağmurlu soğuğunda, sokaklarında adım attıkça” gibi süslü cümlelerle dolu.
‘Nasıl özlemişim oranda buranda uyumayı’ satırlarından sonrasını okumazsanız ‘tamam bu eski sevgiliye mesaj’ diye gezersiniz ortalıkta.
İşler devamını okuyunca, hatta sindire sindire okuyunca değişiyor. Bu satırlar bir şehre yazılmış sözcüklerden öte bir şey değildir.
Yani bir şehre âşık olmak, onunla ilgili methiyeler düzmek çok normaldir.
Ben bu paylaşımdan, bu yazılan sözlerden Umut’a bir gönderme hissetmedim aksine ben bu paylaşımdan Tuba Büyüküstün’ün Paris aşkının fiziki aşklarından daha ötede olduğunu hissettim.
Neredeler acaba?
◊ Şimdilerde elimizi sallasak yarışmaya çarpıyor. Hal böyle olunca her ay bir ‘birinci’ çıkıyor. O birincilerin bazıları oyunculuk, bazıları şarkıcılık, bazıları ise modellik yapmaya çalışıyor.
Tüm bunların arasında aklıma 2008 Miss Turkey birincisi Leyla Lydia Tuğutlu geldi.
Bayılırım Leyla Lydia’nın oyunculuğuna da duruşuna da. Sahi nerede Leyla... Keşke izlesek tekrar onu.
◊ Evliliklerinde 14 yılı geride bırakmış Pınar Altuğ ile Yağmur Atacan. 14 yıl boyunca aralarındaki yaş farkıyla ilgili olmayacak eleştirilere maruz kaldılar, sosyal medyadan hakaretlere uğradılar.
Ama o troll tayfasına inat 14 yılı devirdiler. Şimdi merak ediyorum da nerede o ‘bu ilişkiden bir şey olmaz’ diyenler, ‘yaş farkına bak çok ayıp’ diye parmak sallayanlar. Keşke çıksalar da utanıyoruz deseler.
Kebap yolunu bulmuş
Bir kebapçı, Adana’da yaptığı kebabı uzaya gönderme denemesi yaptı. Her yerde haber oldu, herkes konuştu. Elon Musk’ın SpaceX’inin fırlattığı uzay araçları bile bu kadar konuşulmadı, böylesine takip edilip üzerine geyikler yapılmadı. Ama baştan sona anlamsız, saçma sapan bir denemeydi.
Sen uzaya Adana Kebabı yollarsan konuşulursun konuşulmasına ama eline ne geçer onu bilemem.
Müşterin falan artmaz o kesin...
Zaten kebap bile isyan edip 3 saatlik yolculuğunun ardından Hatay’a düşmüş.
Ee işte... Sen uzaya diye fırlatırsın kebabı, o döner dolaşır Hatay’a düşer.
Paylaş