Kim haklı kim haksız

Mahkemeden önce karar gruplarda verildi.

Şunlar konuşuldu...

∆ Buse haklı. “Ben bu yası daha ne kadar tutabilirim” dedi ve pes etti.

∆ Alişan haklı. Adam “bizler göz önünde insanlarız, ünlüyüz. Kızgınlığını, kırgınlığını belli etme. Milletin gözüne sokma” dedi.

∆ Buse haklı. “Benim de çocuklarım var, onlarla hiç ilgilenmiyorsun Alişan” dedi belki ve ipleri kopardı.

∆ İki tarafın da haklı yanları var. Ama biz zaten Alişan’ın kaybı sonrası bu iş biter demiştik.

Böyle konuştu Whatsapp jürileri...

Alişan kardeşini kaybettikten sonra bizim gördüğümüz kadarıyla çok zor günler geçirdi.

Muhtemelen bizim görmediğimiz kadarında daha da zor günler geçirdi, geçiriyor...

Ev hayatına bunun ne kadarını yansıttı, Buse ile ilişkisi ne yöne gitti bilinmez ama evlilik böyle bir şey değil mi?

Böyle durumlarda dik durma, sevdiğinin yanında olma becerisi değil miydi evlilik?

Yani bu açıdan bakarsak Alişan haklı.

Fakat Alişan içine düştüğü bu durumdan hiç çıkamayacak imajı çizdiyse, kaybının travmasını ömür boyu evine yansıtacakmış gibi davranıyorsa...

Bu noktada işler biraz karışabilir.

Yani eğer durum böyleyse Buse haklı.

Böyle ayrılıklar öyle karışıktır ki...

Haklısı da haksızı da birdir.

İki taraf da düşman olamaz birbirine.

“Canı sağ olsun” der geçer.

“Olması gerekiyormuş” deyip susar.

“Engel çıktı önümüze ama atlayamadık engelden” der kabullenir durumu.

Sanırım şu an tam da böyle bir durumda Alişan ile Buse Varol çifti.

Bu olay çok içime oturdu

Hep sosyal medya ahalisine kızacak değiliz, arada takdir de etmek gerekiyor.

Çok zeki, verilen ipucunu hemen anlayan, olayları saniyesinde analiz etme yeteneğine sahip bir sosyal medya kitlesi var.

Geçen hafta ‘gizli kalması’ gereken mekanda yaşanan o ihanet olayındaki isimleri hemen yakadılar mesela.

Verilen bir iki ipucundan eşini aldatan ismin Ali Atay olduğunu dakikalar içinde çözdüler.

Sonra da Twitter’da en çok konuşulanlar listesinin tepesine yerleştirdiler onu.

Hata yapan iki tip insan vardır.

1- Yaptığı hatayla büyük hayal kırıklığı yaşatanlar.

2- Hata yapmadığı zaman şaşkınlıkla karşılananlar.

İlk maddenin insanı Ali.

Çizdiği o düzgün imaj nedeniyle, o şahane aile babası duruşuyla üzdü sevenlerini.

Zaten olayın sonrasında bir panik havası sardı etrafı.

Olayı nasıl kapatırım telaşına kapıldı Ali tarafı.

Belki şimdi kısmen örttü de hatasının üzerini.

O gece, o kulüpte ne yaptıysa, hangi kadın ile yakınlaştıysa belli ki pişman.

Çok sert geldi 2022.

Olmaz denen ilişkiler başladı, bitmez denen evlilikler bitti. Ama bu hikayeden bir hüzün çıkmasın n’olur.

Bu hakikaten fazla olur.

Ertesi gün atılan ‘story’ler

Birçok kişi gittiği mekanı ya gece bittikten sonra ya da ertesi gün paylaşıyor.

Aslında buna mecbur bırakılanlar var aramızda.

Bakınız gidilen mekanın ertesi gün paylaşılmasının çok geçerli nedenleri var...

O nedenlerin başında ‘bazı rahatsız edici sorular’ geliyor...

∆ Neredesin?

∆ Kiminlesin?

∆ Aa oranın yemekleri çok güzeldir, beraber mi gitsek?

∆ Çıkışta bir şeyler yapalım (saat o sırada 23.45 falan).

∆ Dur bekle, geliyorum!

Ya da yanınıza bir garson yanaşıyor ve “Efendim bu size bilmem kimin ikramı... Afiyet olsun” deyip sıvışıyor.

Vallahi bunlar oldukça ‘ertesi gün story’cilerinin sonuna kadar arkasındayım.

Kalabalıkta efelik edenin tenhada özrü kabul olmaz

Adını hayatına giren kadınlarla duyurdu Gökhan Göz. Önce Gülşah Saraçoğlu sonra başka isimler...

Belki çok başarılı bir iş insanı, belki düzgün bir aile adamı, belki gerçekten parmakla gösterilecek biri.

Ama sorun şu ki, bilmiyoruz.

Şimdi de polislere davranışıyla gündem oldu.

Videoyu seyrettim.

Bir restoranda silahını gösterdiği iddiasıyla ihbar ediliyor Gökhan Göz.

O da olay yerine gelen polislere resmen zulmediyor.

Silahını sallıyor, bağırıyor, alay ediyor...

Bir de arkadaşına o anları videoya çektiriyor.

Elindeki silahı polise verirken yere atıp, polisin yerden almasını seyrediyor.

Olacak şey değil.

N’apsın oraya gelen gencecik polisler?

Gökhan Göz olaydan sonra sosyal medyasından bir açıklama yapıp “yanlış anlaşıldım” dedi.

Oldu mu? Olmadı!

Çünkü, ‘kalabalıkta efelik edenin tenhada özrü kabul olmaz.’

Sporun ‘Oscar’larına kadın damgası

Türkiye’nin en büyük, dünya spor tarihinin ise en uzun soluklu spor organizasyonlarının başında gelen ‘Spor Ödülleri’nin 68’incisi için geri sayım başladı.

Gillette & Milliyet Yılın Sporcusu Ödülleri’ne biz aslında ‘Sporun Oscarları’ diyoruz.

7 kategoride belirlenen 42 aday için oylama sürecinin bitmesine bir buçuk ay kaldı.

Bu seneki rekabetin en güzel tarafı 42 adayın 16’sının kadın sporculardan oluşması.

Mesela Tokyo Olimpiyatları’nda Türk boksunu zirveye taşıyan Busenaz’larımızın ikisi de aday...

Ödüller 30 Mart’ta sahiplerini bulacak.

Haydi siz de oylamaya katılın, sevdiğiniz sporcuları üst lige taşıyın...